7 Şubat 2017 Salı

Hak mücadelemizi hayatın içinde varolarak kazanacağız

Denizli LGBTİ olarak haftanın ardından...

LGBTİ dünyasındaki bilinçsizliklere, egolara ve dışlayıcı tavırlara rağmen, yaşadığımız şehirde eşcinsel ruhunu tüttürmeye çalışıyoruz Denizli LGBTİ olarak...


İnsan her gün ne yaptım diye hayatta varoluş nedenini sorgulayıp hayatını anlamlandırıyorsa veya anlamlandırması gerekiyorsa, hayatı güzelleştirmek adına hedefsel yolculuğa çıkmış gruplar da ne yaptığını sorgulamalı ve ne yaptığının bilincinde olmalı. Aslında insan hayatı güzelleştirmek, yaşamı faydalı hale getirmek istiyorsa, bunu bir vazife olarak gerçekkleştirmektense bir yaşam biçimine dönüştürmeli. Çünkü bu sayede insana yapacağı faydalı şeyler bir yük gibi değil de yaşamının bir parçası, olmazsa olmazı haline geliyor. Benim de eşcinsel hakları adına yaptıklarım ve yapacaklarım, yaşamak istiyorsam, sağlıklı bir şekilde, eşit ve özgür bir şekilde yaşamak istiyorsam, hayatın içinde varolarak mücadeleci olmak benim rutinim gibi bir şey oluyor. Çevremdeki insanları da bu mücadeleci yaşam biçimine dahil edebilyiorsam ne ala. Denizli LGBTİ'nin yapısı da işte böyle bir şey. Belli günlerde eşcinsel haklarına dikkat çekmektense, hayatın içinde varolarak, insanları bizlere alıştırmak en doğrusu diye düşünüyorum. Çünkü insanlarla birlikte yol alırken, eşcinsellerin de bir insan olduğunu, heteroskeüllerden hiçbir farklarının olmadığını gösteriyoruz. Onun için en hayatın içindeki küçük aktivitemiz bile bizim için çok önemli. İnsanlarla birlikte eğlenebilmek bile insanların eşcinselliğe önyargılı bakış açısını kıracaktır mutlaka ve bir sempati bile oluşturabilecektir. Ve bu bir iken bine doğru çoğalacaktır. Bir noktayı dönüştürmek, o noktadaki diğerlerinin dönüşmesine de vesile olacaktır kuşkusuz. Geçen hafta gay dostu bir mekana gittik eğlenmek amacıyla. Tamam bu mekanın hayattaki her varoluş şekline esnek bir yaklaşımı olabilir ama o mekandaki diğer kesimleri de bizlerle tanıştırması ve kaynaştırması açısından bu çok önemli. Biz kendimizi kasmadan bir gece geçirdik o mekanda, eğlendik ve çevremizdekilerin kafasında da "bunlar LGBTİ" algısı oluşturabildiysek ne ala. Tabiki de insanların bazılarının kafasındaki olumsuz düşünceleri bir anda değiştiremeyebiliriz ama en azından varlığımıza, insan içine çıkabilen yaratıklar ve de korkulacak canlılar olmadığımızı göstermiş oluyoruz böylece. Ve insanların da zaten hiç öyle olumsuz bir ifadesi yoktu bize karşı. Hatta en eğlenen bizdik ama hiç bir tepki almadık ve ayan beyan LGBTİ idik ve başka LGBTİ'ler de vardı bizim gruptan başka.

Hafta içinde biz gazetenin daveti üzerine İranlı mülteci LGBTİ'lere Amerika ve Kanada'nın kapılarını kapatmasıyla ilgili olarak bir röportaj da verdik. Bir davet alabiliyorsak, konuyla ilgili olarak samimi bir şekilde mesaj alabiliyorsak konuyla ilgili bilgi verebilmek adına, bu da Denizli LGBTİ olarak yerel de olsa basınla bir kontağımızın olduğunu göstermez mi?

Haftalık toplantımızı gerçekleştidik ve bu toplantılarımız, hangi amaçla olursa olsun bize internet üzerinden de olsa bir dönüşüm sağlıyorsa, bu da varoluşumuz adına sesimizin, Denizli'de LGBTİ'lerin seslerinin ilgili mercilere ulaştığını gösterir. Belki bilinçsizce dönüşümler de alıyor olabiliriz ama en azından nefret yüklü dönüşler almıyoruz. Tek nefret yüklü dönüşler ne yazık ki egoları tavan yapmış, cinsiyetçi ve ahlakçı hazımsız LGBTİ'lerden oluyor Denizli LGBTİ'nin bazı gerçekçi yaklaşımlarından dolayı. Bu yıkıcı yaklaşımlar ne yazık ki sadece yaşadığımız şehirden değil, dolaylı da büyük şehirlerimizden örgütsel bazda bile olabiliyor. Bu tepkilere bile olumlu yaklaşabiliyorum yalnız ben. En azından ülkemizdeki LGBTİ anlayışının ne olduğunu test etmiş oluyorum. Eğer ben yola çıktıysam, bütün olumsuzlukları da göze almışım demektir. 20 küsur yıldan beri düşüncelerimde yalnız kalmış olabilirim ama anti heteroseksist ve anti ahlakçı yaklaşımlarımla insanların kafasında soru işareti oluşturabiliyorsam ne ala. İyiye ve güzele doğru dönüşüm, hep birlikte yol alarak olacak diye bir şey yok. Zaten öyle olsa, yaptıklarımdan şüphe duyarım; "acaba bir şeylerde yanlış varda mı herkes aynı kafadan?" diye. Şu da sevindirici ve umut verici benim için. Karşı çıkılmak da güzel bir şey. Demek ki dokunabiliyorum. İyiye doğru dönüşüm için de zaman gerekiyor tabi. Tabi insan, belli bir tecrübe sahibi oluşumlardan daha sağ duyulu yaklaşımlar bekliyor dışlayıcı olmak yerine ama "kadıda da vardır kusur" diyorum ben bu duruma. Çünkü çatışarak birbirinden güç alqarak varolmak eşcinsel hakları mücadelesini daha sağlam kılabilir belki de. Çünkü farklı düşünceler, düşüncelerin daha iyisine ulaşmamızı sağlayacaktır.

Bu arada LGBTİ kütüphanesi olarak hizmet vermeye devam ediyoruz, Kaos GL'nin gönderdiği elimizdeki kaynakları talepte bulunanlarla paylaşarak.

Bize mesafe koyan bireysel ve oluşumsal-örgütsel bazdaki tüm LGBTİ+'lara da mesaj vermek istiyorum (Türkiye genelinden bahsediyorum!)... Kişisel tavırlarınızı bir tarafa bırakın..! Çünkü bizim tavrımız heteroseksist ve ahlakçı LGBTİ anlayışına... Gönüllülük çerçevesinde en azından yaşadığımız şehirde buralı olarak homofobiye, cinsiyetçiliğe, ahlakçılığa karşı olan mücadelemizi siyasi seviyeye taşıyamasak da hayatın için varolarak sürdüreceğiz. Umarım bir gün anlaşılır iyi niyetli düşüncelerimiz... Yolumuzdan şaşmayarak çok şey kazanacağıza inanıyorum ama heteroseksist LGBTİ anlayışı hiç kimseye, hiçbir şey kazandırmayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder