28 Mart 2018 Çarşamba

Üniversite hastaneleri hastalara kadavra gözüyle bakıyor!


Tükürdüğümü yalamak asla istemem ama evrenim beni ölsem de Üniversite hastanelerine düşürmesin. Ölmek daha güzeldir oradaki inssanların kişilikleriyle savaş vermekten. Herkes kendini bir şey sanıyor. Siz orada tek başınıza olsanız ne ifade edersiniz ki "biz" olmasak; niye bütünün bir parçası olarak bakmıyorsunuz ki herkese, her şeye..! Sanki oradaki görevliler dışındakiler birer kadavra ve hiç önemi yokmuş gibi davranılıyorsun; bir robot gibi duygusuzlar, insanlıktan uzaklar. Prosedür bu diyorlar, başka bir şey demiyorlar. Sadece akademisyen veya stajyer doktorundan bahsetmiyorum, orada memur olarak çalışan herkes; istisnalar hariç. Bir şey soramıyorsun, bir şey öğrenemiyorsun; sanki bizim her gün oraya yolumuz, işimiz düşmüş de her şeyi biliyormuşuz gibi muamele ediyorlar. İnsanlık yapsanız ne kaybedersiniz? Ve hiç kimse sesini çıkaramıyor benim gibi deliler dışında. Dün isyanıma koridorlarda sek sek oynayarak eşlik ettim bağırmalarım, çağırmalarım dışında. Gözdekiler diyorlar ki diyaliz hastasına göz anjiyosu yapılamaz, Nefroloji de defalarca söylüyoruz, uygulama esnasında kullanılan maddenin bir sakıncası yok. Ve biz ne tahlil neticlererini alabiliyoruz, ne de neticeler gelmediği için Nefrolojinin onayını, dolayısıyla anjiyoyu çektiemiyoruz. Nefroloji onaylıyor, bu sefer stajyerler hoca dediklerinin onayını bekliyor ve bizi orada bırakıyorlar. Tüm birimlerde böyle; hasta yarım bir şekilde bırakılıyor ve sen kavga etmezsen orada 3 yıl kalabilirsin. Çünkü dedim ya, sen orada bir kadavra mahiyetindesin en fazla. Hoca da diyor ki, nefroloji onay verdiyse, benimle ne alakası var anjiyo kararının? Bizi muayene eden stajyer doktorun bırakın bizi umur etmesini, bizi çoktan unutuyor bile. Biz kim miydik; kadavra! Sabahtan akşama kadar bir branştan sağlık raporu alamıyoruz kavga gürültüyle bile. Sürekli işimin takibinde olmasam, diğer vatandaşlar gibi bekle babam bekle. İnsanların gözü monütörlerde çağrılacağız diye; 2 gün öncesinden bile... Kimisinin tahlilini yaptıramamış, kimisinin sonucu çıkmamış, kimisini hoca beklememiş gitmiş, vesaire. Üniversitedekiler kendi programlarından vakit kalırsa öyle "kadavra"larıyla ilgilenme zahmetine giriyorlar. Bir iş tamamlanıyor, diğer aşaması yarım kalıyor. Çünkü ilgilenecek kişi yerinde yok. Ya toplantıdalar, ya başka yerdeler... Amacım kimseye hakeret etmek falan değil; bana hissettirilen duygu bu. Devlet hastanemi ve doktorlarını öyle özlüyorum ki böyle durumlarda... Haksızlığa tepkilerime tepki gösteren vatandaşlara da diyeceğim o ki, kadavra olmaya devam edin ama bana kadavra muamelesi yapamazsınız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder