İngiltere'de sanat okulunda okuyan 19 yaşındaki eşcinsel bir üniversite öğrencisi, bekaretini kaybettiği andaki hislerinin görülmesi için herkesin gözü önünde eşcinsel ilişkiye girecekmiş.
Ben performans sanatını sanat üstü olarak görüyorum. Sanatın amacı insanlara doğru yaşamı göstermek için hayatı taklit etmekse, özgür bir yaşam için tabulara isyan etmekse, insanca yaşamak adına engellere rağmen kendini ifade edebilmekse, yaşamı birebir insanlara sunmaktan daha doğru, daha gerçek olduğu için daha inandırıcı, daha samimi bir sanat olabilir mi?
"Seksin sanatı mı olur?" diye düşünülebilir. Seks hayata dair bir ihtiyaç değil mi? Tabi sen adına "ahlaksızlık" dersen herkes utanır, herkes heteroseksist yapıya aykırı bir şekilde yaşayınca dışlanır.
Bana göre şu aşamada sanatı yapılması gereken en tabu olduğu için çıplaklık, cinsellik ve özellikle de eşcinsel sekse dair ilişkidir. Çıplaklık, cinsellik, eşcinsel seks, sanat dallarında işleniyor ama bu, bu konudaki tabuların yıkılmasına yetmiyor. Hatta sadece sanatta işlenebilecek bir konuymuş gibi orada öyle kalıyor. Mesela eşcinsellik ötekileştirmeden dolayı açık bir şekilde yaşanamıyor.
İfade biçimi olarak da yaşama en yakın sanat, performans sanatıdır. Tabuların canlı performansı tepki çekecektir ama hayatın gerçeklerinin ifade edilmesinden doğal ne olabilir ki.
Eşcinsel olacaksın ama eşcinselliğin heteroseksizm tarafından doğa dışı ilişki olarak tanımlanmasından dolayı utandığın için bunu gizli bir şekilde yaşayacaksın. Heteroseksizmin istediği de tam bu işte. Kendisine benzemeyenleri çeliştirip, kendine dahil etmek.
Ben eşcinselliğe dair performansların, eşcinselliğin kabulü için eşcinsellerin açık olmalarına cesaret vermesi adına çok büyük katkı sağlayacağına inanıyorum.
Eşcinsellerin haklarına yazılı olarak kavuşması çok önemli ama bu hakları hayata geçirebilmek en önemlisi. Zaten eşcinsel yaşamın hayata geçirilmesi, eşcinsel hakları bakımından kanunları da iyileştirecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder