4 Ağustos 2012 Cumartesi

"Bazen Sokağa Çıkıp Bütün Erkeklerin Altına Yatasım Geliyor"!

Bir eşcinsel eşcinselliğini yaşasa, kendini tatmin etse arzularının esiri olur mu? Eşcinselliğiyle barışsa eşcinsellik ve heteroseksizm arasında gel-gitler yaşar mı?

Eşcinselliği bilmiyoruz. O yüzden küsüz kendimize, birbirimize ve hayata. O yüzden korkularımız, nefretimiz ve gel-gitlerimiz.

Aslen buralı ama memleketini 20 sene önce ailevi sebeplerden dolayı terk etmek zorunda kalmış ve kendine göç ettiği şehirde bir yaşam kurmuş. Evlenmiş, çoluğa-çocuğa, hatta toruna-torbaya karışmış. Bana buradaki, terk ettiği şehrindeki eşcinsel ilişki sistemini sordu. Hayatının 20 yılını geçirdiği şehirdeyse eşcinsellik sevişme ve oral seksten ibaretmiş. Çünkü erkekliği korumak için anal ilişkiye pek kimse yanaşmıyormuş. Kendisi de öyleymiş. İş ve aile hayatı olarak bulunduğu toplumsal konumdan dolayı bunun böyle olmasını da normal karşılıyor.

11 yaşındayken çalıştığı iş yerinde bıçaklanarak tecavüze uğradığı için eşcinsel olduğuna inanıyor. Kendi cinsiyle beraberliklere de zaten 5 yıl öncesinde başlamış. O güne kadar tutmuş kendini. Demezler mi adama "Bunca yıl heteroseksüel beraberlik yaşıyorsun, bu sana yapılan bir tecavüz sayılmaz mı? Şimdiye kadar bu kadar tecavüzden sonra heteroseksüel olman gerekmez miydi?" Oysa o kadar yıl heteroseksüel beraberlikten sonra eşcinsel olduğuna karar veriyor ve karısıyla beraberliğini de bir görev olarak yaptığını, hiç keyif almadığını itiraf ediyor.

Tecavüze uğramak bir insanın cinsel yönelimini değiştirmek yerine, o cinsel yönelime karşı nefreti doğurmaz mı? Mesela erkek bir eşcinsel olarak bir kadın benimle bıçak zoruyla ilişkiye girse, benim heteroseksüel mi olmam gerekiyor? Eşcinselliğin kabul edilmediği bir toplumda, o zaman bütün eşcinsellerin mecburi evlilik yapmalarından dolayı heteroseksüel olması gerekmez miydi? Gerçekten cinsel yönelimi değiştirmek bu kadar kolay olsaydı, eşcinselliğiyle barışamayıp, eşcinselliğinden kurtulmak isteyen eşcinseller, karşı cinsle beraber olarak heteroseksüel olmayı seçmezler miydi? Eşcinsellerin kaçta-kaçı eşcinselliğiyle barışık? Tabi bu arada eşcinselliğinden memnun olmayan eşcinsellerin memnuniyetsizliği eşcinselliklerinden değil, toplumun eşcinselliği kabul etmemesinden kaynaklanıyor.

Düşüncelerimi ilginç ve değişik buluyor. Oysa ilginç olan bir şey yok benim durumumda ve anlattıklarımda. Sadece eşcinselliğimin farkındayım, eşcinselliğimle barışığım, eşcinselliğin ne olduğunu biliyorum ve heteroseksizmin cinsel yönelimimi tehdit olarak kullanmasına fırsat vermiyorum bu kendimle barışıklığım sayesinde.

Bu durum yani eşcinselliğin gerçek anlamda bilinmemesi eşcinsellerimizin birbirlerinden ne kadar kopuk yaşadıklarının, birbirinden haberdar olanlarında eşcinselliği sadece yanlış olarak bildikleri bir cinsellikten ibaret sandıklarının göstergesi. Yani biraraya gerçeklerden uzak cinsellik veya muhabbet için geliyorlar sadece.

Gerçekten çok zor, hatta şu aşamada imkansız gibi bir şey ama bizim önce kendimizi, eşcinsellerimizi kazanmamız gerekiyor. İktidardaki yönetimler de insan haklarına uygun bir yaşam tarzını benimseyip uygulayabilirler ama heteroseksist bir dünyanın genelinde en karşıtlık eşcinselliğe olduğu için, eşcinsellere haklarını vermemek, onları yok saymak ve görünür olanları da yok etmek için ellerinden gelen çabayı göstereceklerdir. O yüzden eşcinsel hakları ancak eşcinsellerin çabasıyla mümkün olabilir.

Eşcinselliğiyle barışamamış ve eşcinselliğini yaşamayı hep erteleyen başka bir eşcinselimiz de toplum ve eşcinselliği arasında kaldığı ikilem ve çıkmazdan dolayı ne yapması gerektiğini soruyor. "Bazen kendimi sokaklara atıp bütün erkeklerin altına yatasım geliyor, sonra da 'yanlış düşünüyorum' diye vazgeçiyorum" diyor.

İnsanın doğasına uygun kendini gerçekleştirmesinden, eşcinselse eğer eşcinselliğini yaşamasından başka bir çıkar yol olabilir mi? Bugüne kadar kim erteleyerek eşcinselliğinden kurtulmuş ki? Acı çekmekten başka ne işe yaramış ki insanın kendinden, eşcinselliğinden kaçması?

Bir eşcinsel eşcinselliğini yaşasa, kendini tatmin etse arzularının esiri olur mu? Eşcinselliğiyle barışsa eşcinsellik ve heteroseksizm arasında gel-gitler yaşar mı?

Eşcinsellerin eşcinsellikleriyle barışmaları için yapılması gereken ilk ve en önemli şey heteroseksüeller de dahil eşcinselliğin doğru ve tam olarak anlatılması. Gerçekten eşcinsellerimiz bile eşcinselliği sadece cinselliğe indirgemiş durumda. O cinsellik de keşke geniş anlamlı düşünülebilseydi. Pasifsen, arkadan-anal yoldan kendini yaptırıyorsan eşcinselsindir. Eşcinsellik bu demek işte. Onun dışında yaşanılanlar yani pasiflik dışında yaşanılan eşcinsel ilişki şekilleriyse eşcinsellik değil, bir seks fantezisi. Eş-cinsel ilişkiye yüklenilen anlam da, ahlaksızlık ve dolayısıyla en nefret edilen, en ötekisi, en yok edilesi.

Siz eşcinselliği bilmiyorsunuz ki? Siz beni de bilmiyorsunuz, tanımıyorsunuz. O yüzden nereden bileceksiniz duygularımı ve anlayacaksınız beni? Varsa yoksa kendiniz, varsa yoksa heteroseksist kimliğiniz.

Ben bir insanım, ben doğanın bir parçasıyım. Bir insan metabolizması nasıl çalışıyorsa, benimki de aynı çalışıyor. Bir eşcinsel olarak duygusal, aşksal anlamda sadece sevme şeklim kendi cinsime karşı. Sizin-heteroseksüeller için seks ne kadar önemliyse, benim-eşcinseller için de o kadar önemli. Bütün heteroseksüeller seks düşkünü değillerse, eşcinseller de o kadar seks düşkünü olmayabilirler. Heteroseksüellerin cinsellik konumlarını belirleyen ne kadar kişisel genetiksel yapılarıysa, eşcinsellerin cinsel konumlarını belirleyen de kişisel genetiksel yapılarıdır. Eşcinsellerin cinsel yönelimleri ne kadar ahlaksızlıksa, heteroseksüellerinki de o kadar ahlaksızlıktır! İnsanın kendini gerçekleştirmesi, dürüst olması ne kadar ahlaksızlıksa, eşcinsellerin kendi olmaları da o kadar ahlaksızlık sayılır!

Siz heteroseksüeller, cinsel yönelim bir sapmaysa, siz sapabilir misiniz kendi yöneliminizden? Ben de sapamam işte. O yüzden benim cinsel yönelimim-eşcinselliğim değil sapıklık olan, sizin sabit fikirliliğiniz, beyinlerinizin küçüklüğü ve dolayısıyla bencilliğiniz.

Hani eşcinsellere tedavi falan öneriyorsunuz ya, asıl tedaviye ihtiyacı olanlar kapasiteleri dar olmalarından dolayı hayata geniş bakamayanlar, gerçeklere yabancı kalmalarından dolayı içinde bilmediklerine karşı korku kaynaklı nefret barındıranlardır.

Ben normalim, eşcinsellik normaldir. Çünkü ben böyle mutluyum, eşcinselliğimle çok mutluyum, eşcinselliğimle varım bu hayatta. Benim aslım eşcinselliğim. Benim farkım eşcinselliğim. Beni var eden de bu farkım zaten. Doğanın çeşitliliğine inanıyorsunuz da, benim eşcinselliğime mi inanmıyorsunuz?

Hem size-heteroseksüellere ne oluyor da benim eşcinselliğim hakkımda karar veriyorsunuz? Sizden eşcinsellikle ilgili talepte bulunan mı oldu eşcinseller adına? Kendi önünüze, kendi cinselliğinize baksanız daha iyi olmaz mı? Belki kendinizin bilmediğiniz, keşfedemediğiniz taraflarınız olabilir.

Sahi nerden geliyor eşcinselliğe merakınız ve korkunuz-nefretiniz? Ben mesela hiç merak etmiyorum heteroseksüelliği ve heteroseksüellikten de korkmuyor, nefret etmiyorum. Eşcinsellik, eşcinseller yoksa size bir şey mi yaptı? Gerçekten "heteroseksüelim" diyenlerde bir tuhaflık yok mu? Yani sağlıklı bir insan bilmediğini öğrenir, bildiği bir şeyden de korkmaz. Çünkü eşcinsellik korkulacak bir şey değil ki? Acaba insanlar kendilerinden mi korkuyorlar? Çünkü heteroseksizm onlara nasıl olduklarını değil, nasıl olmaları gerektiğini öğretmiş. Kendi yapılarıyla dikte edilen yapılar arasındaki çatışmanın bir sonucu olsa gerek bu nefret.

Ben böyle düşünüyorum. Bütün eşcinseller böyle düşünseydi hayat nasıl olurdu acaba? Yani insanlar kendi doğal yapılarıyla barışıp, kendilerini-eşcinselliklerini gerçekleştirselerdi, daha mutlu olmazlar mıydı? Örneklere baktığımızda mutsuzluğun sebebi eşcinsellik değil, eşcinselliğin yaşanılamaması.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder