Bazıları için "o ne özgüven" derler ya; bu güvenilecek dağların çok olmasıyla alakalı bir şey değil; kişinin kendisi olmasıyla alakalı bir şey. Ben anlaşılmak gibi derdi olamyacak potansiyelde bir insanım. Çünkü kendimi biliyorum ve bundan dolayı da birey olabilme cesareti olan birisiyim. Kim ne demiş, yalnız bırakılmışım falan gibi dertlerim, tasalarım hiç olmadı. Çünkü ben zaten toplumsal yaşamın içinde ne oldum, ne de olmak istedim. Çünkü uymuyor bana. O yüzden haklılığıma inanıyorsam, yakarım gemileri, yıkarım dünyaları; yeniden bir dünya kurar, ve orada da kimsenin mutlu olamayacağı kadar mutlu olurum kendimi her halükarda gerçekleştirebilme kapasitemden dolayı. Hayatımda varolan şeyleri sıfırlayabilip, yeniden bir hayat, yeniden bir yaşam biçimi oluşturabilir, bambaşka zevkler edinebilirim. Beni ormana bırakın, tabiatı yeniden yazarım! Öyle bir şey işte. Önceki yaşamlarıma bakıyorum internet olmadan önceki falan; o zaman da mutluymuşum. Şimdi internet yaşam kaynağım ama olmasa, kendime yeni bir kaynak yaratabilirim. Mesela son 6 yılda belli branşlarda spor yapıyorum; o sporları yapamayaaım, hareket anlamında gene bir şeyler yaratırım. O yüzden benim kaybetme gibi derdim de yok. Benim için kazanç; ne kadar çok yeni başlangıçlar yapabilir, ne kadar çok tecrübe edinebilirim, ne kadar çok hayattan keyif alabilirim, ve de dolayısıyla çevremi ne kadar mutlu edebilirim... Bilmem anlatabiliyor muyum. İşte ben o yüzden kendimim, kendim olduğum için özgüvenli, özgüvenli olduğum için cesur ve de inatçıyım! Yani başta da dediğim gibi anlamaya falan çalışmanıza gerek yok, bulaşmayın yeter!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder