22 Mayıs 2014 Perşembe

İran'da dans etmek iffetsizlik, edebsizlik


Sabah sosyal medyada bir arkadaşımın video paylaşımını gördüm. Pharell Williams'ın "Happy" şarkısı eşliğinde dans ediyordu gençler. Hiç de amatörce değil, profesyonelce çekilmiş bir klip gibiydi. Gençler gerçekten çok güzel, estetik ölçütler içersinde dans ediyorlardı. Klibi yarıya kadar izledim hoşuma gitmesine rağmen. Akşam da bir gazete de haberini gördüm dans eden bu gençlerin. İranlılarmış ve çektikleri bu klip yüzünden tutuklanmışlar. Binlerce kişi tarafından izlenen bu klibin sakıncalı bulunup sosyal medyadan kaldırılma ve gençlerin tutuklanma gerekçesiyse, halkın iffetine zarar vermesiymiş veya edebe aykırı olduğu için kamu ahlakını yaralamaktadır denmiş

İffet bildiğim kadarıyla halk arasında namustur ve genellikle kadınlar için kullanılır. Peki dans etmenin namusla ne alakası olabilir veya edeble, ahlakla..?  Tabi vücut hareketleri var, cinsler arası yakınlaşmalar var... Bizim RTÜK'ün ahlakçılık kurallarıyla İran yönetiminin ahlakçılığı çok benzeşiyor doğrusu. Klibi çeken gençlerden biri, amaçlarının, İran'ın başkentinde yaşama sevinciyle dolu insanların yaşadığını yansıtmak ve ülkelerinin sahip olduğu kaba ve sert imajı değiştirmek olduğunu söylediğine göre, İran yönetiminin iffetsizlik veya ahlaksızlık olarak gördüğü şey, özgürlükten başka bir şey olamaz. Muhafazakar toplumların tek derdi cinsel ahlakçılık değil ki; baskıcı rejime ters düşen her şey, herkes. Burada da karşıtlığın sebebi insanların özgür ve mutlu olmaları. Bu da gösteriyor ki, iktidarlar halkı düşündükleri ve halka faydalı olmak için iktidar olmuyorlar, sadece ve sadece ideolojilerini hayata geçirmek için iktidar oluyorlar.

Mültecilere, ülkelerindeki bağnazlıkla mücadele edip kendi kültürlerine özgürlüğü getirmek varken, niye kolayı, kaçmayı tercih ediyorlar diye eleştirmekle haksızlık ettiğimi anlıyorum muhafazakarlığın baskı boyutlarına şahit oldukça. Denizli de mülteci İranlıların bulunduğu şehirlerden birisi. Spor gibi sosyal imkanlardan onlar da faydalandıkları için onlarla tanışma ve gözlem yapma fırsatları yakalıyorum. Hayatı, giyim-kuşam olarak, davranış olarak, sosyal anlamda bizden daha çok yaşama çabası içersindeler. Tabi bunda, geldikleri kültürün yasaklarının etkisini yadsıyamayız. İnsan ülkesinde dans bile edemiyorsa, niye doğdukları topraklardan kaçmasın, niye yaşama fırsatlarını buldukları yerlerde değerlendirmesin değil mi?

Tabi bütün İranlılar özgürlük istiyor diye bir durum da yok. Zaten bütün İranlılar mülteciler gibi özgürlük peşinde koşsalardı, baskıcı yönetim altında olmazlardı. İnsanların hepsi özgürlük istese, bir avuç yönetim mi baskı kuracak onlara? Kursa bile nereye kadar, ne zamana kadar? Keşke etrafımızdaki baskıcı yönetimlerden dersimizi alsak da, özgürlüğün kıymetini bilsek ve muhafazakarlığa özenmek yerine biz de daha fazla özgürlük peşinde koşsak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder