İstanbul'daki "Gay Onur Haftası" etkinliklerine ve dolayısıyla yürüyüşüne de ilk defa 20.si olan bu sene katıldım.
Kısa-kısa etkinlik programlarına yorumsuz bir şekilde değinmek gerekirse;
Yerelden katılanlar zaten kendileriyle ilgili bölümler olan yerel atölyelerden itibaren etkinliklerin son üç gününe katıldı.Yerel atölyelerde kent konseyleri, her türlü siyasi mekanizma ve kadın örgütlerinin, çalışma grupları oluşturarak LGBT'lerin kendilerini göstermek için birer fırsat olduğu dile getirildi.
Prof. Dr.Yasemin İnceoğlu, gazeteci Pınar Öğünç ve Kaos GL'den Ali Erol'un katıldığı panelde medyanın geçmişten günümüze eşcinselliğe bakış açısı değerlendirildi.
Listag grubu meclisteki görüşmelerini paylaştı.
LGBT hareketinin siyasete etkisinin anlatıldığı ve Almanya Berlin Eyalet Meclisi Milletvekillerinden Hakan Taş'ın da katıldığı panelde, CHP milletvekili Binnaz Toprak iktidarın seslerini duymak istememesine rağmen eşcinsel hakları için verdikleri mücadeleyi, BDP'li bir milletvekili danışmanı da yeni Anaya yazılım sürecinde, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibarelerinin Anayasa'da geçmesi için verdikleri çabaya rağmen AKP ve ve MHP'nin çıkardıkları engelleri anlattı.
Sosyal bilimler için LGBT örgütlerin nasıl bir laboratuvar gibi görüldüğüne dair eleştirel "Akademi ve LGBT" başlığı altında bir panel düzenlendi.
"Gay Onur" yürüyüşü Batı'daki örneklerini aratmayacak şekilde şaşalıydı. Yürüyüşte LGBT örgütleri ve LGBT destekçilerinin yanısıra Milletvekili olarak Sırrı Süreyya Önder de yer aldı.
Basın açıklamasının yapıldığı, sloganlar ve renkli görüntüler eşliğinde kimisinin 10 bin, kimisinin 20 bin dediği binlerce kişinin katıldığı Taksim Gezi Parkı'ından başlayan yürüyüş İstiklal Caddesi boyunca devam edip Tünel'de son buldu.
ne güzel öpüşmüşler...hiç bir sevgilim beni öyle öpmedi valla..
YanıtlaSilÇünkü kendinle, eşcinselliğinle barışık olmakla alakalı bir şey bu. Eşcinselliğini kabul edemeyen eşcinseller nasıl içten bir şekilde öpüşsünler ki? Dolayısıyla öpüşme kültürümüz de sıfır.
YanıtlaSil