Veya "Eşcinsel karşıtları neden gizli eşcinseldir?" de diyebiliriz.
Çünkü içinde eşcinsel duygular barındırmayan bir insan kendisine, çevresine, dünyaya hiçbir şekilde zararı olmayan bir şeye niye fanatik bir şekilde karşı çıksın ki? Bunu muhafazakarlıkla, dinle, erkeklikle de mantık dahilinde direkt bir açıklaması olamaz. Çünkü bazı homofobikler öyle fanatik şekilde eşcinsellik karşıtı oluyorlar ki, resmen insanlıktan çıkmışcasına öfkeyle, kinle, nefretlerini kusuyorlar. Ve bu nefretin savundukları manevi değerlerle hiç alakası da olmuyor. İnsanlığa, iyiliğe, güzelliğe hizmet eden manevi değerler niye bu kadar kendi türüne farklılığından dolayı nefret duysun ki?
Bir de lafgüzarlık yapıyorlar "Bizimkisi nefret değil, sadece karşıtlık" diye. Sen eşcinselleri lanetle, nefretine hedef göster, sonra da "Benimki sadece karşıtlık" de. Tamam da niye karşısın be güzel kardeşim. Sana ne herkesin aşkından, sevgisinden, seksinden? Ben senin aşk ve seks şekline karışıyor muyum, bir şey diyor muyum?
Sadece senin cinsel yöneliminin, heteroseksüelliğin doğruluğundan değil ki bu sessizliğim. Sadece insanlığımdan, doğaya, doğanın gerçeklerine, doğanın farklılıklarına, doğanın renklerine olan inancımdan. Ve de en önemlisi heteroseksüellikle ilgili gocunduğum bir yaram, heteroseksüellikle ilgili alıp-veremediğim bir derdim olmadığından.
Heteroseksist bir dünyaya rağmen eşcinselliğimle barışıksam, bu bile eşcinselliğin doğallığının bir kanıtıdır. Eşcinsellerin hiç işi-gücü yok da, sırf egemen heteroseksist bir sistemle çatışmak için mi eşcinsel olacaklar? Olaya sırf heteroseksist bir dünyada eşcinselliğin ne kadar zor bir durum olduğu açısından bakabilsen bile mantıklı düşünebilecek, eşcinsellik gerçeğini görebilecek, belki içindeki nefretin dozunu azaltabileceksin.
Ama bunları yapabilmen için kendinle, bastırdığın cinsel yöneliminle, doğanın gerçekleriyle barışman, heteroseksizmden kurtulup doğana dönmen gerekiyor. Dünyaya barışın gelmesi için, önce kendimizle, iç dünyamızla barışmamız şart. Tabi bunun için de bize dayatılan heteroseksizmden sıyrılıp, kendimizi tanımamız, kendimizi keşfetmemiz gerekiyor. Ve de heteroseksizme ters gelse de kendimize inanmamız gerekiyor.
Son Papa'nın da eşcinsel olduğu iddia ediliyor. Belki de gerçeklerin ortaya çıkmasından korktuğu için istifa etmiştir kimbilir? Bir çok muhafazakar lider veya toplumun her kesiminden insanın gizli eşcinsel ilişkileriyle karşılaşmıyor muyuz? Özellikle dine çok inananlarda bu durumla karşılaşmamız şaşırtıcı gelebilir ama gelmemesi gerekiyor. Bu durumu bir çok arkadaşımdan da çok iyi biliyorum. Cinsel yönelimlerinden, yani eşcinselliklerinden dolayı heteroseksizme dahil olamayan bir çok arkadaşım kurtuluşu hep dinde aramıştır ama ne olmuştur? Her şeyden vazgeçmelerine rağmen, kimliklerinden, eşcinselliklerinden asla vazgeçememişlerdir. Gece yatarken eşcinselliklerinden kurtulmak amacıyla Tanrı'ya ettikleri duaları nedense hep geriye tepmiştir!
Hristiyanlık dininde rahiplerin evlenmesi yasak. Sonra da rahiplerin eşcinsel ilişkilerini skandal olarak falan tanımlıyorlar. Ne olmasını bekliyorlar ki? İnsan meslek için cinsellik gibi temel ihtiyacından vazgeçebilir mi? Rahip olunca evlenilmeyeceği için ya eşcinsel olduğu için rahip olmuştur, ya da eşcinselliğinden kurtulmak için. Bunun başka mantıklı bir açıklaması olabilir mi? Sonra da Papa'ların, rahiplerin bu bastırılmışlıkları eşcinsellik karşıtı olarak yansıyor. Tüm karşıtlıkların altında da bastırılmış ve gerçekleştirilemeyen veya duyulmaması, bilinmemesi için gizli gerçekleştirilen kimlikler yatmaktadır. Yoksa insan durduk yerde nefret boyutunda koyu bir karşıt olmaz.
En trajikomik eşcinsellik karşıtlığıysa, kendi cinsiyle yatıp da, bunun eşcinsellik olmadığını iddia edenlerinki. Değişiklikmiş, bir renkmiş bu tür ilişki. Biz de onu söylüyoruz ya; "Eşcinsellik de doğanın renklerinden biri" diye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder