1 Nisan 2020 Çarşamba

Bize gerçekten bi' şey olmaz!

Hani bazıları diyor ya salgından ötürü "bize bi' şey olmaz!" diye, altında aslında drama yatıyor, bugüne kadar kendilerine yapılan haksızlıklar ve adaletsizlikler yatıyor, eşitsizlikler yatıyor, ayrımcılıklar ve ötekileştirmeler yatıyor, belki de en önemlisi sisteme tepki yatıyor... Çünkü adamlar zaten yanmış, yaşasalar da yanarak yaşıyorlar ve de umutsuz bırakıldıkları için yanarak yaşayacaklar... Adamlar diyor ki, ölsek ne kaybedeceğiz; neyimiz var ki zaten oksijenden başka, diyor. Korona'dan önce de zaten işsizdiler, evlerini geçindiremiyorlardı, hatta yoksulluktan intihar haberlerini son yıllarda çok duyduk; en çok koyan da yemek parası kalmadığı için intihar eden üniversiteli kız ile, çocuğuna okul için pantolon alamayan baba idi.

Adamlar, virüse yakalanmak pahasına çalışmak zorundalar. Yardım mı dediniz; gidin yaa! Adamlar sizden yardım istemiyorlar ki; iş istiyorlar. Çalışacak iş yok! Sanki 12 milyon işsiz ücretsiz izne ayrılmış da, onların maaşlarını veriyormuş gibi, onlara yardım toplanıyormuş gibi bir hava estiriliyor. Düşünülenler zaten sermayeye çalışarak para kazandıranlardı; işsiz olan, ölümü-intiharı düşünenler değildi. Yardım severler, devlet, yardım yapan kim varsa..; hadi sıkıyorsa beni de düşünün, benim gibi Korona'dan önce de karantinada gibi yaşayanları düşünün! Düşünsenize!

Bir de korku salıyorlar evde kalın diye; neymiş sağlığımız her şeyden önemliymiş. MİŞ! Hastanede gözünüzü tavana dikip, 14 gün hapsolmaktan iyiymiş evde kalmak! Zaten biz nerdeyiz ki? Sizin gibi restoranlarda yemek yemiyoruz, kahvaltılarımızda peynir ekmekten başka bir şey yok, zeytin bile lüksümüz! Dolara mı yatırsak yoksa fazie mi veya altına mı diye ne yapacağımızı bilemediğimiz paracıklarımız da yok; borcumuz var, bir işe yarar mı acaba; nereye yatırsak ki bu borcu?

Devlet yetkilileri çıkıp konuşuyor; EVDE KALIN! Sağlığımız içinmiş, MİŞ! Gerçekten vatandaşların düşünüldüğüne mi inanıyorsunuz? Evde Kal diyenler, sadece kendilerini düşünüyorlar. Yani ben Korona'dan ölsem kimin um'runda olur, ölenler kimin um'runda? SADECE KENDİLERİNE KORONA BULAŞMASIN İSTİYORLAR! Kendi ekonomileri ve itibarları sarsılmasın istiyorlar. Yaa ben bir vatandaş olarak hiç değerli hissettirilmedim hayatım boyunca; kaç kişi hissettirildi acaba kendilerini bu anlamda kandırmak dışında? Bir ömür boyu, 7 sülaleme yetecek kadar param olsaydı, ben de evde kalın derdim elbet! Ben demem de onlar adına konuşuyorum.

Yardım çağrıları yapanlar falan reklam derdinde. İşte iki aylık kira almayanlar, kaç yüz veya kaç bin ailenin 2 aylık gıda ihtiyacını karşılayanlar... RAMAZAN ERKEN GELDİ DİYELİM! Hepsi PR! Yani hepsi üç kuruşa reklam yapıyorlar; çünkü gerçek reklam daha pahalı ve çoğu zaman etkili bir şekilde hedefine ulaşmıyor bile. TAM DA ZAMANI YARDIM YAPMANIN, PARDON REKLAMLARIN!

Uzaktan konuşmuyorum, ben gerçeğin ta içindeyim. Hayatım boyunca, birilerinin kendi manevi tatminleri veya tanıtım amaçlı kampanyaları dışında hiçbir yardımını görmedim. Ulan bu ülkede açlıktan gebersen bile, "elin tutuyor, ayağın tutyor, git çalış!" atasözü suratınıza kapı gibi çarpar. Yardım kimlere yapılır bu ülkede biliyor musunuz; yandaşlara, yalakalara! NERDEN Mİ BİLİYORUM; KENDİMDEN. BU ÜLKEDE GERÇEK ANLAMDA YARDIM FALAN YAPILMAZ; HAK YENİR. NERDEN Mİ BİLİYORUM; KENDİMDEN! 7 senedir emekliliğim yaş engeline takıldığı için emekli olamıyorum. Emekliliği hak etmişim, hadi yavrum senin yaşın genç, 7 sene sonra gel demek ne demek? Sen bir yasa çıkarıyorsan, bunu geçmişe dönük işletemezsin.

Nereye gidiyor haklarımız; okuyoruz; 20 tane din vakfından bahsediliyor. İnternet çağında 120 odalı saraya ihtiyaç var mı? 4 metre kareden yönetebilirsin ülkeyi. Milletvekili ile vatandaşın sosyo ekonomik ihtiyaçları arasında da fark olduğuna inanmıyorum ki maaşları arasında fark olsun. Ayrıca vatandaş, devletin  bedava hizmetlerinden de faydalanamıyor.

Evde kalın deniyor ama hayat durmadan pahalanıyor. Yardım kampanyası başlatacağınıza, marketteki gıdaları ucuzlatın. Devlet ne diyor, daha çok makarna üreteceğiz; e fiyatları pahalı, gene alamayacağız ki! Yaa, devletin sözleri bile bana, birilerinin fırsatçılığına zemin hazırlıyormuş hissi yratıyor. Pardon makarna fabrikaları, çay şeker fabrikaları kime aitti? Medyayı artık biliyoruz da!

Evde kalın diyorsunuz; EVDEYİZ zaten her zaman olduğu gibi. Evde kalmasak bile bize bir şeycikler olmaz. Alışmış bünyemiz sabahları kuru ekmeğe ve en büyük lüksümüz peynire. Eğer gıdasızlıktan bize bir şey olmuyorsa, Korona ne ayol! Bir de buna kedi kokusu eklediniz mi, Korona kaçacak delik arar!

Ben neler yaşadım 50 sene boyunca. Bundan sonra ben ve benim gibilere hiçbir şey olmaz gerçekten. KORONA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZİ DAHA DA GÜÇLENDİRİR EN FAZLA! Şu anda ölsem, sadece kedilerim var düşündüğüm. Belki de bizler ölmek istesek bile hayat buna izin vermez. Çünkü hayat, meydanı boş bırakmamızı istemez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder