Gazetecilerin göz altına alınmasına Avrupa ülkeleri tepki gösterdi, meslektaşları protesto yürüyüşleri yaptı ve son olarak bir gazeteci köşesini yazmadı 'Doğru bildiklerimizi özgürce yazamayacaksak, yazmanın anlamı yok’ diyerek.
Herkes kendini kurtarma çabasında takdire şayan, herkes birbirine destek oluyor her ne amaçla olursa olsun, her anlamda mücadelede de dikkat çekiyor, kaale alınıyor, empati de kurulabiliyor diğerleri tarafından iyi kötü, tatmin edici olmasa da.
Ya eşcinsellik meselesi, ya eşcinseller diğerlerinin hiç aklına geliyor mu? Aklına getirenler de çoğunluk tarafından en azından eşcinseller kadar ötekileştirlmişler, hatta eşcinsellerden bile zararlı düşünülen-yok edilmesi gerekenler.
Mücadele edenlerin mücadeleleri alında çok çelişkili ve evrensel anlamda demokrasiye inandıkları şüpheli bu yüzden. Çünkü yaptıkları gazetecilik tarafsızlıktan uzak heteroseksizmin egemenliği altında, çıkarları için iktidara prim veren tarzda. Siz kaç tane eşcinselliği, eşcinselleri cinsiyet ayrımcılığı yapmadan manşetlere taşıyan gazete ve gazeteci gördünüz? Yok değil varlar ama onların da eşcinselleri düşündükleri konusunda samimiyetlerine bir inanabilsem. Yani malzemeyiz kısaca.
İfade özgürlüğünden bahsediyorlar, ifade özgürlüğü için gazeteciler gazetecilerin göz altına alınmalarını protesto ediyorlar ama internetteki kıyımları sadece haber olarak veriyorlar, bunun için güçlerini yasaklara karşı yaptırım olarak kullanmıyorlar.
Artık kağıda basılı olarak gazetelerin yayın hayatının sonuna yaklaşıldığı gibi, internet üzerinden herkesin bağımsız kendi yayınlarının devrine gelindi. Ama internetteki yasaklı siteler sadece gazetelerde haber olarak yer bulabiliyor. Bunun için güçlerini ifade özgürlüğü adına hiç kullanmıyorlar. Neden acaba? Çünkü pek bir çıkarları yok, pek bi' taraflarına dokunmuyor. Çünkü onların ifade özgürlüğü anlayışı da bu kadar, kendilerini kurtarma derdinde olacak kadar.
Belki de ifade özgürlüğünün çok fazla olmasını istemiyorlardır, çıkarları olduğu medya patronlarının tekelinde olmasını istiyorlardır ifade özgürlüğünü. Zaten çok özgür düşünen, düşünce konusunda tamamen bağımsız olmak isteyen gazetecilerin de işlerine son veriliyor.
Gazetecilerden her türlü azınlığa, tüm ötekileştirilmişlere kadar, acaba eşcinsellerin hakları için yaptıklarının binde biri kadar duyarlı olabilirler mi acaba? İfade özgürlüğünüz veya kültürel haklarınız için mücadele ediyorsunuz ama eşcinsellerin kendileri olmalarına bile izin verilmiyor.
Bildiklerinizin, doğrularınızın özgürce ifade edilmesini istiyorsunuz ama bildiklerinizin sadece sizin bildiğiniz kadar olması veya o kadarını bilmek istemeniz, başkalarının gerçeklerine duyarsızlığınız yüzünden asıl doğruları ifade etmemeniz aslında bildiklerinizi ifade edememekten çok daha önemli, çok daha büyük ifade özgürlüğü sorunu.
İnsanın, canlının kendisi olarak yaşayamamaktan daha büyük bir sorunu olamaz. Toplumsal kimlikler, toplumsal cinsiyetler herhangi bir şekilde, eksik de olsa kendilerini gerçekleştirilebiliyor. En azından eşcinsellere göre mücadele etme fırsatları var heteroseksizmin bir parçası oldukları için üçüncü, beşinci sınıf da olsalar. Ama ya eşcinseller, ya eşcinsellik, daha var olmasına bile izin verilmiyor. Var olan bir gerçeğin yok sayılmaması için yapılacak ifade özgürlüğünden daha büyük bir özgürlük mücadelesi olabilir mi? Yoksa siz ifade özgürlüğü mücadelecileri de eşcinselliğe karşısınız?
Cesaretiniz varsa yaşamın gerçekliği adına, eşcinsellik adına, eşcinsellerin de kendileri olarak yaşamaları adına sesinizi bu kadar gür çıkarabilir misiniz? Eşcinseller kendileri olarak yaşayamıyorlar çünkü, yaşamalarına izin verilmiyor. Heteroseksüeller ne kadar eşcinsel olmak zorunda değilse, eşcinseller hiç heteroseksüel olarak ölmek zorunda değil. Eşcinseller heteroseksüel olarak yaşayamadan ölüyorlar bu ülkede. Olanlarsa, eşcinsel olarak yaşamak isteyenlerse ap-açık öldürülüyorlar. Heteroseksüeller ifade özgürlüğünden mi bahsediyorlar? Onlar gerçek ifade özgürlüğünü biliyorlar mı acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder