15 Mart 2011 Salı

Aramızdaki Fark

Eşcinsellerde dahi demokratik anlamda iyileşmelere karşı bir şüphe vardır heteroseksizmi derinden içselleştirmelerinden dolayı. Bir de hazımsızlıkları vardır kendisi olabilenlere karşı "O bile-onlar bile yapabiliyorlar, olabiliyorlar, ben niye yapamıyorum?" kompleksiyle. İnsan kendi gibi olabilene, aynı yolun yolcusu olduğu-kendinden olana bu kadar karşı olabilir mi? Oluyor işte. Yanlışların doğru olduğuna, olması gerektiğine bu kadar şartlanmışsa oluyor işte.

Adam eşcinselliğin tam anlamıyla sıradanlaşmasına karşı çıkıyor eşcinsel olduğu halde. Erkek egemen bir toplumda yaşıyorsak, eşcinseller hadlerini bilmeli, mümkünse eşcinsel olunmamalı. Çünkü onlara-eşcinsellere göre bile doğanın tek gerçeği, doğanın dengesini sağlayan, koruyan tartışmasız ana akım kabul edilen heteroseksüellik.

Eşcinselliğin normal-doğal kabul edilmesini eşcinseller bile istemiyor ne yazık ki. "Eşcinsellik keşke olmasaydı ama olmuş ve daha fazla bastıramıyoruz eşcinselliğimizi, yaşıyoruz ama bunu heteroseksizme zarar vermeden yaşayalım, yaşamalıyız" diye kendi gerçeklerinin arkasında durmuyorlar, duramıyorlar.

Zaten heteroseksizmden eşcinselliğe, eşcinselliklerine karşı anlayış da beklemiyorlar. Eşcinsellikle bir arada anıldıkları zaman her türlü ayrımcılığa, hakarete, şiddete maruz kalma durumlarında seslerini çıkarmıyorlar her halukarda heterseksizmi haklı buldukları için.

Kaale alınmayacaklarını biliyorlar ama asıl sorun heteroseksizmi haklı bulmaları, eşcinsel haklarına hiç inanmamaları. İnsan hakları var ama eşcinsel oldukları zaman o haklar ellerinden alınabilir, başlarına gelenleri de hak etmişlerdir. Çünkü eşcinseller hadlerini bilmeliler erkek egemen dünyada yaşıyorsak!

Böyle düşünmeyen eşcinseller tabi ki varlar, hatta mücadele edebilme cesareti bulacak kadar bile ama çoğunluğu böyle düşünüyor düşünmek istemese de, düşünmek zorunda kalsa da.

İngiltere'de hükümet destekli eşcinsel hakları örgütü Stonewall tarafından homofobiyle mücadele amacıyla ve hükümetten alınan maddi yardımla hazırlanan, çocuklara eşcinsel ilişki ve farklı aileleri tanıtan bir eğitim paketi ailelerin tepki çekmesine rağmen öğretmenlere, öğrencilere tavsiye edilmiş. Kamu kurumlarının zorunlu olarak eşitliği tavsiye etmeleri gerekliliğine uygun olarak okullar ve yerel idarelerden homofobiyle mücadele paketini kullanmalarını istemişler.

"Farklılığı Övmek: İlkokullarda homofobiyle mücadele" adlı paket, okullara eğitim programına lezbiyen, gay ve biseksüellerle ilgili konuları da dahil etmesi, örneğin evliliğin yanı sıra sivil partnerlik konusunu da ele almasını öneriyor. Öğretmenlere gay kelimesini hakaret olarak kullanan çocukları uyarlamaları tavsiye ediliyormuş. Tavsiyede "Kral ve Kral" gibi, iki eşcinsel penguenin öyküsünün anlatıldığı kitaplar da var. Eğitim paketinde "Aynı sevgiyi yaşayan farklı aileler" türü posterler ve iki anneli ya da iki babalı aile çizimleri yer alıyor.

Bizim eğitim kitaplarımızda bırakın eşcinselliği, hala anne bulaşık, çamaşır yıkarken, kız çocuk ona yardım ederken, baba koltuğuna oturup televizyon karşısında gazete okurken, erkek çocuk da erkekliği sembolize eden oyuncaklarla oynarken resmedilerek toplumsal cinsiyet temelden dayatılıyor insanlara.

Bu eğitim programı-paketiyle ilgili daha önce de bi haber yer almıştı gazetelerde ve ben bunu bir eşcinsel arkadaşıma söylediğim de, "O kadar da uzun boylu değil, böyle bir habere inanmıyorum, bana da gösterir misin bu haberi?" demişti.

Eşcinsellerimize tüm haklarını versen bile, belki bunu hemen kabul edemeyecekler heteroseksizmin etkisinden kurtulamayacakları için, haberine bile şüpheyle yaklaştıklarına göre.

Aramızdaki fark işte bu. Batı'da demokratik iyileşmeler adına kalıplar, sınırlar zorlanıyor tepkiler göze alınarak, "Biz" de ise tam tersi heteroseksist yapı muhafaza ediliyor zararları çekile-çekile. Küstürülmüşüz, yabancı kalmışız kendimize, demokrasiye. Yabancı kaldıklarımıza korkuyla, şüpheyle yaklaşıyoruz. Elimizdekilerin iyi olduğuna inandırılmışız. Demokrasiyi, insan haklarını ütopya olarak kazımışlar beynimize. Demokrasinin Batı'ya ait olduğu ve batı özentiliğinin kültürümüze uymadığı, zarar vereceği ezberlettirilmiş."Oralar" a gidenler de görüylarmış homofobinin bizde olduğu kadar oralarda da yaygın olduğunu!

Bunlar bir şekilde demokrasi hazımsızlığının kendince rahatlama şekli. Yoksa herkes biliyor aramızdaki farkı. Çıkarına göre kimi zaman kendi kültürünü yüceltir veya aşağılarlar, kimi zaman da batıyı yüceltir veya aşağılarlar. Ben çok gördüm homofobiyle karşılaşınca "Buralarda yaşanmaz diyip çekip gitmek isteyen eşcinsel" ama iş heteroseksizmi savunmaya gelince birden kendileri de homofobik kesilip batı düşmanı oluyorlar, eşcinsel düşmanı oluyorlar.

Evet, kendisi eşcinsel olup da, eşcinsellere düşman olanların yaşadığı bir ülke burası. Eşcinsellerin başlarına gelen ayrımcılıklara "Hak etmiştir" düşüncesiyle duyarsız kalmıyor mu eşcinseller? Tepki verirse kendisinin de eşcinsel olduğunun anlaşılması korkusundan çok, ya eşcinsel taraftarı zannedilirse korkusu bu. Eşcinsel olabilirsin ama eşcinselliği savunmamalısın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder