14 Ocak 2019 Pazartesi

Lütfen hayvanlar üzerinden veterinerler gibi ticaret yapılmasın!

Zehra 3 gündür hasta. Veterinerler hakkındaki düşüncelerimi daha önce ifade ettim. Onlar birer para tuzağı. Gerçekten hayvanları düşündükleri için varlar ise, namerdim. Eğer o kadar duyarlılarsa, sokak hayvanlarını da tedavi etsinler veya durumu iyi olmayanların hayvanlarıyla ilgilensinler.

Fotoğraf açıklaması yok.

Zehra'ya ne olduunu anlamadım. 3 gündür dışarıya çıkmıyor zaten. Zehirlense, zehirlenme etkileri gösterir. Kusma yok. Dışkıları da normal. Sadece halsiz ve yemek yemek istemiyor. Ben enjektörle sıvı olarak besliyorum şu an.

Bir veterinere gittim; aşılarını yaptırmazsan olacağı bu dedi. Neymiş, pireler kedileirn derilerinden içine girip onlara zarar verirmiş. Tabi dedim. Beni suçlar nitelikte konuştu; sadece hayvanlara bakmakla sorumlulukların yerine getirilemeyeceğine dair. Ve bana kapıyı gösteri nitelikte iyi günler dedi. Ben burada hayvanları ne kadar düşündüğümü örnekleriyle falan anlatmayacağım. Çünkü ben kendi beslenmeme harcayacağım parayı onlara harcayan birisiyim. Ayrıca bir insan canından bile kedilerin canlarının daha değerli olduğunu da anlatmayacağım dilsiz ve de yardıma muhtaç oldukları için. Hatta onlar için dünyayı yakarım desem bile kimse inanmayacaktır zaten. Zaten o veterinere bu son gidişim. Benim için bitti. Kaç veterine, kaç iş yeri gitti buradan; amaç para kazanmak değildir, insan kazanmaktır! Diğer bir veteriner de muayenelerin 100 lira olduğunu söyledi. Sadece muayene o da. Yani kediye bir katkı sağlayacaklarına inansam, hiç önemli değil. Muayene edecekler, 100 lirayı alacaklar. O kadar. Tamamen bir ticarethane. İnsana muamelelerini görseniz, hayvan olsa tırsar kaçar! Mesela bir hayvansever kardeşimiz var aynı mahellede. Sokaktaki bütün hayvanlara yetişmeye çalışmaktan, veterinere 1500 lira borca girmiş. Gelin siz anlayın artık veterinerler konusunda ne demek istediğimi. Diyeceksiniz ki onlar-veterinerler nasıl ayakta kalacak? Hani hayır duası almak çok önemliydi!

Konuyu veterinerlerden başka noktaya bağlamak istiyorum. Beni sorumsuzlukla niteler konuşan veterinere ithafen diyeceğim o ki, benim hayatımı paylaşma durumum en çok hayvanlarla. Dolayısıyla çok içiçeyiz hayvanlar ve ben. Beni kendilerinden biri gibi görüyorlar. Çünkü gözlerini ilk açınca beni görüyorlar. Ben onların yaşama umudu ve kaynağı gibiyim. Sanki onların yaşama emirlerine amade gibi. Sanki ben onlarla ilgilenmek için yaratılmış gibiyim onlara göre. Benim kızmalarım bağırmalarım bile sanki iki kedinin hırıltısından öteye geçmediği için, beni kaale bile almıyorlar artık. Cep telefonu, bilgisayar ve malzezemeleri, ve daha neler neleri mahvettikleri halde hiç sesimi bile çıkarmıyorum onlara. Bebeklikten itibaren 10 veya daha fazla kedinin altlarıyla ilgilenmenin kolay mı olduğunu sanıyorsunuz; oysa onların dışkılamaları beni mutlu etmekten başka hiçbir şey ifade etmiyor sağlıklı olduklarının göstergesi olduğu için. Tabi benim iç dünyamı, hayvanlarla iletişimimi bilmeyenler, konuya kendi bakış açısı çerçevesinde yorum yapıyorlar. Böyle önyargılı kişileri de evrene havale ediyorum.

Daha fazla uzatmayayım. Duygusal bir bağ oluşuyor hayvanlarla aramda ve kendimden çok onları düşünüyor, hayatımı onlara göre ayarlıyor ve kendi özgürlüklerim de kısıtlanıyor doğal olarak. Evden uzun vadeli ayrılamıyorum mesela: Dışarıya çıktıklarında peşlerinde oluyorum araba çiğner veya zehirli bir şeyler yerler diye, sokak kediler zarar verir diye... Alışıyorum onlara ve sanki bir parçammış gibi oldukları için, onların başına gelen her bi' şey beni çok üzüyor, çok yaralıyor. 2019 doğumlu olan kedilerimden iki tanesi kayboldu. Kaybolanlardan Krem kaybolmadan önce hastalanmıştı sebepsizce ama iki günde kendine gelmişti. Zehra da 3. gününde hasta olmasının. Umarım iyileşecek kızım.

Yaa, aslında herkes benim kadar hayvanları düşünseydi, hiçbir hayvan hayatlarına erken veda etmek zorunda kalmazdı. Çünkü duyarlılıktır sorunların çözümünü sağlayacak olan. Yapabileceklerim de belli bir noktaya kadar oluyor hayvanlar konusunda benim. En başta maddi imkansızlıklar tabii ki... Onun dışında benim hayvanlara karşı yasaların iyileştirilmesi konusunda falan yapabileceğim ne olabilir ki kurban kültürünün hakim olduğu bir coğrafyada; Çünkü hayvanlara bir eşya gözüyle bakılıyor genel anlamda. Önümüdeki ay Belediye'nin yaptığı Halk Günü'ne gideceğim Belediye Başkanı'yla konuşmak için. Belki Belediye'nin verteriner kliniğinin durumu kötü olanların hayvanlarına ücretsiz tedavi sağlar umuduyla.

Konuyu şuraya bağlayarak bitirmek istiyorum. Yaşam bir süreç. Ben sevdiklerime aşırı bağlanan ve onları kaybetmek istemeyen biri olarak, kedilerimle de ömür boyu problemsiz yaşayacağımı sanıyorum ama hiç de öyle olmuyor. En fazla iki kedim yaşadı 3 yaşına kadar. Genelde en fazla 2 yıl yaşıyorlar şehir hayatında ve çoğu 1 yaşına ulaşmadan ölüyorlar; ya trafik kazasına kurban giderek, ya da zehirlenerek. Ve ben her kayıpla bir parçam eksik yaşıyorum. Aklı sürekli kedilerinde olan birisini hiç kimsenin anlamasını beklemiyorum zaten.

BANA GÖRE VETERİNERLER DEVLETİN AÇACAĞI VETERİNER KLİNİKLEİRNDE ÇALIŞMALI SADECE VE VETERİNERLER DE ÜCRETSİZ OLMALI TÜM HAYVANLAR İÇİN!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder