23 Eylül 2013 Pazartesi

Çevresel faktörler cinsiyet kimliği veya cinsel yönelimin belirleyicisi değildir

Yıllar önce bir kitap okumuştum. Üzerinden bayağı zaman geçtiği için adını veremeyeceğim gibi, konusundan da ana hatlarıyla bahsedeceğim aklımda kaldığı kadarıyla. Kitap gerçek hayattan bir aktarım.  Aile çocuklarını doğar doğmaz veya doğduktan kısa bir süre sonra sünnet ettirmeye karar veriyor. Yanılmıyorsam ikizdi erkek çocuklar ve olay da Amerika'da geçiyor. Kitabı yeniden okumamda fayda var bu arada. Her neyse çocuklardan birinin penisi ameliyat sırasında sterilizasyonun derecesinin fazla olmasından mı, yoksa ameliyattan sonra orada fazla kalmasından mı yanıyor. Ailenin de kararıyla çocuk ameliyatla kız yapılıyor ve kız olarak yetiştiriliyor. Çocuk ergenlik çağından sonra yapısına uygun olarak kendini erkek hissetmeye başlıyor. Tabi bu durum okul hayatı sebebiyle falan iç çatışmaya sebep oluyor. Çünkü ne kılık kıyafet olarak, ne de hissettiği cinsiyet olarak mutludur. Heteroseksüel olduğu için de kızlara ilgi duymaktadır. Yani dışarıdan bakıldığında eşcinsel ilişki ama doğuştan erkek olduğu için eşcinsellikle alakası yok. Sonunda gerçekleri öğreniyor. Sanırım ameliyatla tekrar erkek oluyor. Bu arada gerçekleri öğrenmeden önceki tedavi süreci hiçbir sonuç vermemiştir. Hatta tedavi sürecinde bir denek gibi kullanıldığı için psikolojisi tamamen alt-üst olmuştur.

Tabi bu anlattığım olayın çift cinsiyetlilikle bir alakası yok. Sadece sağlıkçıların ihmalinin bir neticesidir. Niye anlattım? Çevresel faktörlerin bir insanın cinsiyetinin ve cinsel yöneliminin belirlenmesinde hiçbir öneminin olmadığını göstermek için. İnsanın yapısına uygun hissettiği cinsiyeti veya cinsel yönelimi neyse odur. Doğuştandır yani. İster biyolojik yapısıyla uyuşsun, isterse uyuşmasın çevre, yapıdaki cinsiyeti ve cinsel yönelimi asla değiştiremez, etkileyemez bile. Sadece insanı bunalıma sokar, çatışmaya iter.

Geçtiğimiz günlerde ülkemizde de çift cinsiyetli bir çocuğu, ister ailenin bilinçsizliğinden kaynaklanan ihmal, ister doktorların sorumsuzluğundan diyelim, erkek gibi yetiştiriyor ailesi. 10 yaşından sonra kız çocuğu olduğu anlaşılmasına rağmen, doktorlar da yetiştirilme tarzına uygun olarak erkek cinsiyetine uygun olarak ameliyat ediyorlar. Doktorların gerekçesi de erkek gibi yetiştirildiği için, çocuğun kendini ileride erkek gibi hissedeceği. 

Nerden biliyorsunuz? Benzer süreci siz yaşadınız mı veya aynı süreçten geçen tecrübelerden faydalandınız mı? Pardon siz interseksüealitenin ne demek olduğunu biliyor musunuz öncelikle bir doktor olarak? Bu konuyla ilgili olarak Batı'yı takip ediyor musunuz? İnterseksüellerin belli bir yaşa geldikten sonra cinsiyet değiştirme ameliyatlarının kendi insiyatiflerine bırakılmasının daha sağlıklı olduğunu hiç duymadınız mı? Yarın bu çocuğun kendini kadın gibi hissetmeyeceğinin garantisi var mı? O garanti de sadece 10 yaşına kadar erkek gibi yetiştirilmesi mi? Bu durumun suçlusu kim? Bu konuda bilinçsiz olan aile mi, cinsel kimliklerle ilgili ayrıntılı bilgisi, tecrübesi olmayan doktorlar mı? 

Denilebilir ki heteroseksist bir kültürün ailesi yapısı da heteroseksist, sağlık sektörü de. Çünkü, cinsel yönelimini bir kenara koyun, çocuğun biyolojik yapısı zaten dişiymiş. Nasıl erkek yaparsınız ki? Yarın biyolojik cinsiyet yapısına uygun olarak kendini kadın gibi hissederse nasıl bir açıklama yapacak bu çocuğa ailesi? "Yavrum sen kadınmışsın ama biz seni erkek gibi yetiştirdik, doktorlar da erkek yaptılar" mı diyecekler? Cinsel yönelimi de heteroseksüel olursa nasıl kadınla evlenebilir ki? Toplumsal anlamda ameliyat sonrası erkekliğine uygun olarak karşı cinsle-bir kadınla evlenebilir de, kendisi bunu kaldırabilir mi acaba? Doğuştan yapısı olan kadınlığına uygun bir heteroseksüel olarak erkeklere ilgi duyarsa ve onlarla beraber olursa toplum, çevre, aile kabul edebilecek mi acaba bu beraberliği? Sonuçta ameliyatla da olsa biyolojik-bedensel olarak eşcinsel ilişki sınıfında değerlendirilecek. 

Bunları ben düşünebiliyorum da doktorlar niye düşünemiyor acaba? Büyük ihtimal cinsiyetçi, homofobik oldukları için çevresel faktörlere inanmak istiyorlar. Çocuk cerrahisi ve üroloji uzmanının şu cümlesinden siz olsanız ne anlarsınız; "Cinsel kimlik sorunları, cinsel işlev problemleri, eşcinsellik, sosyal ve psikolojik sorunlar ve intihara varabilen sonuçlara neden olan cinsel gelişim bozukluklarının zamanında tespiti için bebeklerin doğduğu andan itibaren genital muayenelerinin detaylı yapılması..." Bazı durumların tespiti için genital muayenenin detaylı yapılmasından bahsediyor. Bunun içinde eşcinsellik de var. Eşcinselliğin biyolojik cinsiyetle ne alakası var? Varsa bile siz bir kız biyolojisini erkek biyolojisine dönüştürerek ve eşcinselliğin tespitini lüzumsuzlaştırarak söylediklerinizle çelişmiyor musunuz? Doktorum siz cinsel yönelimle cinsiyet kimliğinin bile ayırdında değilsiniz. Çocuğun cinsel yönelimini ve cinsiyet kimliğini görmezden gelip, toplumsal cinsiyetine-ailesinin yetiştirme tarzına uygun olarak bedensel cinsiyet oluşturup işin içinden sıyrılmışsınız. Hem eşcinsellik genital muayeneyle tespit edilmesi gereken cinsel bozukluk diyorsunuz, hem de resmen bu bozukluk dediğiniz duruma vesile olmuşsunuz bir kadını erkek yaparak. Çünkü ameliyat edilen bu çocuğun cinsel yöneliminin sonuçta % 50 de heteroseksüel yani kadın olma ihtimali var ve erkeklere ilgi duyacak. Homofobik bakış açısına göre bu da bir bozukluk değil mi sizin sebep olduğunuz?

Çevresel faktörler cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimin belirleyicisi değildir asla. Öyle olsaydı heteroseksist bir dünyada eşcinsellik veya transseksüellik olmazdı. İnsanlar durduk yerde niye ötekileştirilmeyi seçsin ki? Öldürülmek için mi? O yüzden ne ailelerin ne de doktorların, bireylerin cinsel kimliklerine kendi kafalarına göre müdahale etme hakları vardır. Bu bir insanlık suçudur ve yasalar buna göre Almanya'daki gibi oluşturulmalı, yani insanlar cinsiyet kimliklerine zamanı gelince kendileri karar verebilmeli, yasalara aykırı hareket edenlerden de hesap sorulmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder