Bizden eşcinsel çıkmaz; çünkü Osmanlı torunuyuz!

Hep öyle değil midir; eşcinsellikle Osmanlı yan yana getirildiği zaman hep köpürürüz; çünkü homofobiğiz kısaca. Yok sayarız bütün geçmişimizi; tarihi kendi kafamıza göre heteroseksistçe, heteronormatifçe yazarız. Her şeyi erkeklik üzerinden tanımlarız ve o erkekliğin de kadınlıkla, feminenlikle alakasının olmaması gerekir görsel veya davranış olarak. Güçlü bir erkek profili vardır toplumun gözünde savaşçı kimliğiyle, maço endamıyla ve bunun muhafaza edilmesi için ne gerekiyorsa, nasıl davranılması gerekiyorsa öyle yapılır. Erkek dediğin pasifize olamaz, erkek dediğin sevilemez bile; sever sadece! Tarihimizde eşcinselliğe gözümüzle şahit olsak bile kendimizden şüphe duyarız; ya rüya, ya da halüsinasyon deriz. O derece homofobiğiz, o derece gerçeklerden korkağız. Çünkü kendimiz değiliz, doğamızı yitirmişiz.

Bakınız... Bize İran'dan gelen eşcinseller var, feminen erkekler var sokaklarda göz süzen, bel kıran ve endam eyleyen. Avrupa desen hepten sapık ve ahlaksız! Ama bizde eşcinsel yoktur. Siz hiç İran'da, Amerika'da, Avrupa'da eşcinsel Türk gördünüz mü? Ülkemizdeki Zeki Müren de "gay"dir kulüplerde insanları eğlendiren; tiyatora yapmaktadır ve bunu takriben 90'larda bu tür erkek şarkıcılar çıkmıştır barlarda, gece kulüplerinde şarkı söyleyen. Onlar da dillerinden düşürmedikleri üzere evlenecekler ve çocuk sahibi olacaklardır. Eşcinsellik kelimesi telaffuz bile edilemez. Bülent Ersoy familyasına gelirsek, onlar kadındır! Kısmetlerini beklemektedirler heteroseksüelce-heteroseksistçe.

İfira atılmaktadır Osmanlı'ya bazı padişahlar eşcinsel diye. Hatta Mevlana'ya bile toz konduramayız bu konuda. Ama işimize gelmedi mi, tarihi bir büyüğümüzü eşcinsel diye yerin dibine batırmasını da biliriz. Çünkü o yobaz, dogmatik, heteroseksist değildir..!

Lut Kavmi'nden bahsederken, Tanrı'nın eşcinselleri helak ettiğine dair milyonuncu kez baskı yaparız ama tarihte bu eşcinseller neden var demeyiz, Tanrı bu eşcinsellere karşı çıktığı halde neden yarattı demeyiz. Yaratmamıştır canım, onlar sonradan sapmıştır! Kendileri-heteroseksüeller sapmaz da, onlar-rşcinselelr sapar sadece!

Doğa felaketlerine doğa olayı demeyiz. Her şey Tanrı'nın güdümündedir ama aynı Tanrı heteroseksüelleri de helak etmektedir; hatta en Müslüman toplumlardakini. Çünkü Kuzey ülkelerinde hiç deprem olmaz ve Tanrı oraları es geçer eşcinseller en çok o topraklarda bol olduğu halde. Neden? Söyleyin bana, neden? Tanrı onların cezasını öte dünyada mı verecektir? Müslüman ülkelerde "bu dünya"da ceza veriliyor idam edilerek veya ayrımcılığa uğrayarak; öte dünyaya günahları kalmıyor mu o zaman bu dünyada ceza çeken eşcinsellerin; yoksa onlar Müslüman oldukları için 2 kere mi ceza çekecekler? Yoksa Müslüman ülkelerde insnalar Tanrıcılık mı oynuyorlar, Tanrı'nının görevini mi üstleniyorlar. Yoksa Tanrı'nın böyle bir emri, eşcinselliği günah sayması gibi bir durum yok mu? Yoksa yoksa, Tanrı adaletsiz mi de Hollanda'yı, Danimarka'yı, Norveç'i, Finlamdiya'yı kayırıyor? Yoksa oraları çok soğuk olduğu için; bizde bir söz vardır; yazın avratla yatacaksın teni soğuk olur, kışın oğlanla yatacaksın teni sıcak olur... Kuzey ülkeleri de hep soğuk olduğu için erkek erkeğe mi yatmaktadırlar? Tanrı da hava şartları sebebiyle normal mi karşılamaktadır bu durumu? Keza Japonya'da da gay çok ve o kadar çok deprem oluyor ama bir türlü helak olmuyorlar. Neden? Adamlar depreme karşı önemlemlerini almışlar ve bunu yaparken sanırsam eşcinselleri düşünmüşler!!!