8 Aralık 2022 Perşembe

24-27 Kasım 2022 facebook notlarım

 24

"Oğlunuzun eşcinsel mi olmasını isterdiniz, katil mi?" sorusuna hiç düşünmeden eşcinsel diyemiyorsanız, siz bir homofobiksiniz!

25

HEPİNİZ SUÇLUSUNUZ!

BARINAKLAR ÖLÜM KAMPIDIR! Bilmiyor muydunuz?

Konya'da köpekleri işkenceyle öldürmüşler. Sosyal medya paylaşımlar aracılığıyla karşıma çıkınca hemen o paylaşımları geçtim. Çünkü bunu yüreğim kaldıramaz. Bir toplumdaki sistem, o toplumun bireylerinin bir yansımasıdır. Yani, sanki ilk defa oluyormuş gibi bir veryansın, bana hiç samimi gelmiyor. Bu ülkedeki hayvan barınaklarında, siz hayvanların normal bir şekilde yaşadığını mı zannediyorsunuz? Barınaklara teslime dilen hayvanların öldürüldüğünü bilmiyor musunuz? Bu Konya'ya mahsus bir durum değil ki? Bunun suçlusu kim? Bu toplumun ta kendisi. Sokaktaki hayvanları sahiplenmek ve onlara bakmak yerine, barınaklara teslim edilmesini isteyen kim? Ben geri zekalı mıyım da sokaktaki her hayvanın sorumluluğunu alıyorum, asgari ücretin yarısı tutarındaki maaşımın 3/1'ini hayvanların karnını doyurmak için harcıyorum, sokaktaki kedilere mama verdiğim için sokaktaki insanların saldırısına uğruyorum? Oturduğunuz yerden ah vah etmekle hiçbir şey olmaz. O hayvanların sorumluluğunu alacaksınız. Bunun başka hiçbir çözümü yok. Kimi, kime şikayet edeceksiniz? Bu sorumsuzluğu yapan yöneticileri en alt biriminden en üst birimine kadar siz seçmediniz mi? Seçmediyseniz de toplumsal sistemi değiştirmek için ne yaptınız? Et yemiyor musunuz? Hayvan kurban etmiyor musunuz? Hayvanlara bakış açısı değişmediği sürece, hayvan hakları diye bir şey olmaz. Nokta. Boşuna çenenizi yormayın. Önce aynaya bakıp, gerçek yüzünüzle yüzleşin. Son olarak şunu söyleyeyim... Berbat sistemin bir parçası olmayı kabul ederek, sisteme isyan edemezsiniz!

Yukarıdaki Kilim isimli kedim yıllardır sorumluluğumda... Nezlesi bir türlü geçmiyor. İyilwşmesi için her yolu denedim. Bu kadarlık oluyor. Bu kediyi sokak sakinleri yakalayıp barınağa göndermek istemişti. Yani ölüm kampına. Oysa şimdi yaşıyor ve penceremde mutlu. İçeride yaşamak istese zaten alırım Evde zaten o kadar kedi var, onu mu yüksüneceğim ama dışarıda yaşamayı tercih ediyor.

26

HİÇBİRİNİZ SAMİMİ DEĞİLSİNİZ!

Hayvan haklarıyla ilgili ihlaller karşısında sesini çıkaran sanatçıları, dernekleri bile hiç samimi bulmuyorum. Herkesin derdi, kendini iyi gösterme yoluyla maddi veya manevi tatmin. Ner'den mi biliyorum? Ben ve benim gibi gerçek hayvanseverlerden. Bakınız gerçek hayvanseverler, bırakın hayvanların karınlarının doymasını düşünmeyi, yağmurlu günlerde veya soğuk havalarda zor durumda kalmaması için sokak hayvanları için barınma koşulları ayarlarlar, her sokak hayvanı sesi duyduklarında irkilirler acaba başlarına bir şey mi geldi diye, mesele ciyaklayan bir ses duyarım, acaba kedi sesi mi diye, çocuk sesi olduğunu anlayınca oh be derim!, hatta insanlar birbirini yer, beter olun derim ama evdeki bir kedim dışarda kalınca sabaha kadar uyuyamam, pencerelerime, yaşadığım binanın duvar diplerine sokak kedileri için açıkta kalmasınlar diye kedi evleri yaparım.  Eğer hayvanlara karşı genel insan topluluğu olarak duyarlı olsaydık, sokak kedilerine mama verdiğim için kavga edilmez, tartaklanmazdım. Emekli oluncaya kadar sokak kedileri için çok mama yardımı talebinde bulundum, sanatçılarından derneklerine, belediyelerine akadar ama geri bile dönmüyorlar. Şimdi kalkmışlar, bilmem nerelerini yırtıyorlar. Hiç samimi değilsiniz. Malum görüntüler ortaya çıkıncaya kadar da barınaklar vardı ve oraları ölüm kamplarıydı. Tedavi için gönderilen kediler mesela niye geri gelmiyor? Hatta bana vakti zamanında hak iddia etmiyorum diye tedavi için teslim ettiğim bir kedi için imza bile almışlardı. Oysa ben o dönem, 15 sene önce buraların ölüm kampı olduğunu bilmiyordum. Daha geçenlerde bir tanıdığımızın tedavi için gönderdiği kedinin o barınaklardan birinden öldü haberini aldık. O yüzden o barınaklara hayvan göndermeyin. Oraya onları ölüme gönderiyorsunuz. Bırakın hayvanlar sokaklarda yaşayabildikleri kadar yaşasın, eceliyle ölsünler. Asıl konumuz insanların hayvanseverlik konusundaki samimiyetsilikleriydi değil mi... Evet, sesini çıkaranlar, son malum olaydaki tepkiniz işe yaradı, teşekkür ederiz, ama dün dünde kaldı, bugün gene her şey aynı şekilde devam ediyor ve o barınaklardaki hayvanlar ölüme mahkumlar. Evde bir kedi köpek beslemekle hayvansever olunmaz; bütün hayvanları düşünürseniz, o zaman inanabilirim samimiyetinize. Ben her sokakta kalan kediyi eve aldığım için geri zekalı falan değilim, gerçi bana mahallede deli diyorlar ayrı mesele ama takozların dediğini kafaya takacak olsaydık, şimdiye kadar ortada dünya gezegeni kalmazdı, ama yaşamak için, oksijen için, yaşamın sürekliliği için, yaşam zincirinin halkalarından hayvanların sürekliliği adına kendi canımız gibi onların sorumluluğunu almak zorundayız. Buna vicdan falan demek istemiyorum. Çünkü sorumluluk ve duyarlılığı vicdan ile açıklamak çok basite kaçar. Duyarlılık ve sorumluluk akıl işidir. Sen ne yapıyorsunuz diyebilirsiniz. Ben bu barınaklara karşıyım ve hayvanların bulundukları noktalarda sorumluluklarının alınması taraftarıyım. Belki bu sayede insanlar, hayvanların da kardeşlerimiz olduğunu öğrenirler. Ve en önemlisi, sözde duyarlılık gösteren hayvanseverler, eğer samimiyseniz, gerçek hayvanseverlere ulaşın ve onların mama sorunlarına yardımcı olun. Böylece o kamplara hayvan gitmemiş olur. O hayvanları oralara, insanlar gönderiyor; Eğer hayvanların bulundukları noktalarda sorumlulukları alınırsa, o kamplara ihtiyaç kalmaz. Pardon barınak diyecektim. Yukarıdaki fotoğraftaki kedi sokağa atılan bir ev kedisi. Belki de bilerek benim evin etrafına bırakıldı. Şimdi bende yaşıyor. Siz de yapabilirsiniz bunu. Ben mesela evimi kedi evine döndürdüm, onlarla ortak yaşıyorum. Bir şey kaybetmezsiniz, siz de yapabilirsiniz. Lüks yaşamınızı ölürken yanınızda götürmeyeceksiniz ama vicdanınız rahat ölebilirsiniz.

27

İçinde yaşanılan toplum ve kültürden bağımsız birey olunamamasını hiç sağlıklı bulmuyorum.

30

Çok kırıldığım bir olayı anlatacağım. Apartmandan apartmana iki komşu konuşuyorlar. Ev sahibinin kirasını alamadığı için evinden atmak istediği kadın, karşı apartmandaki erkek komşuya, benim kaldığım binayı kasdederek diyor ki, 1. kat satılıkmış, alıp ev sahibi dırdırından kurtulmak istiyorum. Erkek de beni kasdederek diyor ki, aman ev alırken dikkat edin. Almayı düşündüğünüz dairenin altında deli bir adam kalıyor. Evinde 300(üçyüz) kedi besliyor, diyor.

Oysa benim evde beslediğim kedi sadece 6 tane. Onlar da gündüzleri gezmede oluyorlar. Evde sürekli kalan kaportadan itfaiye yardımıyla kuttardığımız minnak kızım Monika var. Ön-yargı dedim ya, inanın suç işleyip yargılansam, bu kadar koymaz insana... Evet kırgınım insan türü size...

Kendini zeki sanan kurnazlar, iyiniyetli ve mütevazi insanları salak zannederlerMİŞ!

Sosyalleşirken aklınıza bile gelmeyen insanı, zorda kalınca ve ihtiyaç olunca ilk onu aramaya utanmıyor musunuz?

nsanlar ortaya konuşunca bile fikir beyan etmeyi bıraktım;onlar zaten kendilerini onaylatmak isteyen bir yardakçı aramıyorlar mı?

Dünya Futbol Şampiyonası'nı homofobik bir Arap ülkesi olan Katar'da yapıldığı için elbette izlemiyorum; geri zekalı mıyım ben?

Yeni Akit gazetesi başlık atmış. Zaman gazetesinde eşcinsel yazar vardı. Şaşırmalı mıyız buna? Bu kafalar eşcinselliğin doğanın bir gerçeği olduğunu ve zaman, mekan, sınıf, meslek, cinsiyet, kategori, coğrafya, kültür vesaire seçmediğini ne zaman öğrenecekler acaba?

Eşcinsel haklarına destek çıkmayanların savunusu şu; "ben ... dine inanıyorum". Hiçbir inanç, bir insanın yapısına uygun yaşama hakkı ve bunun savunulmasından daha üstün olamaz. Eğer bir din de eşcinselliği lanetliyorsa, bu, o dini benim için geçersiz kılar. Sen şusun diye, hiçbir kimseye, hiçbir şeye zararı olmayan bir özelliği lanetlemek diye bir şey kabul edilebilir mi? Ben dine inanmayarak hiçbir şey kaybetmiyorum ama eşcinselliğimi yaşayamazsam, bu ölmekle eş anlamlıdır. Tab,, homofobikler bu dediklerimi anlayamayacakları için karşı çıkacaklardır.

Homofobikler sayfamdan gitsin! Sizi zorla tutan yok ki!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder