|
Fotoğraf eşcinsellerin de işçi olduğuna dair semboliktir. |
Sabah sabah bir arkadaşımın mesajıyla güne öfkeyle başladım. Eşcinsel olduğu için işten çıkartılmış. "Eşcinsel değilsen Halil Kandok ile neden aynı karedesin?" demişler fotoğraflar üzerinden. Ne diyeyim? Söyleyin bana ne diyeyim? Herkesin bedeninin içine Halil olarak gidip homofobiklere cevap veresim geliyor. Kaç yıldır çalışan bir insan, işyerinde cinsel yönelimiyle değil de eliyle çalışıyor ve görevinin gerekliliklerini yerine getirebiliyorsa, üstelik de onca yılın tecrübesi ve pratiğiyle daha da ustalaştıysa işinde, cinsel yönelimi ortaya çıkınca o işi belden aşağı (ve de DUYGULARIYLA; çünkü eşcinsellik sadece cinsellik demek değildir), kısaca cinsel yönelimiyle yapacak değildir. Çünkü insan duygusal ve cinsel olarak yaptığı işe karşı değil, hoşlandığı kişiye karşı tahrik olur ki heteroseksüeller de ortamdadır, aynı konumdadır. Yani onlar eşcinsellerden daha az cinsellik ve duygusallık düşünmemektedir; düşünmekte midir? Daha az düşünüyorlarsa bu bir kusurdur; çünkü normal olan insanın güdülerini ihmal etmemesidir. Bir insanı da normalliğinden dolayı suçlayamazsınız, mağdur edemezsiniz. Demokrasilerde cinsel yönelim ayrımcılığı ne kadar doğrudur, ne kadar normaldir acaba? Uhreviyete veya geleneksel yapıya, erkek egemen yapıya göre ahlakçılık yapmak bırakın yasaları, vicdana ne kadar uygundur? Eşcinseller de birer insandır ve evlerine ekmek götürmektedir, kendilerinden başka da sorumlu oldukları kişiler ve hayatlar vardır. Şimdi bu kişi evde ne hesap verecek; eşcinsel olduğum için işten çıkarıldım mı diyecek? Bu kişinin evindekilerin "ekmeğini" siz mi vereceksiniz? "Sadece heteroseksüellerin çalışmaya hakları vardır, eşcinseller ahlaksızdır, benim kitabıma uymuyor, bana ne aç kalmasından, sorumluluklarından" diye bir insanlık olabilir mi? Bunu anlayabilmeniz için illa ki homosoksist bir dünyada heterofobiye mi maruz kalmanız gerekiyor? Vicdanlarınızı bir yoklayın ne kadar insancıl, hatta ne kadar var, hattta hatta var mı? Eşcinseller öyle veya böyle bir yolunu bulur hayatlarını idame ettirirler, sürüne sürüne de olsa yaşarlar ama bu vicdansızlık denlen şey hüküm sürdükçe, eşcinseller dışındaki mağduriyetler de devam edecektir.
Bakınız, ben çok özeleştiri yaparım; toplumun bana hatırlatma yapmadan aynaya bakarak kendime çeki düzen vermesini bilirim. Haksızsam da çeker giderim.Yüzsüz değilimdir, ahlaksız değilimdir. Hakssızsam haksızlığım inkar etmek daha da utandırır beni. O yüzden özgüvenliyimdir ya, gerçeklerdir ya en büyük dayanağım. Bu yüzden eşcinsellere lafımı hiç esirgememişimdir. Toplumdan bile önce ben ağzıma geleni söylemişimdir onlara. Hatta heteroseksit dünyanın LGBTİ anlayışını hiç tasvip etmediğim için yerden yere benim kadar vuran olmamıştır onları. Çünkü bunlar benim bakış açımdır, bunlar benim ifade özgürlüğümdür. Ama şurada durmak gerekir. Düşmanım da olsa, yaşam tarzlarını eleştirsem de, bakış açılarını doğru bulmasam da ortada bir haksızlık varsa, sırf cinsel yönelimden dolayı bir mağduriyet varsa, sırf eşcinsellik bir kişinin işini falan kaybetmesine gerekçe gösteriliyorsa, işte burada delilenirim. Aslında bana deseler ki mağdur olanlar, Halil başımıza şu geldi, senden şunu şunu yapmanızı istiyoruz... Yapabildiğimin en iyisini yapmaya çalışırım her şeyi göze alarak. Yüz yüze konuşmak gerekiyorsa yüz yüze, mahkemeye vermek gerekiyorsa mahkeme... Daha önce de söyledim... Ölmek nedir ki artık benim için; HİÇBİR ŞEY HAKSIZLIK KARŞISINDA. Ama kişinin istemesi gerekiyor ve çıktığımız yolun da çıkabilecek zorluklarını göze alması gerekiyor. Mağdur olunuyor ama sineye çekiliyor. Sen cesur olmazsan, bana "sen kimsin, ne oluyorsun?" demezler mi bir süre sonra? Canım yanıyor, evet ÇOK CANIM yanıyor eşcinsellerin başına getirilenlen mağduriyetlerden dolayı. Yıl 2017 olmuş, hala homofobinin-NEFRETİN olduğu bir dünyada yaşıyoruz. SEVGİ YOK..! Bir insan eşcinsel olmasından dolayı işten çıkartılıyorsa, sevgiden-saygıdan-vicdandan-insanlıktan-haktan hukuktan-eşitlikten-özgürlükten-demokrasiden BAHSEDİLEMEZ, BAHSEDİLEMEZ!!! Öfkem kabarıyor ve bazen kendimden kendim bile korkuyor içimdeki atomların fırtınasından...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder