29 Haziran 2011 Çarşamba

Sevgilimin Arkadaşı Eşcinsel Olmasaydı Homofobik Kalacaktım

Sevgilim okul arkadaşıyla her gün yaptıklarını anlatıyordu bana. Bir gün "Onda kaldım-sabahladım" diyince tepemin tası attı. İçimdeki öfkemi kabalığa dönüştürecek bir yapıda değildim ve hiç öyle birisi olmadım ama o gün çok sinirlendim. Sevgilim bana onun eşcinsel olduğunu söyledi.

Yıllardır görüşüyorduk ama bana hiç eşcinselliğini ne belli etmişti, ne de söylemişti. Başka eşcinsel arkadaşlarım da olmuştu ama literatürümde eşcinselliğin yeri olamadığı gibi, homofobinin de ne olduğunu bilmiyordum. Eşcinsellik yaşamın içinde olsa da benim dışımda olan bir şeydi ve eşcinselliği ne yalan söyleyeyim hastalık olarak görüyordum. Bunda bir dönem içinde bulunduğum dinci bir grubun livatanın günah olduğunu söylemesi ve Lut kavminin eşcinsellikten dolayı başlarına gelen mitin anlatılmasının etkisi olabilir.

Bir gün sevgilimin eşcinsel arkadaşıyla konuşurken onu aşağılayarak, "Sen ne biçim adamsın ya, insan karşı cins varken, kendi cinsiyle böyle bir şeyi nasıl yapabilir?" dedim. Ama onun bu konudaki eşcinsel düşmalarına olan sabrı, bilgisi, bilinçli olması, eşcinselliğine olan güveni beni ikna etmeye yetti. Eşcinselliğe çok uzakken homofobinin ne olduğunu öğrenmiş, homofobimi yenmiş, eşcinsellikle heteroseksüelliğin cinsel yönelim olarak birbirine eşit olduğuna gerçekten inanmıştım.

Eşcinselliğe olan nefretimin heteroseksist yapıyı içselleştirmekten başka sebebinin olup-olamayacağını sorguladım. İnsanın düşüncelerini serbest bıraktığı ölçüde kendini tanıyabileceğini, keşfedebileceğini biliyordum. Rüyalar da bastırılmışlığın, bilinçaltının uyurken dışa vurumu olduğu için beni bana anlatabilirdi ama ben rüyamda hiç eşcinselliği-eşcinselliğime dair rüya görmemiştim. Homofobimi yendiğime, eşcinsellikle barıştığıma göre, eşcinsel arkadaşlarımla paylaşımlar yaşayabildiğime ve de en önemlisi bütün alaylara rağmen homofobiklere eşcinselliği anlattığıma, onların homofobilerini yenmeleri için çaba sarf ettiğime göre, eşcinsel olsaydım bu saatten sonra kendimden-eşcinselliğimden kaçamazdım herhalde.

Sevgilimle ayrıldık ama onun eşcinsel arkadaşıyla, sonra o eşcinsel arkadaşın aracılığıyla tanıştığım onun eşcinsel arkadaşıyla da görüşmelerim devam ediyor.

Şimdi Murathan Mungan'ın bir romanını okuyorum ve oradaki karakterlerden birisinin eşcinsel olduğunu öğrenince şaşırmaktan gene kendimi alamadım. Normal bir yaşamı var o karakterin ama devreye giren başka bir erkek hiç beklemediğim bir şekilde onun sevgilisi çıkıyor. Demek ki homofobi gözlüklerini çıkarsak veya eşcinsellerin cinsel yönelimleri gözardı edilse heteroseksüeller gibi normal bir yaşamları olduğuna ancak o zaman inanacağız. Anormal olan farklı cinsel yönelimler değil, heteroseksüellerin homofobik bakış açılarıymış. Önyargıları yıkmak için de eşcinsellerin tembel heteroseksist yapıya karşı ikna gücü yüksek çaba sarf etmeleri gerekiyor galiba.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder