Hala kendinizden herhangi bir şekilde utanıyorsanız bizden değilsiniz. ~ Friedrich Nietzsche
Günlük hayatta utanılmaması ve korkulmaması gerektiği halde yapmaktan kaçındığımız o kadar saçmalık var ki. Kendimiz de biliyoruz aslında yapmaktan kaçındıklarımızın çok doğal, normal olduğunu. Çünkü yapıyoruz, gerçekleştiriyoruz büyük bir zevkle, keyifle ama gizli bir şekilde. Çünkü onları "ayıp, günah, yanlış, zararlı" diye öğretmişler.
İnsan sormadan edemiyor. Ayıp, günah, yanlış ve zararlıysa niye yapıyoruz öyleyse? Bir şey kötüyse bunun gizlisi de kötüdür, açığı da. Eğer gizlisi normal kabul ediliyorsa, burada ben çıkara göre değişken bir uygulama ve insanları egemenliği altına almak için bir baskı unsuru olarak görürüm bu ayıp ve günahı. O zaman gerçekleştirilen eylem değil de yanlış olan, egemen düzeni bozacak olan eylemin yeri ve zamanı. Yani her şeyi yapabilirsin ama geçmişine, büyüklerine, geleneklerine, toplumsal yapıya, kısaca erkekliğe-heteroseksizme zarar vermeyecek şekilde, edepli bir şekilde yapabilirsin.
Bu sigara içen bir babanın çocuğuna ve karısına içirtmemesi gibi bir şey. Yoksa babaya saygısızlık edersen, baba kendini büyük, güçlü, egemen hissedemez, hiçbir şeyliği ortaya çıkar, doğaya aykırı babalık-zalimlik-heteroseksizm de çöker gider. Ne yazık ki kendisi olmak, özgür olmak isteyen, utanılmaması gereken gerçekleri utanmadan yapanlar da zalimden zulüm görüyor.
Utanmanın arkasında toplumsal yapıya şartlanmışlık kadar, toplumsal dayatmaların yarattığı korkular da var. Dışlanırsın, aşağılanırsın, şiddete maruz kalırsın, işsiz kalırsın, yalnız kalırsın, kalırsın da kalırsın. Bunları göze alabilecek kadar cesaretin yoksa heteroseksist-toplumsal-geleneksel yapıya boyun eğersin, hatta normal bile kabul edersin bu dayatmaları.
Fırsat buldukça gizli bir şekilde öğrendiğin üzere kendini gerçekleştirme kaçamağı yaparsın, sonra da pişmanlık duyup heteroseksizme tek kabul yolu tövbe ederek hem içsel, hem de dışsal anlamda kendini affettirirsin, vicdanını rahatlatırsın. İkiyüzlülük bu olsa gerek. Her şeyi yapıp, hiçbir şey yapmamış gibi davranarak ahlak timsali kesilirsin utanmadan. Utanılması gereken aslında ikiyüzlülük, savunduğun değerlerle çelişmek değil mi?
Herkesin tabi konumuna, kültürüne, öğrenmişliklerine, şartlanmışlıklarına göre utanılması gereken durumlar farklıdır ama geleneksel-muhafazakar toplumlarda genellikle utanılması gerekenler örf ve adetlere ters düştüğü bahanesiyle heteroseksist yapıya ters düşen cinsellik ve yan unsurlarıdır.
Mesela cinsel organlar en utanılası olanlardır topluma göre. Oysa onlar da temel ihtiyaçlarımızı karşıladığımız organlardan biridir. Ağzımızı-gözümüzü göstermekten utanmıyoruz ama üreme ve boşaltım organlarımız olan başlangıç ve bitiş noktalarımızdan utanıyoruz. Şekil olarak da çok da abes değiller aslında. Mesela kulaklarımızdan utanmıyoruz ama penis ve vajinadan utanıyoruz. Vücudumuzdaki kıllardan utanıyoruz ama saçlarımız utanmayı bir kenara bırakın ticari bir sektöre dönüştürmüşüz.
Eğer çok rahatsız edici bir şeylerse kesip atalım. Ne çelişik bir canlı şu insanoğlu. Cinsel organlardan utanır ama cinsel organıyla da gurur duyar. Bu sadece erkekler için geçerli değil, heteroseksist yapılarda kadın ne kadar ezilse, sömürülse de, o da utanmaya şartlandığı kadınlığını kullanmaktan çekinmez yeri geldiğinde. İlkel kabilelerde cinsel organlardan utanılmaması, bunun kapitalist dünyanın çıkarları için bir dayatması olduğunun göstergesi değil mi?
Utanma konusunda örnekleri çoğaltabiliriz ama en önemli utanma noktamız, en büyük baskı unsurumuz cinsellik olduğu için, tabi ki farklı cinsel yönelimimiz-eşcinselliğimizdir. Eşcinsel özgürlüğümüz söz konusu olunca kendi aramızda attık mı mangalda kül bırakmayız; kendimizle barışmışızdır, eşcinsellik mücadelesi yapmışızdır, eşcinselliğimizden utanmıyoruzdur ama iş çevremizin öğrenmesine gelince sus-pus oluruz, burası Türkiye olur, geleneklerimiz-göreneklerimiz-ananelerimiz vardır, okulumuz-işimiz-gücümüz-kariyerimiz vardır. En önemlisi de ailemizi üzmeye hakkımız yoktur!
Aslında hepimiz birer utanmazız. Utanma duygumuz falan yok. Düpedüz korkağız. Korkularımızın esiri olmuşuz. Ahlakı, utanmayı, gelenekleri, maneviyatı bahane ediyoruz. Biz kendimizle-eşcinselliğimizle yüzleşmekten korkuyoruz. Özgüvenimiz olmadığı için açıkta-dışarıda-toplumun dışında kalmaktan korkuyoruz. Eşcinselliğini çevrenle barıştıramdıktan sonra eşcinselliğinin farkında olmanın kime ne faydası var ki?
Utanmamız aşağılanmaktan dolayı yalnız kalmaktan korkmaktan. Çünkü tek başımıza kendimiz için dövüşecek cesaretimiz yok. Kendimizi savunacak bilgisel donanımız yok. Eşcinselliğin ne olduğunu bilmediğimiz gibi, eşcinselliğin doğallığına bile inanmıyoruz. Korkularımızla biz kendimiz, kendimizi sapık ilan ediyoruz, toplum da "sapık" diyor. "Ben normalim, normalim, normalim..." desen senin normalliğine alışırlar giderler, alışmak zorundalar da. Ama biz kendimiz alışamamışız ki eşcinselliğimize, başkaları nasıl alışsın.
Kompleks kişinin kendisini eksik hissetme halidir. Hepimizde sanki dış erkeklik kompleksi var. İçselleştirdiğimiz heterosesksizm yüzünden doğal yapımızdan dolayı olamadığımız, olamayacağımız, olmamız da hiç gerekmeyen erkeklik konusunda kendimizi dışarıda aşağılık hissediyoruz. Hep erkek gibi olmaya çalışıyoruz ister kadın olsun, ister eşcinsel, istemeye-istemeye olsa bile. Eşcinselliğimizin dile getirilmesinden sakınıyoruz, gocunuyoruz ama erkek gibi muamele görmekten, tanımlanmaktan gurur duyuyoruz.
İçimizde de tam aksine kadınlık kompleksi var ama gene heteroseksizme uygun şekilde. Kadınlığımızı, eşcinselliğimizi, transseksüelliğimizi bile heteroseksizme göre gerçekleştirmiyor muyuz? Yoksa hepimiz mi kadınız, transseksüeliz de kadın gibiyiz? İnsanın içinden geldiği gibi yaşaması ve hiçbir kimliğe ait hissetmemekle mutlu olmasının ne anormalliği olabilir ki? İnsanın kendisi olamamaktan, yaşamını başkası olarak idare etmekten daha anormal bir durum düşünemiyorum. Kendisi olamayanları, kendisini gizli-saklı gerçekleştirenleri de korkak ilan ediyorum.
Eşcinselsen ve erkek-erkeğe elele tutuşamıyorsan, eşcinsel arkadaşlarınla görünmekten utanıyorsan ve bunlara heteroseksist yapıyı bahane ediyorsan, korkaksındır, bizden değilsindir.! İstiyorsun ama gerçekleştirmiyorsan bunun sorumlusu kendinsindir, başkaları bahanedir. Evet heteroseksizm kendisi olamayan korkak eşcinsellerin bahanesi, kaçış yolu, çıkış noktasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder