4 Mayıs 2014 Pazar

"Fenerbahçe şans(sızlığ)ı" mı, şampiyonluk sendromu mu?


Voleybol Kadınlar Türkiye Şampiyonası final karşılaşmasının 4. maçını, hezimetle sonuçlanabileceğini tahmin ettiğim için izlemedim bir FB'li olarak. Çünkü o kadar iyi bir kadronun, kendisinden daha az güçlü bir takıma yenilmesi mantık dahilinde değil. Karşı takımın gücünü küçümsediğimdem değil, sadece FB'nin varolan potansiyel gücünü kullanmamasından. FB menajeri ve eski oyuncu Çiğdem Can ne demişti; "Gücümüzün ancak % 25'ini kullanabiliyoruz." Aynen katılıyorum. FB oyuncularının her biri yedekleri de dahil mevkilerinin en iyileri ama gel gelelim bu gücü bazı maçlara ve finale taşıyamıyorlar. Bir takım, yani FB dünyanın en güçlü denilen takımını 3-0 yenebiliyorsa, bu bir tesadüf olamaz. Demek ki sende o güç var ki, istediğinde kullanabiliyorsun. Ve üstelik dünyanın en güçlü denilen takımı eski formunda da değil.

Fenerbahçe'nin bir de final zamanında sakatlanma gibi şanssızlıkları oluyor. Geçen yıl da CEV Cup'ta sakatlıklar yüzünden finalde kupayı kaçırmışlardı. Bu yıl CEV Cup'ı kazandılar ama bu kezde ülkemizdeki Final Four'da şampiyonluğu kaybettiler sakatlıklar yüzünden. Takımın defansı ve en sağlam 4 numarası olan Fernanda Garay ve as pasörü Elif sakatlandı. Şampiyon olan takım hak ederek kazanmış olabilir ama FB'nin kaybı ise hak edilmiş bir kayıp değil. Dediğim gibi sakatlıklara rağmen gücünü kullanamaması; Elif'in sakat olması, pasörü yabancı oyuncudan yana kullanıp, yabancı kontenjanı yüzünden güçlü orta silah Bauer'in kullanılamamasına sebep oldu ve Ayşe Gökçen Bauer'den daha iyi iş yaptı. Çünkü Ayşe Gökçen gibi blok yapan dünya üzerinde bile oyuncu azdır. Kız bloklarla smaçörlerin aldığı kadar sayı alıyor ve orta oyunculuğun gerçek görevini yapıyor.

Sakatlıklar dışında da umut bağladığımız oyuncular istenilen performansı gösteremiyorlar. Bunu sadece bu yılki oyuncularda değil, başka yıllardaki transferlerde de şahit olduk. Havliçkova çok güçlü bir smaçör ama bazen tutukluk yapıyor ve öylece kala kalıyor. Ve sadece Kim'le de nereye kadar. Feberbahçe 4 numaraya önem vererek belki en iyisini yapıyor ama bir tane de güvendiğin bir pasör çaprazın olmaz mı her halükarda topu öldürebilen. Montano transferi doğruysa, ilk defa bu sorun çözülmüş olacak.

Seda Tokatlıoğlu, ülkemizin Neslihan'dan sonra çıkardığı en güçlü pasör çaprazı olmasına rağmen kızı istemeye istemeye 4 numara oyuncusu yaptılar, yeri geldiğinde de milli takım ve kendi kulübünde pasör çaprazı oynadı. Her iki mevkinin oyuncusu olmak her oyuncunun harcı değildir ve bu anlamda ülkemizin en iyi tek sporcusudur. Ama her iki mevkide oynamak, belki de oyuncunun başarısını düşürüyor olabilir. 4 numara mevkii manşet alma açısından çok önemli olduğundan, genellikle pasör çaprazları o mevkiye çekilirler ama bir oyuncunun da sürekli olarak pasör çaprazı olarak kalması gerekmez mi? Bir örnek de Elif Başaran. O da pasör çaprazı ama şu anda 4 numara oyuncusu olarak manşet ve servis için kullanılıyor. Biliyorum maçlar 4 numara sağlam olursa kazanılıyor ama bu durum pasör çaprazı mevkinin boşverilmesini gerektirmez ki. Bugüne kadar bir Gamova geldi sağlam pasör çaprazı olarak, o da görevini ve FB'yi Avrupa şampiyonu yaptı gitti. Bu yıl Seda ile de sözleşme yenilenmeyecekmiş. Bu durumun hem FB, hem de Seda için iyi olacağına inanıyorum. Çünkü gideceği takımda belki Seda mevkisinde oynatılabilir. Polen de FB'ye geliyormuş. Onun da FB'de daha verimli kullanılacağına inanıyorum. Çünkü sadece pasör çaprazı oynadığı için, 4 numaraya çekilme gibi durum söz konusu değil.

Artık bu yıl bitti ve önümüzdeki yılki Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne odaklanmalıyız. Montano ile % 99 anlaşmaya varılmış. Kim de olduğuna göre. İtalya milli takımının bel  kemiği Bosetti de 4 numaraya geliyor öldürücü bir smaçör olarak. Yerli oyuncularımız da ülkemizin en iyileri. Avrupa Şampiyonluğuna bir yıl aradan sonra kavuşacağımıza inanıyorum. Beni asıl heyecanlandıran, Kim ve Montano'nun yanyana oynayacak olması. Her birinin yeri geldiğinde 30'ar sayı ile oynadığını düşünürsek, herhalde smaç için top paylaşılamayacak. Pasör de çok şanslı olsa gerek. Pası Kim'e mi atmalı, Montano'ya mı?

Aaa, bu arada Avrupa Şampiyonası'nda mücadele edecek Milli Takım kadromuz açıklanmış ve listede gene Ayşe Gökçen yok. Birisi neden Ayşe Gökçen'in listede yer almadığını açıklasın. Fenerbahçeli olmasından mı, yoksa kendisi mi istemiyor? Çünkü şu anda en iyi orta oyuncumuz o.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder