26 Şubat 2011 Cumartesi

Ben Bir Hayvanım! Keşke "Hepimiz Hayvanız!" Diyebilsek!



İnsanlar cinsel yönelimlerinden, cinsiyetlerinden, dillerinden, dinlerinden, ırklarından, yaşlılıklarından, çocukluklarından dolayı ayrımcılığa veya her türlü kötü davranışa maruz kalabilirler ama hayvanlar, sırf hayvan oldukları için güçsüzlüğünden dolayı egemen canlı türünün eşitliksiz davranışına maruz kalmaktan öte yaşama haklarına bile sahip olamayabilirler, olamıyorlar da hala.

Şu dünyada kanayan en büyük yaram Kanada'daki fokların katledilmesi, en büyük utancım da bu katliamı gerçekleştirenlerin türüne dahil olmamdır. İster bu düşüncem hakaret olarak kabul edilsin, isterse beni bu düşüncemden dolayı en ağır ceza ile cezalandırsınlar.

İnsanların, Kanadalıların dediği gibi hayvanlar insanların geçim kaynağı da olsa, manevi değerler bazı kültürlerde kurban geleneğiyle tatmin edilse de, bilimsel olarak vücudun sağlıklı olabilmesi için eksikliğinin pernisiyöz gibi ciddi anemiye sebep olan B 12 vitaminin ana besin kaynağı et de olsa, ben kansızlıktan ölmeye de razıyım, manevi değerleri tahrikten linç edilmeye de.

Siz hiç çaresiz bir şekilde başınıza silah dayanarak ölümü beklediniz mi veya başınıza sert cisimlerle vurularak bağırtıla-bağırtıla öldürüldünüz mü? Bahanelere bakar mısınız? Tanrı böyle emretmişmiş, hayvanların etini yemiyorsan sütünü, yumurtasını ve yememeliymişsin, yumurta da bir gün yavru olacak bir ceninmiş, bu da bir katliammış v.s. v.s.

Ben günah da olsa, saygısızlık da olsa, her ne olursa olsun bir canlının her türlü öldürülmesine karşıyım. Her yıl bu fok katliamı günü gelecek diye korkuyorum ve çaresizce seyirci kalıyorum bu katliama. İçinde hayvan öldürme caniliğini taşımayan çok mu az insan var bu dünyada da seyirci kalınıyor veya bir şey yapılamıyor? Ne geçiyor acaba ele bu katliamla? İnsanlık denilen tür öldürme alışkanlığıyla mı yaşatıyor kendini, egosunu eşit olmayan bu öldürme gücüyle mi tatmin ediyor? Tabi haklısınız, insanlar koskoca dünyaya sığamayıp birbirini bile öldürebiliyorsa, söylenebilecek bir şey kalmaz değil mi?

Bir çoğu itiraz edecek şimdi doğanın dengesinin insanların aleyhine gelişmemesi için hayvanların bu tür öldürme ritüelleriyle sınırlandırılması gerektiği savına sığınarak. Peki doğanın dengesini bitkiler dahil sorumsuzca tüketerek bozan başka bir canlı türü var mı? Hadi protein ihtiyacının karşılanmasının başka yolları olmasına rağmen beslenmek için olanına eyvallah ama bunu ticarete dönüştürmek, güç yeterliliğiyle tembelliğe kaçmak değildir de nedir?

Kanada şimdi fok katliamı geliriyle aile bütçesine çok mu katkı sağladı, kişi başına düşen milli geliri tavan mı yaptı, yoksa dahi olduğu G 7 mi 8 mi her ne ise, o ülkelerden geri kalmamak için her türlü katliamı mubah mı görüyor kendine? Kanada ekonomik olarak fok katliamına muhtaç bir ülke değil ki. Biz geri kalmış ülkelerdeki geleneklere dayalı katliamlara çözüm yolları düşünmeye çalışırken, gelişmiş demokrasi olduğu iddia edilen ülkelerin çaresiz canlılara karşı yaptıkları bu katliamı esefle kınıyor, hatta suratlarına tükürüyor, orada yaşayan Kanadalılara da "Yazıklar olsun!" diyorum. Birilerinin de beni duyup sen ne diyorsun demelerini istiyorum. Ben de "Utanmaz katiller" demek istiyorum.

Bu klişe tabir doğanın kanunu "büyük balığın küçük balığı yutması" falan değil. İnsan türünün adaletsiz bir şekilde tabiata hükmetmesidir. Ne geçecek eline acaba lüks bir şekilde yaşamak için ihtiyacından fazla tabiatı tüketerek? Siz başka bir canlı türünün ihtiyacından fazla, doğanın dengesi olarak toplu katliam acımasızlığıyla, bu işin ticaretini yaptığına şahit oldunuz mu? Daha lüks yaşayabilmek için zekayı katliam amaçlı kullanmak da insanlık farkı değil mi!?

Bana insanlık adına hiç kimse sevgiden bahsetmesin artık? Hayvanların sevgi dolu nefesini suratında hissederek uyumayan bir insanın da beni anlamasını bekleyemem bu saatten sonra. Demokrasi ilerledikçe bile hala katliamlar devam edecekse, sevginin, eşitliğin ne anlamı olabilir ki?

Bugün bulunduğum ortamda "Kim hangi hayvan olmak ister?" diye bir konu tekrar gündeme geldi hayvanları zerre kadar anlamayan dünyada. Herkes sebebiyle beraber hangi hayvan olmak istediğini söyleyerek fantezi yaptı. Oysa ben bir hayvandım zaten kendisini onlarla bu dünyada eşit olarak gören, insan olmanın üstün taraflarını onlara zarar vermek amacıyla değil, yardıma ihtiyacı olan türlere yardımcı olmak amacıyla kullanılması gerektiğine inanan.

Bazı insanlar cinsel yönelimlerinden, cinsiyetlerinden, dillerinden, dinlerinden, ırklarından, yaşlılıklarından, çocukluklarından dolayı ayrımcılığa veya her türlü kötü davranışa maruz kalabilirler ama hayvanlar, sırf hayvan oldukları için güçsüzlüğünden dolayı egemen canlı türünün eşitliksiz davranışına maruz kalmaktan öte yaşama haklarına bile sahip olamayabilirler, olamıyorlar da hala.

Demokrasiden bahsediyorlar, insan haklarından bahsediyorlar, zevk için kedi öldürene beş-altı yüz lira para cezasıyla, canı tekrar isteyince canlı öldürme hakkını veriyorlar. Hayvanların zevk için insanları öldürdüğünü ve aynı parayla bu davranışlarını telafi ettiklerini düşünebilir misiniz? Gidenin geri gelmediğini hala öğrenemediniz mi? Her canlının bir canının olduğunu ve yaşama haklarının olduğunu da beyninize sokun! Aslında öğrenilmesi gereken, insanların insan odaklı yaşayarak insanlığın yani dünyanın sonunu kendisinin getirdiği.

Eşcinsellerin cinsel, pardon sosyal paylaşım sitelerinden GayRomeo kapatılmış. E, sen eşcinsel olarak var olmazsan, sadece eşcinselliğin cinsel bölümüyle sanki suçmuş gibi gizli-saklı kendini tatmin etmeye çalışırsan, zaten ellerinde olan kumandayla şak! diye o yaşama hakkını elinden alırlar. Ama sen milyonlarca eşcinsel olarak açık bir şekilde var olursan, kimse bir şey yapamayacağı gibi, eşcinselliği de normalleştirebilirsin onların gözünde. Sen böyle gizli-saklı cinsel tatminlerle anormal olmayı destekliyorsun dolaylı da olsa. Onların da korktuğu eşcinselliğin normalleşmesi zaten. Peki eşcinsellerin korktuğu ne de eşcinselliklerini gizliyorlar? Canları mı? Çok haklılar ama gizli olunca can tehlikesi azalmıyor, daha da artıyor. Eşcinsellik reel olarak var olmadığı sürece ya sıranın sana gelmesi hızlanır, ya da heteroseksel gibi heteroseksistçe, hatta homofobikçe "yaşar gibi" yaşar gidersin!

Bazı eşcinseller DNS ayarlarını değiştirerek bu siteye girmeye devam ediyorlarmış. Merak etmeyin, siz böyle sanal olmaya devam ettikçe DNS ayarlarına ihtiyaç kalmayacaktır yaşama önceliğinden dolayı. Bakın fok balıklarının işine yarıyor mu DNS ayarları? Eşcinsellerin fok balıkları gibi çaresiz kaldığı, şiddete maruz kalarak bağırtıla-bağırtıla öldürüldüğü kültürlerin olduğunu hepimiz biliyoruz. Yoksa sizin haberiniz yok mu? Biz de geriye doğru gitmiş olamaz mıyız, ileriye gittiğimizi zannedip de geriye gittiğimizin farkında olmayarak? Yoksa bundan da mı haberiniz yok?

İnternete karşı olduğum falan sanılmasın, hatta dünyadaki en büyük destekçisiyim her anlamda faydalı kullanabildiği sürece. Sadece eşcinselliğin "A' mısın, P' misin, yaş kaç, memleket neresi?" ilk öğretim alfabe düzeyindeki en basit şekilciliğe indirgenmesine karşıyım. Keşke cinselliğin kolay yaşanıp tatmin edilmesinden sonra eşcinseller kendileri olabilseler, enerjilerini kendileriyle barışmalarına da sarf edebilseler, sanalda "A" olup, yatakta "P" olmalarından dolayı homofobiklerinden kurtulabilseler.

İnternet aktivistliğinin sosyal devrime etkisinin olup-olmadığı, demokrasiye katılımı hızlandırıp hızlandırmayacağı tartışılırken, siyasetin otoritenin elinde olmaya devam ettiği sürece demokrasinin ütopyadan ibaret kalacağı bilinen bir gerçekken, biz hala açılamamanın güvencesi olarak teknolojiyi sadece cinsel bir oyuncak olarak kullanırsak, oyuncağımızı çocukların elinden alır gibi kolaycacık alıverirler. Alınan oyuncağımızı geri isteyebilsek, alındığı için zırlayabilsek bari. DNS ayarlarıyla işimizi gizli bir şekilde yürütmeye çalışıyoruz idareten işte.

Fok katliamı ile internette GayRomeo sitesinin kapatılmasının ne alakası var diyenler olabilir ama insanlar "yaşama hakkının hiç verilmemesi, veya zorba bir şekilde alınması" gibi öncelikli sorunlara karşı duyarsız kalırsa, sanal alem gibi geçici tatminlerle kendini kandırıp, oyalayıp katliam sırasının kendine gelmesini bekleyebilir en fazla.

Eşcinsellerin eşcinsel olarak yaşayabilme fırsatları her zaman var ama değerlendirmek isterlerse eğer. Yoksa sizde mi eşcinsel değilsiniz? Eşcinsellik var ama eşcinseller yok nasıl oluyorsa. Olanlar da ya hasta, ya deli, eşcinsel olamayan eşcinsellerin gözünde de enayi oluyor! Açıklayanların, açılanların hali ortada ama bu durum eşcinsel olmamak için yeterli sebep değil, olamaz, olmamalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder