Benim Doğamda Cinsel Yönelimden Nefret Yok!
Basketbol takımlarımızdan birinin transfer ettiği yabancı oyunculardan birinin eşcinsel olması ve aynı cinsten eşi ve çocuklarını da beraberinde getirmesi, bir basketbol internet sitesini çok rahatsız etmiş ki, bu durumu Türk toplumuna aykırı bir durum olarak ilan etmiş ve Türk kızlarını, Türk basketbolunu ve Türk kulüplerini eşcinsellik gibi doğa dışı organizasyonlardan korumakla herkesi görev sorumluluğuna davet etmiş.
Konuya nerden başlasak, hangi açıdan baksak bilmiyorum ki. Bu durum aslında spora mahsus bir olay falan değil, homofobinin yer, zaman ve mekan ayırdı yapmadan kendini göstermesi. Çünkü bir toplumda homofobi varsa, yaşamın her biriminde kendini göstermesi kaçınılmaz. Homofobik söylemde bulunan internet sitesi sahipleri çayocağı işletseler de aynı tepkiyi göstereceklerdi, Başbakanlık koltuğunda otursalardı da aynı homofobiyi sergileyeceklerdi. Öyle olmuyor mu zaten? O yüzden homofobinin spora mahsus bir fazlalığı falan yok. Tamamen heteroseksizmi içselleştirmiş bireylerin farklılıklara yabancı kalıp, korkuya dayalı nefret sergilemeleri, hedef göstererek saldırı başta olmak üzere her türlü ayrımcılığa sebep olabilecek homofobi illetine davetiye çıkarmaları.
Bunun bu noktaya geleceğini bilmiyorlar mı? Bile-isteye yapıyorlar. Çünkü eşcinsellik nefret suçları kapsamında değil. Ne söyleseler cezasını çekmeyecekler. Burada homofobikler kadar homofobiye cesaret veren yasalar, yasa koyucular ve yargı suçlu. Tabi homofobiye seyirci kalan eşcinseller de.
Çünkü "Bu homofobik söylemden kaç eşcinsel rahatsız olmuş?" diyeceğim ama öncelikle "Kaç eşcinselin haberi olmuştur?" demek belki de daha doğru olacaktır. Sen kafana yediğin tokmağa sesini çıkarmazsan, tabiki de o tokmakların devamı gelecektir. Tabi eşcinsellerimiz kendilerini korudukları sürece, eşcinsel karşıtlığı onların umurlarında bile değil. Onlara göre de eşcinsellik yok zaten, gizli gerçekleştirilen eşcinsel seks var. Eşcinseller evlenmişler mi? Orası Avrupa!
Transfer edilen eşcinsel basketbolcuların fotoğraflarına bakıyorum, sevginin en samimisini görüyorum. Homofobikler ne görüyor da doğa dışı buluyorlar bu sevgiyi? Sevginin tek bir şeklinin olması, onların sevgi anlayışlarının kıt ve samimiyetsiz olduğunu göstermez mi? Sevgiye nefretle bakmak nasıl bir aklın harcıdır ki? Nesinden korkulur ki sevginin?
Ne olur ki bir kadın bir kadını severse, yuva kurarsa ve çocuk yetiştirirse? Çocukları kadınlar ve erkekler, yani insanlar yetiştirmiyor mu? Eşcinseller insan değiller mi? Heteroseksüel olanların daha sağlıklı çocuk yetiştirdiğinin garantisi mi var?
Heteroseksüel veya homoseksüel olmak insan olmakta nasıl bir fark yaratabilir ki? Göründüğü üzere heterosekseksist hakimiyet heteroseksüellerde homoseksüellere karşı nefret yaratıyor. Tek fark nefret, o da heteroseksüellerde oluşuyor nedense.
Doğal olan nefret ve eşcinsellere karşı nefrette bulunanlar, doğal olmayan sevgi mi? "Sevgiden kim ölmüş ki?" diyeceğim ama heteroseksüel sevgi anlayışından dolayı çok katliamlar olduğuna herkes şahit. Adam aşık oluyor, çok seviyor ve öldürüyor! Doğal olan bu mu? Eğer cinsel yönelimlerin doğal mı, doğa dışı mı olduğu sorgulanacaksa, önce heteroseksüelliğin sorgulanması gerekmez mi? Çünkü doğal yaşama en çok heteroseksüel yapıda olanlar zarar veriyor.
Homofobiyi göz önünde bulundurduğumda, "İyiki de eşcinsel doğmuşum" diyorum. Çünkü homofobik olmaktansa eşcinsel olup, homofobiye maruz kalmayı yeğlerim. Çünkü bir insandan cinsel yöneliminden dolayı nefret etmek akıl ve insanlıkla asla bağdaşmıyor.
Homofobinin çoğunluğun dışında kalmamak, homofobiye sebep olan heteroseksizmi içselleştirmek, heteroseksizmin baskısına, dayatmasına maruz kalmak gibi gerekçeleri kabul edilemez. Birazcık aklı ve vicdanı olan nefrete bahane yaratmaz. Çünkü nefretin hiçbir gerekçesi olamaz. Çünkü nefretin ne insanlıkla, ne de doğayla örtüşen bir tarafı yok. Yoksa heteroseksizm nefretle mi besleniyor? Şüphem yok!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder