13 Şubat 2019 Çarşamba
#EYT yasası çıkmamış olabilir ama demokrasi şansımız hala kendi elimizde!
AKP, Meclis'te EYT önergesini 4. kez reddetti. Şaşırdık mı; hayır. Çünkü AKP'nin vatandaşsal kapsayıcılığı çıkarsal olduğu için, çıkarlarına uygun düşmeyen bir şeyi, vatandaşın yararına da olsa onaylamaz. Belki de şu anda EYT'leri düşünmesinin, yararına olacağını bile düşünemeyecek bir yapıda AKP. Belki de güvendiği bir şeyler var bizim bilmediğimiz veya bildiğimiz..! AKP'ye körü körüne bağlı radikal bir kesim olduğunu biliyoruz da, başka neye güveniyor AKP bilmiyorum. Belki de yaşanılan sosyo ekonomik sıkıntılara rağmen, oy vermeyeceğim diyenlerin, geçmişte olduğu gibi, vermeyeceğim demelerinin sözde olduğunu, gene oy verecekleirni düşündüğünden de olabilir.
Artık "bütçe yok", veya "gasp edilen emeklilik hakkının iade edilmesinin ülkenin geleceğine zarar" lakırdılarını geçtik. Hak var, hukuk var ve demokratik bir ülkede yaşıyorsak, gerçekleri görmezden gelemeyiz. Çünkü EYT'lilerin hakları resmen gasp edilmiştir. Yasaların geriye dönük işletilemeyeceğini artık bilmeyen yoktur sanırım. Yasayı biz çıkarmadık da çok saçma bir laf. Çıkaran çıkarmış ama sen niye devam ettiriyorsun yanlışı demezler mi adama?
20 sene oldu yanlış hayata geçireli ve halen devam ediyor ve şurada kaldı tüm EYT'ler için 5 yıl. Ben de 5.5 yıldır bekliyorum yanlışın düzeltilerek emekli olmayı ve yasa çıkmadığı takdirde 1.5 senem kaldı emekliliğime. Hayatımdan 50 sene geçmiş de 1.5 yıl mı bekleyemeyeceğim.
Aslında sorun sadece emekliliğin yaşa engeline takılması veya AKP'nin inatla bunu reddetmesi de değil(Reddetme sebebi, EYT'lerden artık kendine oy gelmeyeceğinden emin olması olabilir mi?); sorun demokrasinin sağlıklı işleyip işlememesi. Bana göre Türkiye'de demokrasi, sözde bir şekilde var; uygulamada YOK! Ben burada ayrıntılara girmeyeceğim; yönetimde kimlerin olduğu, yönetime seçilen kişilerin iktidarın yakınları veya tanıdıkları olması, Suriyeli göçmenler gibi yanlış politikalar, gösteriş amaçlı şatafatlı havalanı gibi yapılar, 2 milyondan fazla gideri olan Cumhurbaşkalnlığı konutu, lüzumsuz mevki uçakları veya arabaları, hatta halkın gözünü boyayıcı hitap şekillleri(mesela çay veya market torbasıyla miting), devlet kurumlarının(özellikle TRT-resmen devletin oyuncağı olmuş!) demokratik bir şekilde işlememesi, özgür basının olmaması, muhafazakarlığa uymayan kesimlere baskılar ve yasaklamalar, vesaire. Listeyi o kadar uzatabiliriz ki... Tabi eğitim seviyemizin iyice kötüleşmesi-özgür bir eğitim sistemimizin olmaması en önemlisi. Ayrıntılara girmeyeceğim dedim ama aklıma gelenleri sıraladım gene de.
Ana fikir olarak şunu da söyleyebiliriz. Bizler hayatın gerçekleriyle, doğal ve bilimsel bir şekilde yönetilmiyoruz; muhafazakar ve dogmatizm paralelinde yönetiliyoruz. Mesela cennetten falan bahsediliyor hala remi kişiler tarafından. Din oysa manevi bir şeydir ve herkesin özelidir. Ve insanlara din üzerinden ayar verilemez; verilirse de onun adı demokrasi olmaz. Daha da önemlisi din üzerinden söylemlerde bulunulursa, ve bu zihniyette bir iktidar varsa, o zaman şeriatçı kesim iktidardan aldığı aldığı cesaretle Tanrıcılık oynar ve kendisine ters düşen kesimleri ötekileştirir; onlara sapık der, ahlaksız der, hatta vatan haini ilan eder... Mesela sünni Müslümanlar dışındakiler, ateistler, eşcinseller, farklı ırk ve milliyete sahip olanalr, vs. bu muhafazakar-şeriatçı kesimin nefretinin hedefidir.
Muhafazakar iktidarın demokratik olmamasının bana dokunan tarafı da bazı kesimleri tanımayarak, onları yapılan ayrımcılıkları nefret suçları kapsamına almaması, bir de tüm medyayı ele geçirerek medya özgrülüğü diye bir şeyin kalmaması. Adamlar, dünyanın en büyük sözlüğü Wikipedia'yı yasakladılar. Bu ne demektir biliyor musunuz; BİLGİYE ULAŞAMAMAK.
Gelelim beni derinden üzen, bütün bunların olmasına zemin hazırlayan ve cesaret veren sorunun asıl kaynağı olan toplumun duyarsızlığına. Biz gelişmişlik sırasında dünya sırlamasnda sonlarda yer almıyor muyuz? Bunun sebebi ne; toplumun kendisi değil mi? Bakmayın ekonomimizin ilk 20'de yer almasına; para herkesin cebine eşit olarak dağıtılmadıktan sonra, o ekonomi de bana göre iyi değildir. Arap ülkeleri de çok varsıl ama halkın sosyo ekonomik gelişmişliği sıfır ve sondan birinci!
Yani kısaca insanlar hak ettikleri yaşamı yaşıyorlar ama insanlarımız, bunun sebebinin kendileri olduğunu bilmiyorlar. Hatta hayat pahalılığının sorumlusunun devlet olduğunu bile düşünemiyorlar. Birisi demiş ki, patlıcanı AKP mi pahalandırıyor? İnsan yönetime niye talip olur diye soruyorum o zaman ben. İnsan niye milletvekili olur; milletin vekili ne demektir? Siz hiç Türkiye'de partisinden bağımsız, temsil ettiği illerdeki vatandaşların taleplerini göz önünde bulunduran milletvekili gördünüz mü? Duyarlılık ayarlarını partileri veriyor. İktidar oluncaya kadar vatte bulunulur, iktidar olduktan sonra herkes istediği şekilde ideolojilerine uygun at oynatır, muhalefet deonları eleştirir, onlar da iktidar oluncaya kadar vaatte bulunur, vatandaşları kandırarak oyunu alır, onlar da iktidar olunca aynı silsileyi devam ettirir. Türkiye'de politika budur; o da nedir; çıkarına uygun davranmak ve iki yüzlü olmaktır. İtirazı olan var mı buraya kadar? İtirazı olanlar, ancak iktidardan nemalananlardır! Görmedik mi bu ülkede daha düne kadar porno yıldıız gibi et sergileyen şarkıcı ve oyuncuların türbana girdiğini; rüzgar ne taraftan eserse arkana almak gibi bir zihniyet söz konusu. Hiç kimse tarafını açık ve net belli edemiyor!
EYT yasasını kim çıkarırsa, oyum ona diyenlere de bir lafım var; aldığın emeklilik maaşı sadece yağ-tuz parası olduktan, et bile alamayacak, sebzenin kilosu 15 lira olduktan sonra neye yarar? Demokrasi olmadıktn sonra, kazanılan haklar hiçbir işe yaramayabilir. Sahi biz demokrasinin ne demek olduğunu biliyor muyuz önce?
EYT yasası çıkmamış olabilir ama demokrasi şansımız hala kendi elimizde! Bence, EYT yasası çıkıp antidemokratik yaşamaktansa-insanca yaşayaMamaktansa; demokrasi gelsin de-insanca yaşayalım da EYT yasası çıkmasın; zaten 20 senelik EYT mağduru emekli olmuş, kalmış 5 seneliği; bundan sonra EYT ruhunu koruyarak alacağımız emekli maaşlarını insani seviyeye çıkartablmek için mücadele verelim. Birkaç yıl geçer gider; önemli olan alacağımızı maaşın miktarı bence; asıl bunun için mücadele vermeliyiz; asıl problem Milletvekili 30 bin alırken, vatandaşın 2 bin lira almasıdır. Yani bizim asıl meselemiz demokrasidir. Demokrasi gelince haklar da kazanılır, eşiktlik ve özgürlük de gelir. ama biz n'apıyoruz; günü kurtarıyoruz. Derdimiz günü kurtarmak; hiç yarını düşünmeden bizi kötü yönecek olanlara prim veriyoruz. Sonrasında ne oluyor; anti demokratklik kendimize dokununca, ciyak ciyak bağırıyoruz. EYT'liker dışında, neden EYT'lere destek veren çıkmıyor; ner'de sivil toplum örgütleri falan, nerede sanatçılar, nerede komşu Fatma teyze, Ahmet amca? Kendini kurtaran, aman bana bir şey olmasın diye antidemokratikliğe sesini çıkarmıyor. Biz duyarsızı yaa! Eğer yanımızda bazı partiler varsa, onlar da oy derdinde oldukları için, biz EYT'leri düşündükleri için değil. Bakınız, demokrasi kazanırsa, geriye dönük olarak, yenilen-iç edilen emeklilik maaşlarımızı geri alabilmek için, hukuki haklarımız da oluşabilir.
Emeklilik yasası çıkmayarak 1500 lira kaybedeceğiz ama AKP'yi göndererek açlık sınırının üstüne çıkma şansı elde edeceğiz!
#EYT
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder