Basit bir denklem kuracak olursak dünkü eşcinsellikle ilgili haberler üzerine... Travestiler fuhuşta basılıyor ve sokakta kavgaya maruz kalıyorlar. Medya da yangına körükle gidiyor. İnsanlar neden seks işçiliği yapıyor veya acaba travestiler saldırıya mı maruz kaldı? denmiyor. Toplum da medyanın yansıttıığı şek'le zaten meyilli olduğu için gerçekler anlatılamıyor, anlatılsa da önyargıdan veya herkesin işine öyle geldiği için dinleyen olmuyor. Eşcinsellerin güçlü bir medyası yok genele hitap eden. Buna denetleme mekanizması homofobik bir kültürde izin verir mi? bilmiyorum. Dernek medyalarımız ise(basın ve sosyal medya gibi) genele hitap etmek yerine ideolojik ve de eşcinselliğe kendi penceresinden bakıyor. Sosyal medya denilen mecra ise, herkesin bireysel tasarrufunda ama o da kendi bilgi ve bakış açısı çerçevesinde ve bilinçsizce kullanılıyor. Gerçi doğru kullanılmadıktan sonra ulusal medyaya sahip olsan ne çıkar. Belki de eşcinselliğin anlatılamaması, dolayısıyla anlaşılamaması ve de normal karşılanmamasının sebebi medyadan çok kendimizi bilmememiz ve kendimizi doğru anlatamamamız. Bilinçleninceye ve de sistem ulusal medyaya izin verinceye kadar ne yapmalıyız; sosyal hayatı bir medya gibi kullanmalıyız açık, bilinçli ve özgüvenli eşcinseller olarak. Zaten kendimizle barışmayıp, kendimizi doğru bilmedikten sonra ne medya olarak varolabiliriz, ne de sosyal yaşamda varolabiliriz sağlıklı bir şekilde. Biz daha eşcinselliği kendimiz kabul edemiyoruz ki doğal bir şekilde, ayrımcı dünya bizi kabul etsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder