Borcu olanlar da zekat veriyor mu ki? Bir de ben borçlanarak kedilere mama alıyorsam, bu zekat yerine geçer mi? Borçlarımı da 8 ay sonra ödeyeceğim ama.. Sayılmaz herhalde. ATV'deki hocaya sorsak, hayvanlar din kapsamı dışı diyebilir. Ama ben mantıken hayvanlar için yaptıklarımın insanlar için eşdeğerde olduğuna inanıyorum. Gerçi dine inanmıyorum ama vicdanen yardıma inanan biriyim. Ama gerçek anlamda yardımla hiç karşılaşmadım. Ya görev icabı yapılıyor, ya da göstermelik. Yani Ramazan dışında insanlardan 1 ekmek parası istesen, git çalış diyorlar!
Eskiden nasıl bu kadar pozitif olabiliyorsuna bazıları, haberleri izlemiyorum şeklinde cevap veriyordu. Gündem bazı çıkar gruplarının tekelinde oluşuyorsa, oluşturuluyorsa, tekelinde olduğu için iyileşmeye doğru bir gidişat yoksa, medya gibi gündem yansıtıcıları bu çıkar güçlerinin eline geçtiyse, dolayısıyla kandırmaca bir gündemse, ve de bu çıkar grupları yüzünden açlık işsizlik gibi sen gündem maddesine sen dönüştürüldüysen ve de umursanmıyorsan, dolayısıyla çözümleyici olma yetenekleirn elinden alındıysa aç ve çaresiz bırakılarak, kedi-köpek maması seviyesindeki bir asgari ücrete robot gibi talim ettirilir hale getirildiysen, GÜNDEM SENİN BENİM NEYİME! Sadece sosyal medyadan tarafsız paylaşımlara bakıyorum. Zaten mahkum gibiyiz, bir de moral bozmanın hiçbir alemi yok. Hani iktidar gerçekleri gizleyerek biz kandırıp güçlü görünmeye çalışıyor ya, boşverelim de kendi kendini kandırsın iktidar. Biz sosyal bağışıklık kazanalım olaylara karşı, zaten kaybedecek neyimiz var ki acımızdan, üzüntümüzden, umutsuzluğumuz ve borçlarımızdan başka; kaybedecek şeyi olanlar düşünsün gündemi! Beki de biz hayatı zaten durmdurulmuş insanlar olduğumuz için etkilenmiyoruz artık hiçbir şeyden!
Alsana KORona!
Hani şu eşcinselleri her gün sapıklar diye nefrete hedef gösteren gazeteci Yeni Akitçi'ler var ya; yalan haber dese de, yayın yönetmeni falan dahil CoronaVirüs'e yakalanmışlar. Hani yobazlar Koronvirüs sanki eşcinsel hastalığıymış gibi eşcinsellikten kaçının, anal ilişkiye girmeyin diyordu ya, öyleyse onların dediğine göre Koronavirüs eşcinseller yüzünden var ise, Korona'ya yakalanan herkes mi eşcinsel?
Ne kadar gerçek bilmiyorum ama eşcinselleri her gün sapık diye nefrete hedef gösteren Yeni Akit Gazetecileri Korona'ya yakalanmış!
Eşcinselleri her gün sapık diye nefrete hedef gösteren yobaz gazeteciler Korona'dan sonra inşallah AIDS'e de yakalanır!
Eşşcinsellere her gün sapık diyenleri devlet susturmazsa, Evren'in sopası işte Korona olur!
Geyler her gün yobaz gazeteciler yüzünden nefrete maruz kalırken, aynı gazetecilerin Korona'ya yakalanmalarına ne diyebiliriz ki?
Sapık, hasta, ahlaksız, günahkar diye alma eşcinselin ahını, çıkar KorONA KORona!
Eşcinsellere sapık diyenlerin Korona olmasına seviniyor muyum; ne münasebet; onlar üzerlerinden sevinilmeyecek kadar bile zavallı!
Eşcinselim ama Korona değilim!
Beni, doğuştan getirdiğim özelliğim olan eşcinselliğim yüzünden üzenlerin başına ne gelse, yüreğim soğumaz inanın!
Benim-bizim eşcinselliğim-iz kimseye bir şey yapmadı ama eşcinsel olduğum-uz için siz bana-biz eşcinsellere çok şey yaptınız!
İNSANLIK DENİLEN ŞEY, DÖTÜNÜ YIRTSA BİLE EŞCİNSELLERİN HAKKINI ASLA ÖDEYEMEZ!
Çocukluğumdan beri kendimi bildim bileli, kendimi kız gibi hissediyor ve hemcinslerimden hoşlanıyordum. Yani kimse bana tecavüz ettiği, ailem beni yanlış yetiştirdiği veya ben birilerine özendiğim için eşcinsel olmadım. Önümde erkeklik bu kadar yüceltilirken, ben aşağılanan eşcinselliğe mi özenecektim? Yani ben, içimden gelmeyen bir şeyi birilerinin zorlamasıyla veya birilerine özenerek yapacak kadar geri zekalı değilim; zeka seviyem ölçülse belki de ortalamanın üzerinde çıkar! Ama siz ne yaptınız, bizi doğuştan getirdiğimiz ve kimseye zararı olmayan ama kendimizi gerçekleştirerek bizi mutlu eden eşcinselliğimiz yüzünden, bizi aşağılayıp dışladınız, ötekileştirdiniz, hasta-ahlaksız-sapık-günahkar diye nefrete hedef gösterdiniz, şiddete maruz bıraktınız, öldürülmemize bile sebep oldunuz. Hani sevgi-saygı-insanlık-eşitlik-özgürlükten bahsediyorsunuz ya, eşcinselleri sırf cinsel yönelimleri-eşcinsellikleri yüzünden üzenlerin; insanlıkla, vicdanla, insan haklarıyla, eşitlik ve özgürlükle, demokrasiyle, hatta din ile bile zerre kadar alakası olamaz! Dediklerim ilkokul seviyesindeki bir çocuğun bile anlayabileceği seviyeden cümleler ama ya siz anlayamayacak kadar beyinsiz ve cahilsiniz, ya da işinize-çıkarınıza öyle geldiği için anlamazlıktan geliyorsunuz! OK!? Bu insanlık denilen şey, eşcinsellerin hakkını asla ödeyemez biliyor musunuz? Çünkü bizler eşcinsel olduğumuz için sadece reel anlamda öldürülmüyoruz, yaşama haklarımız elimizden alındığı için, zaten her gün ruhen de öldürülüyoruz; erkek egemen-heteroseksist yapı tarafından herkes kadar eşit ve özgürce yaşamamıza izin verilmiyor çünkü!
"Eşcinsellere sapık diyenler AIDS olsun" derken ironi yaptığımı anlayamayan ve yobazların tarafında bulunan eşcinsel homofobiklerin olması düşündürücü! Amaç burada bilimsel dilden anlamak istemeyenlere, anlayacakları dilden ifadede bulunarak homofobiye dikkat çekmektir. Yoksa olayı kişiselleştirerek rencide etmek, ancak eşcinselleri nefrete hedef gösteren cahil ve yobazların işi olabilir.
Eşcinselleri sapık diye nefrete hedef gösteren yobazların ifadeleri bir bakış açısı ve ifade özgürlüğü değil, nefret suçudur!
Arada sırada yakınımzdaki parka spor yapmaya gidiyorum geceleri kimsenin olmadığı saatlerde. Gerçekten de inanlar artık yok denilecek kadar az çıkıyorlar geceleri dışarıya. Dikkatimi çeken şey ise polisleirn ve zabıtaların bir çok yerde devriye geziyor olması.
Parkta spor yapmaya gelen 4 gençten bir tanesi diğerlerine anlatıyor; ya karantina 12 ay sürerse; devlet dışarıya çıkma diyor ama bizim giderlerimizi karşılasın, biz de çalışmayalım. Dükkan kiralarını kim karşılayacak diyor. Burada bir adaletsizlik var diyor. Parası olan idare ediyor, peki biz ne olacağız diyor. Devlet herkesi düşünüyor mu da böyle bir karar alıyor diyor. Eğer aç kalmamak için, geçimimizi sağlamak için ölümü göze alarak iş yerini açıyorsak, ölümümüzün sorumluluğu bize aittir diyor.
Virüse rağmen işyerlerinin kapatılmasına karşı çıkan bir iş sahibi, aç kalmamak için dükkanı açmak istiyorsak, ölümümüzün sorumluluğu bize aittir. DİYOR!
ÜLKENİN BAŞINDAKİLER VATANDAŞI DEĞİL DE KENDİLERİNİ DÜŞÜNDÜKLERİ SÜRECE TÜRKİYE DÜZE ÇIKAMAZ!
50 yaşındayım; hyatım boyunca karın tokluğuna çalıştım, emekli oluncaya kadar borç ile idare ediyorum kendimi, emekli olduktan sonra da ölmeyecek kadar emekli maaşı alacağım... Çocukluğumda anam sabahları okula gönderirken bir gün önceden demlene çayı tekrar demlerdi. Çocuktum o zaman, dolayısıyla çok idrak edemiyorum; çay, şeker, tüp kuyruğunu falan "gıtgımıl" hatırlıyorum. O dönem yokluk vardı ama hayat bu kadar pahalı mıydı bilmiyorum ama sanmıyorum. Elektirk, su falan bu kadar değildi. Su parayla bile değildi köy yerinde. Yalnız Televizyonlar falan çok pahalıydı ama yağ, salça falan böyle devasa değildi. Yaa yakın zaman, 2000'lerde yağın kilosu 1 liraya tekabül ediyor, ekmek de 5-10 kuruşa tekabül ediyordu... 500-600 lira maaş alıyordum, 200 lirasını ev kirası veriyordum ama su 50 kuruş geliyordu, elektirk 10 lira falan, tüp de 5-10 liraydı. Yani şu anda hayatımızı idame ettirebilmek için 5-6 bin lira olması gerekiyor maaşların. Türkiye bi' düze çıkamadı gitti, ben ölünceye kadar da çıkamaz. Neden mi? Vatandaş 2 bin lira alırken Devletin başındakiler 1250 odalı sarayda yaşayıp, 100 bin lira maaş alırsa, belki daha fazla, vekilleri 30 bin lira alırsa, elbette Türkiye düze çıkamaz. Bilmiyor muyuz fabrikaların, medyanın, özel veya resmi bir çok yerin yandaşların eline geçtiğini...
Bir şeyler yazıyorum içinde yaşadığım ekonomik koşullarla ilgili... Sonra siliyorum boşver diye. Kim duyacak, ne değişecek? Bir de ağrımaz başımı ağrıtmayayım diyorum durduk yerde. Adamın biri demiş de hükümete zor zamanlarında köstek değil, destek olmalıyız diye de! Zor zamanlarında, kim, hangimiz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder