Mesela antimilitaris ve savaş karşıtı olduğunu söylediğin zaman, seni hemen kategorize edebilirler.
Mesela ben antimilitaristim, savaş karşıtıyım ama bu, ülkemin birliği ve bütünlüğü için kendini savunmasına karşıt olduğum anlamını taşımaz.
Yönetim politikalarını beğenmemem, benim vatanımı ve milletimi sevmediğim anlamına gelmemeli ASLA.
Hatta bir çok milliyetçiden daha çok aşığımdır doğduğum topraklara.
O yüzden hiçbir zaman ülkemi terk etmeyi düşünmemişimdir.
Öldürüleceğimi bilsem bile, doğduğum topraklarda ölmeyi yeğlerim.
Ben ne kadar yüzü Batı'ya dönük bir insan olsam da, içinde yaşadığım ülkenin kültürünü içselleştirmiş bir insanım. Sevmemek yerine, yanlışlarımızı düzeltmek için mücadele etme taraftarıyım.
Mesela homofobik bir ülkede yaşamamız, benim Türkiyem'den nefret ettimemi gerektirmiyor bir eşcinsel olarak.
Eşcinselliği anlatmayı yeğlerim, eşcinselliği kabul ettirmeyi seçerim, eşcinsellik için mücadele etmekten başka bir yol düşünmem...
İçinde yaşadığımız kültürü doğallaştırmak, güzelleştirmek, özürleştirmek, demokratikleştirmek için çaba sarf etmeyip kaçarsak, o coğrafyanın hali nice olur...
Sakın yanlış anlaşılmasın; mültecileri direkt haksız bulmuyorum. Çünkü her ülkenin siyasi konumu çok farklı ve bazılarında oksijen falan bulunmuyor yaşamak için ve gitmekten başka çare kalmayabiliyor.
BEN, hem eşcinsel olabilirim, hem yaşadığım ülkeyi ve kültürü savunup onunla gurur duyabilirim, bana ters gelen unsurlara da mümkün mertebede sosyolojik açıdan bakmaya çalışırım, vesaire...
Bu bir çelişki değildir. Dün biri demiş de, sen eşcinsel olmana rağmen nasıl askerleri için üzülebilir, onları destekleyebilirsin...
Ne saçma bir düşünce... Terörü mü destekleyecektim?
Öyle veya böyle, iyi veya kötü bizim bir demokrasimiz var.
Bir sorunumuz var ise, onu tartışacağımız, halletmeye çalışacağımız bir meclisimiz var. Bakınız, içinde yaşadığımız kültürün değerlerimize ters diye bazı reddettiği, asla kabul etmediği unsurları bir eşcinsel olarak benden daha iyi kimse bilemez.
Ama bu benim vatanımı, askerimi sevmemin önünde bir engel değil.
Batı'ya eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik olmasına rağmen, çıkar dünyasında asla güvenmem.
Benim sırtımı dayayabileceğim yegane güvencem, TÜRKİYE'mdir.
O yüzden, kimse benim vatanımı ve milletimi sevmemi ve savunmamı sorgulamasın.
Bakınız, ben dini inancı olmayan birisiyim ama bu inancı olan insnaları reddettiğim anlamına gelmez. Olaya gerçekten sosyolojik açıdan bakmamız gerekiyor.
Hayat hem genetiksel olarak, hem de yaşam biçimi olarak evrimsel bir süreç ve nasıl evren bir bütünse; içinde yaşadığımız dünya da bir bütün, içinde yaşadığımız kültür de bir bütün ve biz de o bütünün birer parçasıyız.
Bize ters gelen taraflarını kesip atmak çözüm değildir.
Oturup konuşmak ve anlaşmak en sağlıklı reçetedir.
Her şeyin başı sevgi ve saygı; bunu unutmadan hareket etmeyi öğrenmeliyiz.
Olaylara daha objektif ve sağduyulu bakmasını beklediğimiz aydın kesimin ise, kesin çzigilerle kararlar vermesi, inanın cahil kesiminkinden bile tehlikelidir ve böyle insnalar da var ülkemizde ne yazık ki...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder