Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım'ın dediğine göre, Anayasa Mahkemesi'ndeki bilgisayarlar Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) içindeki Google'a eşcinsel veya eşcinsellikle ilgili kelimeleri yazdığın zaman gene cevap vermiyormuş. Gene dedim, daha önceki yıllarda Mecliste'de aynı sorunla karşılaşıldığına dair haberler çıkmıştı gazetelerde.
Gerçekten hal böyleyken devlete, iktidara, hükümete, resmiyete, adına ne derseniz diyin artık, ne anlatılabilir, ne söylenebilir. Eşcinselleri kafadan silmişler bir kere. Ahlak anlayışıyla işleyen yönetim biçiminden insanlık adına, insan hakları adına bir şey beklenebilir mi? Pardon, eşcinsel hakları insan haklarına dahil değildi değil mi? Daha sansürlenmesi gereken bir ahlaksızlıktı!
Seni yok sayan, yok etmek isteyen bir sisteme karşı nasıl isyan etmezsin? Sonra da adını isyancının eş anlamlısı suç kelimesiyle tanımlarlar. Çünkü muhafazakar yapının anlayışına göre özgürlük bireyin yapısına uygun yaşaması değildir. Doğasına uygun yaşamak isteyenler, onlara göre terbiye edilememiş ahlaksız kişilerdir.
Bakar mısınız, insanın nasıl olması gerektiğini dine göre, geleneksel yapıya, ahlakçılığa göre tanımlıyorlar. Zaten laikliğe karşı değil mi bunlar? Özgürlük diyorlar, demokrasi diyorlar ama içinde insan hakları kendi kafalarına göre şekillenmiş. Böyle bir zihniyete karşı eşcinsel hakları konusunda bir yol izlenebilir mi?
Erkek egemen bir toplumun eşcinsel haklarına hazır olmasını beklemek ütopyadan başka bir şey olamaz. Bu toplumun iktidara getirdiği bir hükümetten de eşcinsel haklarına dair bir şey beklemenin başka bir anlamı olamadığı gibi, iktidarın tabandan aldığı cesaretle vicdan bile beklenemez eşcinsellere karşı. Tek varoluş şekli eşcinsellerin görünür olması, homofobiye rağmen eşcinseller hakları konusunda bağıra bağıra mücadele etmesi. Başka bir çıkar yol ve mantıklı bir tavsiyesi olan var mı? Bunun için de eşcinsellerin en önce kendi içlerindeki homofobiyi yenmeleri gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder