Yaşım gereği siyah-beyaz TRT televizyonu döneminde bir yılbaşı gecesi ilk kez ekranlara "Kimbilir" şarkısıyla çıkmasından beri bilirim Kibariye'yi. Arabeske yakın söylemesine ve çok ayılıp-bayılmamama rağmen sevmişimdir hep. Neden? Çünkü onda sesiyle istediği şekilde oynayıp, doğaçlama yapabilecek bir potansiyel vardır ve şarkılarında bunu tam olarak olmasa da hissettirmektedir. Oryantalist bir kültürde doğmak, tabi ki de onu içinde yaşadığı toplumsal talebe uygun bir mecraya itmiştir. İnanıyorum ki, müzik sektörü onu farklı talepler için değerlendirseydi, çok daha farklı tarzların da hakkını layığıyla verirdi. Kibariye de öyle bir yetenek var ki, "ben şunu söyleyemem" diye bir şey yok. Bırakın müzik eğitimini, okuma yazma eğitimini bile zamanında alamamasına rağmen, seslere kusursuz basabilen sanatçılardan biridir. Belki abartarak şarkı söylüyor gibi gelebilir bazılarına ama bu onun içtenliğindendir. Bir sanatçı mekanik değil, kendine özgü söylemelidir. Her şarkıda onun lezzetini bulabilmelidir insan. Ne söylerse söylesin, bu Kibariye'dir diyebilirsin ama söylediği tarzları da usulüne yakın söylemektedir; Yani popu da kalkıp arabesk yapmamaktadır. Sıfır bestelerle de albüm yapmaktadır ama popüler şarkıları da kendince yorumlamayı asla ihmal etmemektedir. Bu bir kolaya kaçma değil de, cesaret işidir aslında. Kendine o kadar güveniyordur ki, "bakın bu da bu işin Kibariyecesi" demek istemektedir. Aslında bunu bile söyleyemeyecek kadar, kendini birileriyle kıyaslayarak üste çıkma derdi olmayacak kadar mütevazidir Kibariye. Çocuk saflığındadır. Sistemin kirletemediklerinden ve asla kirletemeyeceklerindendir. İnsan saf kaldığı sürece ve de kendisiyle yarıştığı sürece başarılıdır zaten işinde. Onun da yarışı zaten hep kendisiyle olduğu için, hiçbir kategoriye dahil olmayanlardandır. O Kibariye'dir, o kadar. Kibariye diyince de herkes bilir zaten. Mesela Kibariye'yi öven sözler söylediğiniz zaman şaşırır. "Allah Allah ben bu kadar önemli miyim?" dercesine. Tabi farkındadır kendisi de kendinin ama bunun cakasını satmaz. O içinden geldiği bir iş yapmaktadır severek. Tabi şarkı söylemeyi iş olarak görmemektedir ki, birileri için söylese de aslında önce kendisi için söylediğinden şarkı söylerken bile keyif almaktadır yaptığı işten. Bu kadar üretken olmasının sebebi de bu olsa gerek. Aslında Kibariye küçücük bir tandans farkıyla müzik algısını, müzik kitlesini 180 derece değiştirebilecek bir orjinaliteye sahiptir. Geç değil ama yanlış coğrafyadadır Kibariye. Ona sorsan memnundur bu durumdan-yaptıklarından tabi ama Kibariye'nin daha iyiye, daha güzele "hayır" diyeceğini sanmıyorum. Kibariye'nin ben o kadar derin sularda yüzmesini istemiyorum aslında. Sade bir alt yapıyla doğaçlama yaparak bize has ağdalı tarzından biraz uzaklaşmasını istiyorum. Yani o ağdayı biraz sulandırmak gerekiyor! Yalnız şunu da söyleyeyim, benim için Kibariye tam bir arabesk şarkıcısı değildir. Bizim kültüre hitap bir pop şarkıcısıdır da. Sezen Aksu ne kadar popsa, Kibariye de o kadar poptur. Son şarkısı Şebnem Ferah şarkısı "Sil Baştan" Kibariye'nin çok güzel bir ifadesidir. Gerçek şarkıcılık, şarkı söylerken şarkıcının bu şarkıyı söyleyemem kaygısının olmaması, şarkıyı bir elbise gibi üzerine oturtabilmesi, kendine yakıştırabilmesidir. Gerçekten söylediği hiçbir şarkı sırıtmıyor Kibariye'de. Çok şey istemiyorum dedim ama, keşke son söylediği şarkıdaki gibi sil baştan yaparak müzik tarzını daha evrensel boyuta taşıyabilse Kibariye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder