25 Şubat 2023 Cumartesi

23-28 Şubat 2023 facebook notlarım

 23

21. yüzyılda herkes dogmatizme inanmak zorunda değil. Deprem bilimsel ve doğal bir gerçektir. Zeynep Farah'a yürünüleceğine, dogmatizm tüccarlarından hesap sorulsun! Zeynep Farah'ı işte bu yüzden seviyoruz! Yaşasın bilim, yaşasın doğal gerçekler; kahrolsun sahte yüzler, kahrolsun cehalet!

Allah demiyor Tanrı diyorum; ona da asla inanmıyorum!

Ateist bir eşcinsel!

Ateist bir eşcinselin sayfasında olduğunuzu biliyor muydunuz?

İnsan türünü hayvan türünden daha önemli gören Ilduz Tbl gündemdeki konuyla ilgili yardım seviyesini açıklamış!

Ölünceye kadar sadece hayvanlara yardım edeceğime tekrar söz veriyorum. Çünkü bu devlet zor zamanımda bana zırnık yardım etmedi!

Farah Zeynep Abdullah: Devlet ve Allah kelimelerini aynı cümlede görmek istemiyorum

Halil Kandok: Son Tanrıça ilan ediyorum seni sevgili Zeynep. Gözlerinden yansıyan ışığa ve zekaya kurban olurum!

Sevmediğiniz hiçbir şeyi yapmayın, sevmediğinizi hiçbir kişinin de yanında durmayın!

Dürüst olmayan insanla, dürüst olmayan insana inanan arasında hiçbir fark yoktur; çünkü ikisi de aynı kaba işiyordur!

Eşcinsel hakları ile demokrasi paraleldir. Olaylara din ve günah penceresinden bakan bir toplumda demokrasi ve insan hakları olmaz! Türkiye eşcinsel hakları konusunda sondan ikinci sırada, yani 48. sırada. 49. ve son sırada ise Azerbaycan var. Geçmiş olsun!

Eşcinsel hakları ile demokrasi paraleldir. Olaylara din ve günah penceresinden bakan bir toplumda demokrasi ve insan hakları olmaz! Türkiye eşcinsel hakları Avrupa'da konusunda sondan ikinci sırada, yani 48. sırada. 49. ve son sırada ise Azerbaycan var. Geçmiş olsun!

25

İnsanlar akıl dışı hurafelere inanıyor da, yapay zeka falan dediğin zaman birden tepkiselleşiyorlar. 100-200 yıl önce de insanlara elektirk, TV, radyo, plak, kaset, CD, telefon, internet, akıllı telefon, uzaya gitmek falan saçma geliyor, aynı günümüzdeki gibi gene hurafelere inanıyorlarmıştır. Bu inanıp inanmamak meselesinden öte, akıl dışılıktan başka bir şey olamaz. Şimdi bu kişiler hala hurafelere inanmaya devam ederken, faydalandıkları bilim nimetlerini de, zaten kutsal-laştırılmış kitapta yazdığını ve bu yüzden bulunmasının-icatların olasılıklar çerçevesinde olduğunu söylüyorlar. Yapay zeka, şu aşamada illa ki benim istediğim gibi insan beyninin robotlara nakli sayesinde insanın ölümsüzlüğü şeklinde olması şart değil ki. Robotların bir çok işi insansız yapması da yapay zekanın bir icraatı. Ama gün gelip insanın ölümsüzlüğü gerçekleşse bile, bu kişiler gene yan çizip kutsal kitapta var diyerek geçmişteki bilime inançsızlıklarını örtbas etmeye çalışırlar. Sahi bilimsel buluşlar ve hayata dair şeyler bu kutsal kitapların hangi sayfasında yazıyor da ben bulamadım. Milyonlarca sayfalık hayata dair gerçekler nasıl sığmış tek bir kitaba o da ayrı bir muamma. Gerçi ben bile bazen artık icat edilecek bir şey kalmamıştır, daha ötesi ne olabilir diyorum ama olmayacak denilen zamanda yolculuk bile neden olmasın... Bu kişiler reel hayatta düşüncelerimi nasıl tuhaf karşılıyor ve düşüncelerime katılmıyorsa, sosyal medya üzerinden küfür edenler, hakaret edenler, tehdit edenler bile oluyor. Sadece onların inandıkları doğru; sen onlara inandıklarını gerçekçi bir şekilde ispat etsen bile, senin inandıklarına ve gerçeklere gene karşı çıkıyorlar.

6 gün önce

25

Bir tane hayatım olduğu için, ne topluma göre yaşadım, ne de toplumsal kavramlara göre. Anam öldükten sonra da ne televizyon izledim, ne de muhafazakar iktidarın ele geçirdiği medyayı takip ettim. Ülkemiz çalkantılarına sadece yüzeysel, kuşbakışı baktım. Çünkü biliyorum ki, insan-toplum kendisi bir şey istemiyorsa, bir kişinin yapabileceği hiçbir şey yoktur. Dolayısıyla kıçımı yırtmanın da bir alemi yok. Herkes ne hali varsa görsün diyorum. İnsanlar canlarından oluyor ama hesap sormak yerine sen çok yaşa padişahım diyorlar. O yüzden lafın kısası, he zamanki gibi Zeki Müren ablamın şarkısını çalıp söylüyorum; Dünya yansa yorganım yok içinde!

*

Evet, iyi insan var kötü insan var ve önemli olan iyi insan ama akraba gibisi de yok. Herkesten çok özür diliyorum; akraba başkadır, köylü başkadır. Çünkü hamurun bunlarla kırılmışsa, içselleştirilen bu bağ her zaman devreye giriyor ve en zor anlarında gene bu kan ve sosyal bağ koşuyor yardımına. Tabi durum herkeste farklı cereyan ediyor olabilir ama durum bende böyle. Yeğenim Göksel ve eşi Zerrin ve akrabamız da olan Dudu aba ile makarna, kömbe-haşhaşlı çörek ve çay keyfi... 

Not: Ben aile kavramına toplumun genelindeki gibi bakmıyorum. Aile kavramını seviyorum ama özgür aile kavramını... Bu aile özgürlüğü de, dışarıdan bakıldığında sanki benim yalnız biri olarak algılanmama sebep oluyor. Açıklıyorum. Biz dokuz kardeşmişiz. İkisi küçük yaşta ölmüş, abimin birini de 1 yıl önce kaybettim. 20 tane yeğenim var, yeğenlerimin çocukları, diğer akrabalar vesaire...

5 gün

26

Sanki eşcinseller insan değilmiş gibi, genel nüfusun en az % 20'sine tekabül ettiği bilinen eşcinsellerin deprem bölgesinde de ayrımcılığa maruz kaldığına, çadır verilmediğine dair haberler okuduk. İşçi Partisi de ayrımcılığa maruz kalan eşcinseller için bir yardım hattı oluşturmuş. Bunu duyan yobaz ve şeriatçı basın Yeni Akit ve Milat Gazetesi, sanki deprem eşcinseller yüzünden oluyormuş gibi, pardon yaa, geri zekalılar diyebilir miyim bu salaklara, depremin bir fay hattı kırığı olduğunu, bu kırılmaların da kaçınılmaz olarak gerçekleştiği, buna karşı önlem almazsan ve depreme dayanıklı binalar yapmazsan depremde zarar görüleceği, ölüneceği bir gerçekken, bunun suçlusunun da imar affı çıkaranlar, şehirleri depreme hazır hale getirmeyenler, yapı denetimi sıkı tutmayan merciler olduğu gün gibi ortadayken, bu cahillerin böyle zor durumlarda bile vicdansızlık yapıp " Depremde de uslanmadılar! TİP deprem bölgesinde LGBT propagandası yaptı" diye başlıklar atarak eşcinselleri nefrete hedef göstermesinin anlaşılır ve affedilecek bir tarafı olamaz. Ben bu cahillerin bize yaptıklarını asla unutmayacağım. Muhafazakar iktidar gittikten sonra geriye dönük olarak bu yobazlara elbette nefret suçu adına hukuki olarak hesap sorulacaktır, mutlaka sorulmalıdır. İşçi Partisinin de bu zor anda iki kere zorluk yaşayan eşcinselleri düşündüğü için, oyum CHP'ye iken, İşçi Partisi'ne artık. En azından Erkan Baş ve Sera kadıgil için.

*

Fenerbahçe taraftarından Konya maçında slogan: "Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!"*

*

FENERBAHÇELİLER 80 MİLYONUN TERCÜMANI OLARAK DİLE GELDİ! "Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!"

Muha. iktidara eşcinseller oy vermeyecek, kadınlar vermeyecek, EYT'liler vermeyecek, öğrenciler vermeyecek, Z kuşağı vermeyecek, Fenerbahçeliler vermeyecek; sahi kim bunlara oy verenler? Kime güveniyor bunlar?

Fenerbahçe'mizden depremde yıkılan şehirlerin isimlerinin yazılı olduğu formalarıyla Konya'ya karşı kazanılan 4-0'lık anlamlı bir galibiyet, taraftarlardan da hükümeti istifaya çağıran anlamlı bir slogan! "Yalan yalan yalan, dolan dolan dolan, 20 sene oldu istifa ulan!"

*

İNSAN HAKLARI DEĞİL, İNSAN MÜSTEHAKLARI! DEMOKRASİ DEĞİL, PATLICANROSİ!

Günaydın Pazar günü, günlerin en güzeli günlerin en değerlisi. Çünkü işçilerin emeğinin sömürülmediği tek gün.

Dün, kime oy vereceğim konusundaki düşüncelerim tekrar değişti ve netleşti. Yıllardır oyum boşa gitmesin diye iktidar partisinin en karşısındaki en güçlü muhalif partilere ve de iktidarın meclisteki milletvekili sayısı fazla olmasın diye bazı partilerin barajın altında kalmaması için oy verdim. Pişman değilim elbet; çünkü yaptıklarım, yapılabileceklerin tek doğrusuydu. Artık inandığım temsilcilere oy vermek istiyorum. Çünkü hayat ertelene ertelene bir bakmışsın bitmiş. Çünkü indirgediğimiz tek doğruyla da memleketi kurtaramamışız. Çünkü kitlelerin düşüncesi değişmediği sürece, sağlamalı çözümler de işe yaramıyormuş, onu da görmüş olduk. Oyum Erkan Baş ve Sera Kadıgil için İşçi Partisi'ne. Çünkü zor anda bile/özellikle zor anda/çünkü zor anlarda eşcinseller daha önemsiz görülürler, oysa toplumsal zor durumlarda eşcinsellerin işi daha zordur, bu kadar derdin arasında eşcinseller de kimmiş diye önceliksiz bir duruma sokulurlar, işte İşçi Partisi'nin böyle zor bir durumda eşcinselleri düşünmesi, beni kendilerine, samimiyetlerine inandırdı. Bunu hiçbir parti yapmadı bugüne kadar. Eşcinsel haklarını kimisi vitrin olarak kullandı, kimisi de bu konuda başta verdikleri sözü tutmadı. Ben ilk defa bir partinin eşcinsel hakları politikasına inanıyorum. O yüzden oyum Erkan Baş, Sera Kadıgil için İşçi Partisi'ne. Ayrıca muhafazakar iktidar bu seçimde kimse inanmasa da gidecek. Gideceğine inanmayanlara da sözüm şu ki; kime sorsan muhafazakar iktidardan illallah diyor ama kimse de gideceğine inanmıyor. Bu gideceklerine inanmamak değil aslında, gitmelerinİ istememek gibi bir şey. Aynı bahsi geçen parti gibi takiye yapıyorlar, sağ gösterip sol vuruyorlar. 20 küsur senedir demokrasiyi getireceğiz diye diye; ne demokrasi kaldı, ne insan hakları kaldı, ne de ekonomi diye bir şey kaldı. İnsanlar bunu göremiyor mu, görmek mi istemiyorlar bilmiyorum. 20 senede 200 yıl geriye gitmemize sebep olan başarısızlıklarını hangi akılla dış güçlere, teröristlere bağlıyorlar ve de buna inanıyorlar anlamak imkansız. Adamlar 20 senedir buldukları doğal gazı bile bir türlü çıkaramadılar! Sanki bir şeyleri düzelteceklermiş gibi 1 yıl daha iktidarda kalmak istemelerine inananlar var. O yüzden diyorum ki, ne haliniz varsa görün. Olan kendinize oluyor, görmüyor musunuz? 1 kilo patlıcan 45 lira olmuş! Yiyin yiyin oturun! Size müstehak bu!

*

Papaz sabaha kadar bir içeri bir dışarı. Çıkacağı vakit başıma gelir, eliyle yüzüme dokunur ve miyavlar, dönünce de pencereye gelir miyavlar. Şikayetçi değilim. Yeter ki dışarıya çıkınca başına bir şey gelmesin!

*

Yapay zeka gibi dogmatizmi çürütecek bilimsel gelişmelere dair ifadelerim; ahlakçılığın bitmesi için cam duvar, perdesiz pencere, kamerayla tüm hayatımın görülmesi gibi şeffaflıklar insanlara tuhaf geliyor.

*

Asansörde kendimle aşk yaşamayı çok seviyorum. Bir öpebilsem dudaklarımdan kendimi!

*

Bir gün eşcinsellerin değil, eşcinsellere sapık diyenlerin sapık olduğunu göreceksiniz. Belki her şeyi biliyorsunuz da bilmezlikten geliyorsunuz. Homofobik bir toplumda mağdur eden hiç eşcinsel gördünüz mü? Hep ayrımcılığa maruz kalan, aşağılanan, dışlanan, taciz edilen, istismar edilen, hatta öldürülenler eşcinseller değil mi? O güvendiğiniz manevi dağların arka bahçesinde nelerin döndüğünü ve örtbas edildiğini haberlerde duymuyor muyuz?

*

Fenerbahçe taraftarının istifa sloganlarından sonra BJK da cesarete gelince Bahçeli maçların seyircisiz oynanmasını istemiş. İstifa çığlıkları, geç kalmış bir çığlık. Korkuya sebep olan bu çığlıkların yasakla susturulmaya çalışılması, bu çığlıkları daha da yükseltecek, büyütecektir. Her zaman diyorum, yeni bir süreç başlıyor, muhafazakarlar gidiyor. Gitmeleri de yetmez; yargı önünde hesap vermeleri gerekiyor. Haksız tek bir kuruşun bile hesabı sorulmalı.

*

'Kızılay çadır sattı' iddiası... Kınık: 2050 çadırı Ahbap'a maliyet fiyatına teslim ettik.

Benim anlayamadığım, Ahbap da bir yardım kurumu değil mi; yoksa ticari bir şirket mi? Yani bu çadırlar Ahbap'a satılacağına halka dağıtılsa ve Ahbap da bir yardım kurumu ise, Ahbap direkt ham madde alsın, üretim yerine teslim etsin. Afad ile Kızılay niye işbirliği yapmıyorlar ki?

*

Twitter'da YARGILANACAKSINIZ trend topic. Mutlu sona doğru adım adım. Çığ gibi büyüyen istifa çığlıkları... Bu bir milletin uyanışıdır!

Her zaman diyordum ama hiç kimse inanmıyordu; bu iktidar gitmekle kalmayacak, yargılanacak!

Hükümeti istifaya çağırmak “devlete karşı bir eylem” değildir. Üstelik Anayasal bir haktır! Sedef Kabaş

*

Üniversiteleri öğrencisiz, tribünleri seyircisiz, sokakları insansız, e bari seçimleri de seçmensiz yapın olsun bitsin. Kadir Uğurelli

4 gün

27

Size bir şey söyleyeyim mi, bu iktidarın gitmesi seçime kalmaz; bugün yarın giderler!

Bir gün ama çok yakında laikler tekrar iktidar olacak!

*

Naz Demir

Bir yardım kuruluşu olan Kızılay bedava dağıtması gereken çadırları başka bir yardım kuruluşu olan Ahbap'a parayla satıyor ve çıkıp bunu savunuyor…

*

Adnan Menderes örtülü ödenek paralarını zimmetine geçirmekten yargılandı. 13 oturum sürdü ve 2 Şubat 1961'de suçlu olduğu yönünde karara varıldı.

*

Avrupa ülkelerinde emekli maaşları 1200-1500 Euro arasında değişiyor ama bizde sadece 300 dolar! Reva mı bu? Biz üstelik Avrupalı'dan daha çok çalışıyoruz. Biz üretiyoruz ama bizim paralar vatandaş yerine başkalarının cebine giriyor.

*

Bu gece hiç uyumak gelmiyor içimden. Çok heyecanlıyım. İstifa protestoları sanki 3. dünya savaşını kazanmış duygusu yarattı bende!

*

Sabaha iktidar düşer mi acaba?

*

Kızılay'ın çadır sattıklarını savunması, bunu bir kabuldür. Bundan daha ötesi var mı? Hangi gerekçeyle olursa olsun, çadırların vatandaşa dağıtılmayıp satılmasının mantıklı bir açıklaması olamaz.

*

Bütün depremzedelerden özür diliyorum. Toplanan yardımların nereye gideceğini bilmediğim için yardımda bulunmamıştım!

*

Sera Kadıgil

Günlerce kar altında çadır diye adeta yalvarttıkları depremzedelere dağıtması gereken çadırları, halkın depremzedeler için bağış yaptığı derneğe parasıyla satmak.

Hani derler ya yatacak yeriniz yok diye. Tam öyle. 

Yatacak yeriniz yok.

*

Gerçekten ne tuhaf değil mi; Vatandaşlar çadır çadır diye bağırırken, Kızılay'ın çadır satması; tarihte böyle bir şey yoktur!

*

Derya Bedavacı

Koskoca Kızılay !! O çadırları çoktan afet bölgesine ulaştırıp kurması gereken Kızılay! Çadır üreticilerine gidip ellerindeki tüm stokları teklifsiz alması gereken Kızılay! ! Bölgedeki öncelikli ihtiyaçları karşılamakla yükümlü olan KIZILAY!

*

Sera Kadıgil

Ne mi yaptılar?

Görevlerini yapmayıp, her işi nalıncı keseri gibi kendilerine yontup, halkın kaynaklarını halk için değil yandaşları için kullanıp sonunda bize yaşattıkların her şeyin üstüne onbinlerce insanın yüzbinlerce canlının ölümüne sebep oldular ve bu kez SAKLAYAMIYORLAR.

İşte tüm panikleri bundan. Suçlulara yaraşır bi korkunun esiriler. 

Söyleyin şunu da bilsinler;

Doğal afeti katliama dönüştürenler hesap verecekler.

Sakın korkarız sanmasınlar.

ÇÜNKÜ KORKARSAK ONLAR YÜZÜNDEN ENKAZLARIN ÜSTÜNDE BALON OLUP UÇAN O ÇOCUKLAR DÖNER YÜZÜMÜZE TÜKÜRÜR!

*

Muharrem İNCE

Üniversiteleri susturdunuz, medyayı susturdunuz, STK'ları susturdunuz. Şimdi "hükümet istifa" sloganlarından ötürü sıra stadyumları ve taraftarları susturmaya mı geldi? Buna asla izin vermeyeceğiz. Siz istemiyorsunuz diye kimse susmayacak. Herkes konuşacak.

*

Barış Atay

Çok naif görünebilir ama ben olanlara gerçekten inanamıyorum artık. Havsalam almıyor. Sadece günden güne büyüyen müthiş bir öfke hissediyorum. Patlamak üzere…

*

Sera Kadıgil

Şu polisleri deprem yardımlarını topladığımız il binamızın önüne yollayacağınıza depremin ilk 48saati bölgeye yollasaydınız binlerce insan hayatta olacaktı!

Stoklayıp sattığınız çadırları dağıtsaydınız insanlar bir nefes alacaktı!

NE UNUTACAĞIZ

NE UNUTTURACAĞIZ!

*

Sedef Kabaş

Fenerbahçe ve Beşiktaş tribünlerinin “Hükümet İstifa” tezahüratları sonrası

“Futbola siyaset karıştırmayın” diye açıklama yapan Kayserispor ve Konyaspor Başkanlarının daha önce AK Parti Milletvekili aday adayları olduğunu biliyor musunuz?

*

DEVLETE GÜVENSİZLİĞİM TRAVMA BOYUTUNDA!

Dediğim gibi depremzedeler için yapılan yardım kampanyalarına katılmadım, çünkü yardımımın ihtiyacı olanlara ulaşacağından hiç emin değildim. Çünkü ben bu devlete hiç güvenmedim, hiç güvenmiyorum, artık ölünceye kadar da güvensizlik problemi yaşayacağım. Bir insanın devletine güvenmemesi kadar düşündürücü bir şey olabilir mi? Bu ABC, DEF partisi veya A, B hükümeti demek değil; özeliyle tüzeliyle, kamusuyla hükümetiyle, yasasıyla güvenliğiyle, her şeyiyle alakalı. Bakınız devletin en üst merciisi benim için ne diyor; kutsal kitapta eşcinsellik diye bir şey yok. Yani beni yok sayıyor, insanca yaşama haklarımı yok sayıyor; yaşayacaksan eşcinselliğini öldür diyor. Gerçi heteroseksüeller de insanca yaşayamıyor ayrı mesele de. Artık bir şeyleri saklamanın da gereği yok. Beni tanıyanlardan da bir şeyleri saklama ihtiyacı hissetmiyorum. Bakınız, ben sırf cinsel yönelimim-eşcinselliğim yüzünden bu devletten çok çektim. Yolda giderken eşcinsel olduğum için polisler tarafından durdurulup dövüldüm. Bu hem bir defalık bir olay değil, çok defa. Mahkemede beni hemcinslerimi rahatsız ediyorum diye tutanak tutturmaya çalışıp sanki suç işlemişim gibi beni suçlu çıkarmaya çalıştılar. Oysa homofobik bir toplumda, eşcinsellerin cinsel anlamda birilerini rahatsız etmesi söz konusu bile olamaz; çünkü çok büyük bir tepkiyle karşılaşabilirsiniz. Siz hiç size asılan bir eşcinselle karşılaştınız mı? Karşı taraf istemedikten sonra, bir eşcinsel hiçbir hemcinsiyle kontakt bile kuramaz. Konumuz deprem yardımıydı ama insan varoluşu konusunda bile sürekli bir güvensizlik yaşarsa, hala da yaşıyorsa, başka konularda devletine güvenebilir mi? Bu ülkenin % 90'ı homofobikken, hükümetinden farklı bir şey bekleyebilir mi? Keşke çoğunluğun ortak bakış açısı doğru olsaydı, demokratik olsaydı da ben yanılıyor olsaydım? Oysa insanca yaşamak herkesin hakkıdır ve bunun cinsiyeti, cibilliyeti olamaz. Keşke bu devlet, bu toplum benim cinselliğimi "tu kaka" yapacağına, kendi yanlışlarını tartışabilme ve kendi sorunlarını çözebilme kabiliyetine sahip olup, onu masaya yatırsaydı. Adamlar depremde iki kere mağdur olan eşcinsellere yardım edilmesini bile "depremde bile uslanmadılar, eşcinsellik propagandası yapıyorlar" diye bizleri nefrete hedef göstermeye çalışıyorlar. Güvensizlik sadece benim problemim değil; çoğunluğun problemi. Bakınız adamlar, ellerindeki çadırları depoda tutup satmaya kalkarak depremzedeleri yerleştirmek için okulları boşaltıp eğitimi durduruyor. Bütün başımıza gelenlerin eğitim kalitemizin düşük olduğunu görememek ne acı. Eğitimsizlik demek ne demek; müteahhitlerin harçtan-demirden çalması demek, iktidarların vatandaşı değil kendisini düşünmesi demek, doktoruna ve hakimine, polisine ve milletvekiline güvenememek demek, ekonominin bozulması demek, din adamlarının şarlatanlık yaparak toplumu yönlendirmeye çalışması demek, demek de demek yani. Anlayabiliyor musunuz? Güvensizlikten dolayı ben maaşımın 3'te birini sokak kedilerine harcarken, depremzedelere yardım edemedim. Anlayabiliyor musunuz? Çünkü ben toplanan yardımların nereye gideceğini bilmiyorum ki. Depremzedeler soğuktan tir tir titrerken çadırların depoda tutulması veya satılmaya çalışılması ne demek gerçekten?

*

Ezel Kılıç

@ezelhan_

Camilerde 7/24 siyaset yap, Okullada, üniversitelerde, STK'larda hep Cumhur güzellemesi yapılırken SES yok.. 

Sonra halk 50 bin insanın öldüğü felaketten sonra Hükümet İstifa deyince hodri meydan de. 

Dünyanın her yerinde halk sorumlulara ISTIFA diye bağırır.

*

Ertuğrul Filizay

@ErtugrulFilizay

Ortaçağa da razıydık ama görünen o ki Yontma Taş Devrindeyiz...!!!

*

Bu fotoğraf çok şey anlatıyor. 22. yüzyılda bile hala dinin milletin afyonu olduğu ve dine inanalar üzerinden siyaset yapmanın en garanti yol olduğunu anlatıyor.

*

Muharrem İnce: İmamlar bize camilerde lazım. AFAD'da, valilik makamında ve bankaların yönetim kurullarında değil.

*

Haluk Levent

Kızılay’dan ücreti karşılığında gıda da (konserve) satın aldık..

Haluk Levent #FOXHaber'de, Kızılay'ın depremzedelere vermesi gereken çadırlar dışında AHBAP'a kuru fasulye ve barbunya da sattığını söyledi

*

Alanya hani küçük Almanya idi? Onlar da..

*

Unutmayacağız olanları! Herkes gün gelir hesabını verir, vermeli!

*

Sabaha hükümet düşer mi acaba diye düşündüm. Fırına bayat ekmek almaya giderken sokaklar bomboştu. Haberlere de bakmamıştım. Acaba bir şey oldu mu? dedim kendimce. Yolda karşılaştığım arkadaşıma sordum, haberim yok dedi. Eve dönünce interneti açtım, düşmemiş. Google'a sordum hükümet ne zaman düşer? diye. Aşağıdaki resimle karşılaştım. Depremde göçük altında kalanlarla 200 binden fazla şehidimiz olmadı mı bizim? Peki hükümet niye düşmüyor hala?

*

Sanki takımların taraftarları bu ülkenin insanları değilmiş gibi istifa çağrılarını duymazlıktan geliyorlar.

*

Amerikan taşlı erkek yanındaki saçları dötune kadar uzun kıza diyor ki, Allah'a göre, Allah katında...

Hayatta her şeyin bir karşılığı ve bunlar üzerinden bir çözüm yolu varken...

*

3 gün 28

Çadıra mı ihtiyacınız var? Satayım mı?

*

Ben hayvanlardan ve beni seven bazı sevdiklerim dışında hiç kimseye yardım etmem. Çünkü bana hiç kimse yardım etmedi!

*

Fenerbahçe Atatürkçüdür, laiktir, demokratiktir; kadınların ve eşcinsellerin, tüm ayrımcılığa maruz kalanların yanındadır.

*

Fenerbahçe Atatürkçüdür, laiktir, demokratiktir; kadınların ve eşcinsellerin, tüm ayrımcılığa maruz kalanların yanındadır.

*

Eşcinsel olduğum için bana AIDS'li muamelesi yapan bir kuruma niye para veya eşya yardımı yapayım ki? Önce bana saygı duymayı öğreneceksiniz!

*

Bir ülkedeki homofobi oranı % 90'ın üzerindeyse, ben de o % 90'lık kesimi düşünemem! Nokta. İsterseniz zalim diyin bana!

*

Ali Koç'u başarısız diye eleştiriyorlar. Varsın başarısız olsun. Sporda önemli olan Fair Play'dir. Ali Koç'ta da bu fazlasıyla var. Fenerbahçe'nin gelmiş geçmiş en iyisi bana göre. Seviyorum bu adamı!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder