22 Ekim 2013 Salı

Eğer açıkça korumuyorsa, eşcinsellerin ölümünden devlet sorumludur


Bir şeye karşı olmak ifade özgürlüğü olmamalı. Karşıtlığın mantıklı bir açıklamasının, dayanağının olması gerekir. Eğer senin hayata bakış açın pozitif bilimlere göre değil de, açıkçası dine göreyse, kendini haklı görebilirsin ama senin bakış açın birilerinin ölümüne sebep oluyorsa, bu ifade özgürlüğü olamayacağı gibi, cezalandırılması gereken bir nefret suçudur da. Tabi eşcinseller gibi bazı kesimlerin öldürülmesi ahlakçıların işine geldiği için, onların hayatlarına mal olacak söylemler ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiriliyor. Eşcinsellerin hak mücadelesi yapmasıysa, aksine sakıncalı propaganda oluyor. Rusya gibi antidemokratik veya göreceli demokratik toplumlarda yasalar böyle işliyor ne yazık ki. Şimdi insan olan insan, diyebilir mi bana eşcinsel hakları mücadelesinin sakıncalı olduğunu? Eşcinsel haklarını sakıncalı propaganda olarak gören, eşcinselleri insan yerine koymuyor demektir.

Rusya'da eşcinsel hakları mücadelesinin, geleneksel cinselliğe uymadığı gerekçesiyle propaganda yasağı kapsamına alınmasından sonra bir transseksüel çalıştığı kurumdan atılıyor ve borçlarını ödeyemeyeceği için intihar ediyor. "Her LGBT ölümü politik bir cinayettir" derken çok haklıyız o zaman. Sen ona yaşama alanı bırakmıyorsan, yaşarken öldürüyorsan, illa ki bedensel ölümünün birinin elinden olması gerekmiyor cinayet sayılması için. Aslında din gibi geleneksel değerleri gerekçe gösteren ahlakçı muhafazakar toplumların politikası haline gelen bu cinayetler, heteroseksist toplumun cesaret veren desteği olduğu için sürekli işleniyor. O yüzden LGBT'leri koruyan yasaları çıkarmayan her iktidar, her devlet bu cinayetlerin sorumlusudur.

Ve eşcinsel hakları için baskıcı politikaları bahane edip mücadele etmeyen LGBT'ler de bu suça ortaktır. Mücadele derken illa ki aktivist olmaları gerekmiyor. "Açık" eşcinsel olmak bile bir mücadele, hatta en değerli mücadeledir. Kurban olmamak için "kapalı" olduğunu savunanlaraysa diyeceğim, "Sıranın kapalılara gelmeyeceğinin garantisi mi var?". Eşcinselleri kurban olarak görüp onları yok sayan devlet politikaları devam ettiği  ve eşcinseller de bu nefret politikalarına "dur" demedikleri sürece, nefret cinayetleri direkt veya dolaylı olarak işlenmeye devam edecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder