Sibel Tüzün son günlerde single'nı tanıtmak amacıyla gazetelere röportajlar veriyor. Bir sözü çok dikkatimi çekti. Aslında bu sadece ona mahsus bir durum olmadığı için kulağına gidip de üzerine alınmaz umarım. Belki benim yazımı hayatı boyunca okumayacak bile ama ben gene de eleştirimin kişiye özel olmadığını belirteyim. Diyor ki, "Kızım eve gelir gelmez ellerini yıkayıp kardeşinin yanına koşuyor."
Sevgi ifadesine bakar mısınız? Ellerini yıkayarak sevmek! Peki titizlik hastalığı olsa bile bir insanın bunu hatırlatması şart mı? Yoksa temizlik konusunda örnek mi olmaya çalışılıyor? Sevgiyi dezenfekte edince daha mı güvenli olunuyor bakterilere karşı? Ruhsal problemler değil midir vücudu dirençsiz bırakıp da bakterilere davetiye çıkaran?
Ben temizlik titizliğinin aşılması gereken ruhsal bir hastalık olarak görüyorum. Yani maddesel değil, beyinsel bir durum. Obsesifliğin temizlik-titizlik versiyonu. Kafayı bir şeylere takarak mükemmelliyetçilikle kişinin kendini iyileştirdiğini zannedip dibe vurma hali.
Benim de var takıntılılığım ve o kadar kötü bir şey ki, bunu anlatamam. Ama bunu kabul etmek, iyileşmenin temel adımı. Bu rahatsızlığını kabul etmezsen, obsesiflik azıyor da azıyor, sonra kafayı yedirtiyor. Ben sağlıklı bir ruh hali için pasaklı olmayı, pis olmayı tercih ettim. Belki de ruhum pasaklıydı, özüne döndü ne bileyim. Elmayı, domatesi yıkamadan elimle silerek yemenin lezzetini keşfettim mesela. Her sabah kalkınca yıkanmam gerek şartlanmışlığımdan kurtuldum. Ben bu sık yıkanma alışkanlığım yüzünden yıllarca nezle, grip, sinüzit halinde, boğazlarım enfeksiyonlu dolaştım. Şimdi yılda bir hastalanıyorum.
Bu pis olma halimden neler neler keşfettim daha... Kişiliğim daha hoşgörülü olmaya başladı. Karşımdakinde kusur bulmamaya başladım. Karşımdakinin pis halleri haz verme noktasına geldi hatta. Mesela karşımdakinin terli haliyle sevişmek, afrodizyak etkisi yaratmaya başladı. Zaten allerjik bir yapım olduğu için, parfüm kokuları astımımı tetikliyordu. Gerçekten özüme dönmeye başladım yaş ilerledikçe.
seni okuyunca kendimi gördüm. henüz senin kadar yol katedemedim ne yazıkki . ama eskiye nazaran çok daha iyiyim. eve gelen misafirin çorapları temiz mi acaba diye o kadar kafaya takmıyorum. komşular yemek getirdiği zaman tadına bakıyorum. kızları daha rahat bıraktım . sağlıklı ruh halim için çaba gösteriyorum. ev her pazar dip köşe temizlenmesede oluyormuş. :)
YanıtlaSilBelki de takıntılılıktan tam olarak kurtulamıyoruz, içimizde uyutuyoruz onu ama en azından mücadele vermek hiç yoktan iyidir.
YanıtlaSil