Bu yazıyı yazmayı aklıma getiren kakaolu dondurmayı seviyorum.
İsterseniz önce sevdiğim yiyecekleri sıralayayım
Yoğurt; Bayılıyorum ona. Hayatta olmazsa olmaz yiyeceğim. Yemediğim gün nadirdir.
İkinci domates; Hormonsuz ve mevsiminde günde bir kilo yiyiyorumdur.
Aslında sebze yemeyi seviyorum ben. Salatalık ve biberin aromasına da bayılıyorum; Özellikle biberin tadı, salatalığı yani hıyarın kokusu. Yerlisinin tadı bambaşka oluyor.
Meyveyle aram ne yazık ki iyi değil desem de seviyorum meyveleri de.
En çok sevdiğim incir, ikinci kayısı.
Kirazı, üzümü, karpuzu, kavunu, şeftaliyi, tabii portakalı da seviyorum ama nedense en çok muz yiyiyorum. Elmadan da özür diliyorum.
Ben bir de süt ürünlerinden peynirsiz yapamam. Çayın yanında ekmeksiz peynir yemeyi çok severim. Yeşil kırma zeytinim de mutlaka olmalı.
Eskiden taze fasulye, patates, kabak, patlıcan da severdim ama şimdi yemiyorum artık.
Tatlıyı çok sevsem de çikolata ve başta da söylediğim gibi dondurmayla idare ediyorum vücuduma az kalori girsin diye.
Faaliyet olarak, faliyet sayılmasa da uykuyu çok seviyorum az uyusam da, geç uyusam da. En çok sabah erken kalkmaktan nefret ediyorum. Hiç sevgilimle uyuma imkanım olmadığı için birkaç fırsattan istifade etmenin dışında, sabah uyanınca seks yapma keyfinden mahrum kaldım hep.
Seks demişken onun için her şeyi ihmal etmişliğim olmuştur sonradan pişman olsam da. İnsan en kolay baştan çıkaran ihtiyaç sekstir tartışmasız. Ama bu konuda zahmete girmeye, mesafe kat etmeye hiç ama hiç tahammül edemem. Hele bu konuda sınırların, kuralların olmasını hiç çekemem.
Ben dans etmeyi çok severim. Dansın her türlüsünü ama içine doğaçlama figürlerimi ilave ettiğim partnersiz dans etmeyi daha çok seviyorum. Dansta da bağımsızım ve kurallara karşıyım.
Ve müzik. Hayatta en çok sevdiğim şey. Yaşam biçimim, hayat kaynağım. Alt yapısı güzel olduktan sonra her melodiyi severim ama en çok Brit Pop-İndie Rock tabi ki. Vokal olarak kadın yorumu ve ses olarak soprano. Sanki benim yerime isyan ediyor çığlık-çığlığa. Seçtiğim müzikleri dinletmeyi çok severim. Belki de yapmam gereken tek meslek bu olmalı.
Bir de fotoğraf çekmeyi çok seviyorum. Moda fotoğrafçısı olmayı ve çıplak erkek bedenlerini karelemeyi çok isterdim. Yaptım ama çok amatör kaldı.
Resim yapmak ve enstrüman çalmak çok meşakatli olduğu için bıraktım artık. Yazıyla kendimi ifade etmeyi ve dinlenebileceğim, anlaşılabileceğim ortamı bulursam , konuşmayı da severim. Ben zaten bir şeyi öğreninceye, keşfedinceye kadar çok severim. Heyecan bittikten sonra yeni maceralara yelken açmışımdır bile. Bir şeyleri atlamayı, kaçırmayı sevmiyorum çok yorucu, yıpratıcı olsa da.
Şekilci olmadığımı iddia ederim hep ama estetiğe çok düşkünüm.
Algılayabildiğim her türlü sanatı severim ama sosyal içerikli olursa. Romantizm dönemini aştım, belki de hiç romantik değildim.
Öğrenmeyi çok severim ama edebiyat okumaktan çok araştırma-inceleme kitaplarını okumayı çok tercih ederim bu konuda çok ihmalkar olsam da zamansızlıktan. Eşcinsel olarak bir de sevdiğim, ilgilendiğim şeylerin, müzik, sinema, kitap.. eşcinsel içerikli olması önemli benim için.
Hayvanları da çok seviyorum ama en çok kedileri.
İnsan türünden erkek cinsini de seviyorum heteroseksizme rağmen ne yazık ki.
Kaos GL olmasaydı bu kadar tembellik yapabilir miydik eşcinsel hakları için mücadele konusunda. Anadolu'nun merkezinden bütün ülke eşcinselliğine, eşcinsellerine yaşama gücü veriyor. Seni çok seviyorum Kaos GL.
Aşk mı dediniz? Bilmem ki. Olunca güzel olsa da, olmayınca ikamesi mümkün bemde. Zaman-zaman geliyor-gidiyor işte. Aşk da bir umut elde edilinceye kadar bende diğer şeyler gibi.
İnsanın sevdiği şeyler sürekli değişiyor, değişmeli de zaten yaşamın tüm renklerini tanıyabilmek için. Bir zamanlar vazgeçilmez olan, doyup-bıktığım bir şeye dönüşebiliyor.
Astrolojiyi de ilgi duyuyorum.
Aksattığım spora da tekrar başlayacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder