29 Eylül 2013 Pazar

Eşcinselliğin sonu, heteroseksüelliğin de sonudur


Homofobiyle ilgili haberlerle karşılaşmaktan belli bir süre sonra nefretin her geçen gün azalacağı yerde çoğalmasından (tabi bazı bölgelerdeki) eşcinsel olarak bile gına geliyor insana. Dünyadaki insanlar arasındaki zihinsel uçurum çok vahim boyutta. Bazıları bilginin peşindeyken, insanca yaşamanın ve yaşatmanın peşindeyken, bazıları dogmalara saplanıp kalıyor ve cahilliklerinin getirdiği nefreti kusarak korkularını yenmeye çalışıyorlar.

Gerçekten korkuya dayalı ölümlere kadar vardırılan nefretin, ayrımcılığın cahillikten, bilgisizlikten, aklını sağlıklı bir şekilde kullanamamaktan başka bir açıklaması olabilir mi? Din diyorlar, Tanrı diyorlar ama nefretlerini sevgi kaynağı, insancıllık kaynağı olarak gösterilen bu öğelere dayandırmaları çelişki değil mi? Yaratıcı, yarattığından din aracılığıyla nefret ettirir mi?

Zaten homofobiklerin, eşcinselliği günah, hastalık, sapıklık olarak işaret etmeleri de cahilliklerinin apaçık göstergesi. Günahsa herkesin günahı kendi boynuna, hastalıksa hastalıkla alakası yok kişinin kendine ve karşısındakine zarar vermediği için, sapıklıksa insanın heteroseksüel olması gerekmez mi öncesinde gerçek yöneliminden sapması için? Heteroseksist bir dünyada insanlar durduk yerde niye sapsınlar gerçek yönelimlerinden? Heteroseksüeller eşcinsellere özenip, herkes eşcinsel olur diye de kimse kaygılanmasın. Öldürülmek ve dışlanmak için mi özenecekler eşcinselliğe? Bu kaygı olsa olsa, herkesin eşcinsel olup da, aslını bulması korkusundan başka bir şey değildir. Eşcinsellerin heteroseksüel olma durumu nasıl söz konusu değilse, heteroseksüellerin de aslı heteroskesüellikse eğer, eşcinselliğe kaymaları söz konusu olmayacağı için bu yersiz bir kaygıdır.

Haa, her heteroseksüel zorda kalınca bile olsa kendi cinsine ilgi duyabiliyorsa, onunla ilişki yaşayabiliyorsa, o zaman homofobinin sebebi de heteroseksüelliğin yapay ve dayatma bir cinsel yönelim olduğunu gösterir. Eşcinsellik sağlam bir yönelimdir. Bir eşcinsel, cinsel ihtiyaçlarından dolayı zorda kalsa bile karşı cinsle beraber olmaz. Ancak heteroseksizmin baskısından dolayı dışlanmamak ve öldürülmemek için heteroseksüel gibi davranmak, yaşamak zorunda kalır. O zaman diyebiliriz ki homofobinin kaynağı cahillik ve bastırılmış eşcinselliktir.

Cahillik denilince de öyle kaba bir bilgisizlik olarak düşünülmesin. Hayata dair her anlamdaki yabancılıktan bahsediyorum. Homofobinin sebebi heteroseksizm dedikleri de öyle sadece erkekliğe dayalı bir cinsiyetçilik değildir. Hayatın her birimini tekeline almıştır ve kendisine uymayanları her bir taraftan, her bir şekilde kontrol eder. Kontrol mekanizmaları da başta cinselliğe dayalı ahlakçılık, tartışılmasına izin verilmeyen din gibi doğmalar, saygı gösterilmesi gereken geleneksel yapı, özgür iradeyle seçilmiş olduğu iddia edilen iktidar... Bu tür unsurlarla varolan muhafazakar yapıların homofobik olmalarının, akıl ve bilgi dışında kalmalarından başka bir açıklaması olabilir mi?

Ve eşcinsellere diyeceğim de, bu tür cahilliklerle dişe diş mücadele edilmedikten sonra gasp edilen hakların asla kazanılamayacağı. Bu tür cahilliklerden insanlık beklemek de bir akıl tutulmasıdır. Direnilmediği sürece şeriatın eşcinsellerin kellelerini uçurduğu da bir hikaye değildir yaşandığı üzere.

Konuyla ilgili bir-iki not daha düşmek gerekirse... Eşcinsellik aynı anda hem günah, hem de hastalık olarak değerlendirilemez. Çünkü hastalığa günah diyemezsin, günah olan bir şey de hastalık sınıfında olamaz. Ama homofobikler bunun bile ayırdında olamayacak kadar cahiller.

Bastırılmış eşcinselliğe gelirsek... Hiç kimse yapısında olmadıktan sonra, toplumun dışladığı bir kimlikten rahatsız olmaz. Anlatmak istediğim eşcinsel olarak itham edilmekle alakalı değil. İnsanlar mantıksızca eşcinsellikten Tanrı adına, din adına nefretin arkasına sığınıyor ve bu nefretle de inançlarına göre günah girdiklerinin farkındalar mı acaba?

İnsan neslinin eşcinsellik yüzünden sonunun geleceğini falan iddia ediyorlar. Kendi hayat şekillerine şöyle bir baksalar, cahillikleri yüzünden savaşları, şiddetleri, sebep oldukları açlıkları, kıtlıklar, çevreyi yanlış kullanmanın dünyanın sonunu hazırladığını bir görseler, eşcinselliğin ne kadar masum bir şey olduğunu anlarlardı.

Bilime inansalardı zaten, eşcinselliğin canlı tarihinden beri hayatın, insanların, tüm canlıların, canlı yapısının ve sürekliliğin bir parçası olduğunu bilirlerdi. Çünkü eşcinsellik, evrenin bir parçası olan canlı organizmasının yapı taşlarından biri. O olmasa belki canlı olmayacak. Çünkü eşcinselliğin belirleyicisi olan X kromozomu, kadınların doğurganlığını da sağlayan kromozomun ta kendisi. Gambiya Devlet Başkanı Yahya Jammeh eşcinselleri köklerini kazımakla tehdit etmiş ya, bu yüzden kendi  köklerinin, heteroseksüelliğin de kazınacağının farkında değil tabi.

http://denizliglbt.blogspot.com/2012/06/escinsellik-kimden-geciyor.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder