27 Nisan 2014 Pazar

Fenerbahçeliyim, çünkü özgürlükçüyüm


Fenerbahçe her şeye rağmen şampiyon. Ben futbol fanatiği değilim ama Fenerbehçe"liyim", yani takım tutuyorum. Neden takım tutyorsun derseniz; bilmiyorum; aidiyetsizliğe inanmama rağmen, aidiyet duygumu tatmin ediyor olabilirim. Ama içinde nefret, öfke, kin yok bu aitlikte. Yani diğer spor takımlarına karşı bir nefretim yok. Ben Fenerbahçeliyim ama oyunun sonuçlarını kabullenmiş bir olarak Fenerbahçeliyim. Takımım yenilebilir ama bu bende olumsuz bir duygu yaratmaz. Çünkü ya yenmek, ya yenilmek, ya da berabere kalmak vardır oyunda. % 33'lük bir ego için, % 66'lık bir gerçeği nasıl görmezlikten gelebilirim ki.

Neden Fenerbahçeliyim. Onu da tam olarak bilmiyorum. Ben "şu takımı tutacaksın" diye hiç yönlendirilmedim, hiç kimsenin etkisinde kalmadım. Kendimi bildim bileli kendiliğimden Fenerbahçeliyim. Varsa da bir sebebi hiç hatırlamıyorum. Ne bileyim renkleri hoş geliyor, asil geliyor, modern geliyor Fenerbahçe. Belki yapıma uygun bir enerjisi vardır Fenerbahçe'nin.

Fenerbahçe bu sene haftalar öncesinden şampiyonluğunu ilan etti ama kadın seyirciler önünde. Bu bir cezaydı ama bana göre ödüldü. Kadınlar önünde şampiyon olmaktan daha gurur verici bir şey olabilir mi? Hem de tarihe geçen bir ilk olarak. Sanırım bunun dünyada da eşi benzeri yoktur. Hem taraftarlığn cinsiyeti mi olur ki de kadın seyirci Fenerbahçe'ye ceza olsun. Erkek egemen yapı bu durumu ceza olarak görebilir, kadınlar da buna gücenebilir ama Fenerbahçeliler olarak bu umrumuzda değil. Hatta şampiyonluk bile önemli değil. Fenerbahçeli miyiz; Fenerbahçeliyiz. O kadar.

Fenerbahçeliler olarak alınganlık yaptığımız düşünülebilir ama yıl boyunca Devletin engelleri Fenerbahçe'nin karşısına çıktı sürekli. Bu hakem yönetiminden Federasyonun cezalarına kadar. Çünkü Fenerbahçeli olmak sadece bir takım tutmak değildi, ki koskoca hükümet Fenerbahçe'yi cephe almıştı. Atatürkçülüğün de taraftarlığı olmaz ama evet Fenerbahçeliler Atatürkçü. Evet özgürlükçüyüz her şeye rağmen, her engele rağmen. "Çevreciyiz" de. Çevreciliğin sadece bir ağacı sevmek olmadığının da altını çiziyoruz. Çevrecilik, yaşayan tüm organizmaların eşit olduğunun bir ifadesidir. Bu eşitlikte tür, cins, cinsiyet, milliyet, ırk, din, mezhep ayırımı yoktur. İstenildiği kadar inkar edilsin, görmezlikten gelinsin, paronaya olarak düşünülsün ama 2 yıldır bir Fenerbahçe karşıtlığı hakim bu ülkede. Belki yanılıyorumdur ama ben öyle hissediyorum. İşte bir spor kulübü engellere rağmen bir şeyler başarmaya çalışıyorsa, takdir edilesidir.

Not: Fenerbahçe'ye erkek seyircisiz maç cezasının nedeni küfür değil, hükümet karşıtı sloganlar olduğu konusunda herkes hemfikir. Yoksa maçlarda ne küfürler ediliyor değil mi?

Bir not daha: Fenerbahçe kadın seyircileri önünde 11 maç oynamış bugüne kadar. Hiçbir kulübe nasip olmaz bu onur.

Son not: "Ali İsmail Korkmaz, Fenerbahçe yıkılmaz"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder