"Taşra, bir ülkenin başkenti veya en önemli şehirleri dışındaki yerlerin hepsi, dışarlık" demekmiş Türk Dil Kurumu'na göre. Öyleyse Denizli de taşra, ben de taşralı bir eşcinselim. "Transseksüellik bedeniyle barışamamış eşcinsellik!" dediğim zaman, şu anda bir gay internet dergisinde falan yazan, trans ve gay derneklerinin bünyesinde veya irtibatta bulunan sanırım mürekkep de yutmuş bir zat beni kasabalı diye aşağılamaya çalışmıştı. Dernekler ve dergiler de ne ki zaten! E ne olmuş yani kasabalı, taşralı, hatta köylü eşcinsel olmuşum; senin zihnin yobazsa eşcinsellik konusunda, benim eşcinselliğim uzaylı kalır senin şehirliliğinin yanında. Artık "peki!" diyorum laf anlatamayacağı mşahıslara. Araya bir de parantez açmak istiyorum... Ben heteroseksistçe düşünce ifade edip saygı görmektense, inandığım doğruları dile getirip küçük görülmeyi tercih ediyorum. Saygı duyulmak benim kitabımda çoğunluk değil, birey olabilmektir şekilci, cinsiyetçi ve ayrımcı dünyada. Gelelim asıl konumuza... Taşrada eşcinsel olmak, gerçek anlamda özgür eşcinsel olmak demektir. Çünkü bir kere senin eşcinselliğin er yada geç ortaya çıkmak zorundadır. Çevrenden kimse olmadığı için, kimsenin tanımadığı başkent veya metropol şehirlerdeki gibi kamuflaj yaşayamazsın. Başlarda zordur açılmak, kabul ettirmek kendini ama er yada geç kabul ettirirsin kendini ve herkes seni bildiği için de güvenlikli bir ortama dönüşür taşra. Sana kucak açarlar gördükçe, tanıdıkça, yaşadıkça hayatı onlarla kendilerinden farkının olmadığını anlayıp. Mesela ben sokakta parmakla gösterilen, beni bilen herkesin bildiği açık bir eşcinselim ama üzerime atlamıyor kimse, yemiyorlar beni... Ve en önemlisi üzerimde hiç baskı yok eşcinselliğim öğrenilecekmiş, eşcinselliğimden dolayı dışlanacakmışım, baskıya maruz kalacakmışım, bana şantaj yapacaklarmış falan diye (Zorluklar insanı daha cesur yapıyor hayata karşı). Ben insan bir eşcinselim heteroseksüeller gibi. Bunu gösteriyoum ve aksini iddia edenlere eşcinsellerin de insan olduğunu gösteriyorum hayatın içinde bir fiil bulunarak. Gülen cahilliğine gülsün, cahil olanlar da hayatın gerçeklerini varolan gerçeklerden göre göre öğrensin, öğrenmiyorsa da cahil cahil yaşasın. Utanacak olan doğanın gerçekleri değil, cahilliktir. Utanmaları da yoksa cahil ve utanmaz şekilde yaşasınlar gitsinler ama müdahale ettirmem kendime zirzoplara.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder