25 Aralık 2022 Pazar

EŞCİNSELLERİN ÇATIR ÇATIR GÖRÜNMEDİĞİ BİR TOPLUMDA EŞCİNSEL HAKLARI MI OLUR AYOL?

Türkiye'deki eşcinsel hakları mücadelesine bakıyorum da, mücadele gibi gelmiyor bana. Çünkü...

Eşcinsellerin daha bir görünür olduğu 90'ların üzerinden 30 sene geçmiş ve nefretten başka değişen bir şey yok. Hatta nefret artık daha fütursuzca, daha cesurca... Neden..?

Çünkü, eşcinsel hakları, LGBTİ kavramıyla heteroseksizmi tehdit etmeyecek şekilde yumuşatılmış, büyük şehirlerdeki dernekler ise, rotasını cinsiyet mücadelesine, seks işçiliği savunusuna ve etnisiteye dönüştürmüş... Açalım...

Lezbiyen; erkekliği tehdit etmeyen, hatta erkekliğin fantezisi bir şey...

Biseksüellik; bizim heteroseksüel tarafımız da var..! Üreyebilir ve insan neslinin sonunu getiren değiliz!

Transseksüellik; biz yanlış bedenden doğduk, eşcinsel değiliz, kadın veya erkeğiz, hatta eşcinselliğe karşıyız!!!

İnterseksüel; Doğuştan bir anomali!

Dernekler çelişkiler ve dayatmalar içersinde; 

Çelişkiler içersinde; mecburiyetten seks işçiliği yapıyoruz ama seks işçiliği bir haktır!

Dayatmalar içersinde; Erkek bedeninde kadın hissediyorsan veya kadın bedeninde erkek hissediyorsan; transseksüelsindir; hormon alma yöntemleri, transa geçiş ameliyatı yolları vesaire... Yani demiyorlar ki; dur bir dinle kardeşim; sen kendini ne ve nasıl hissediyorsan, bunu doğduğun bedende kendini hadım ettirmeden daha gerçekçi gerçekleştirebilirsin...

Eşcinseller bilinçsiz olunca da, kendilerine sunulanları/dayatılanları tek doğru zannediyorlar... Ve en önemlisi, eşcinsel haklarını sadece seks hakları olarak görüyorlar.

Hedefleri transseksüel olmak veya kendilerini cinsel anlamda gerçekleştirebilecekleri partner bulmak oluyor. Hiçbirinin derdi, kendilerini oldukları /doğdukları gibi topluma kabul ettirmek değil. Çünkü bilmiyorlar ki içselleştirilmiş homofobik olduklarını. Mesela homofobiden canları yanınca, o hışımla eşcinsel oluşumların içine atıyorlar kendilerini; 3-5 gidiyorlar işte, hobi gibi canları sıkılınca bırakıyorlar. Çünkü toplumda veremedikleri, vermedikleri, veya vermek bile istemedikleri mücadelenin gazını bu oluşumlarda boşaltıyorlar. Oysa açılsalar ailelerine, çevrelerine; oldukları gibi sosyalleşseler, kendilerini kabul ettirme konusunda bu şekilde ele bayrak alık sallamaktan daha etkili olacak.

Bakınız 53 yaşındayım. Oluşumlarda da bulundum, bir şeyler de yapmaya çalıştım ve bulunduğum ortamlarda her türlü eşcinseller karşılaşmış olmanın bir tecrübesine sahibim. Eşcinsel hakları, eşcinsel hakları mücadelesi ve bunları topluma kabul ettirme derdinde olan hiçbir eşcinsel yok gibi bir şey. Herkesin derdi yatmak, kalkmak, cinsiyet değiştirmek, vesaire... Milyonluk Denizli'de neden ikinci bir Halil yok? Yukarıda anlattıklarımla alakalı! Şunu demek istiyorum... Sosyal hayatın içersinde açık bir eşcinsel olarak kimse yer almıyor. Kimisi gizli ve sadece eş-cinselliğini yaşıyor, kimisi de ben eşcinsel değil, transseksürlim diye geçiniyor. Biseksüeller ise zaten heteroseksüel yaşamın içersinde gizli birer eşcinsel.

Bi' de demiyorlar mı; herkes bu konuda dürüst olmak, görünür olmak ve de bunun mücadelesini vermek zorunda değil; ZORT! O zaman herkes de eşcinselliği günah, hastalık, sapıklık, ahlaksızlık, utanılacak bir şey olarak görmeye devam eder, bunun üzerinden de nefret kusar! Çünkü görünür olmayan şeyin üzerinden her türlü senaryo yazılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder