16 Ocak 2019 Çarşamba

Cinsiyet kimliği, homofobinin meşrulaştırılmasıdır!

Mutlu transseksüellik yoktur; homofobik-mutsuz eşcinselliğin cinsiyet kimliğiyle onarılma teorisidir transseksüellik!


Bu sözlerimi bir kenara yazın; ileride herkes Halil'in dediği doğruymış diyecek. Çünkü ben, hiçbir şeyin etkisinde kalmayıp, kendini doğasıyla ifade edebilecek bir bilince ve özgüvene sahibim.

Ben heteroseksüelim diye yanındaki erkeği de heteroseksüel olarak lanse eden, transseksüel tanımlılar kendilerini kandırdıkları için üzülüyorum gerçekten... Bu cümlenin açıklaması, yazımın sonunda...

Dün kendini eşcinsel olarak tanımlayan, biyolojik olarak erkek olanlardan hoşlanan, beraber olduğu erkekleri de eşcinsel olarak kabul eden bir arkadaşım; "Halil ben de kendimi transseksüel hissedenler gibi hissediyorum; içimdeki aşka ve sevgiye biyolojik olarak erkek olanlar karşılık buluyor ama ben kendimi onlar-transseksüeller gibi ifade etmek istemiyorum. Çünkü doğduğum beden, benim tüm duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarımı cinsel anlamda karşılayabilecek bir kapasiteye sahip. Hatta ben, içimdeki cinsellik ve duygularım toplumsal kimliklere uysun diye penisimi kestirirsem, doğanın bana bahşettiği ve kendimi gerçekleştirmemi sağlayan bedenimi hadım edeceğim. Çünkü böyle bir tahribat benim kendimi cinsel olarak gerçekleştirmemi engelleyecek. Benim duygularım nasıl olursa olun, nasıl çalışırsa çalışsın; içinde bulunduğum beden gerçekleştirebilir beni cinsel anlamda. Penisimi kestirmem demek, benim cinselliğimi feda etmem demek olacaktır. Oradaki zevke duyarlı bütün mekanizmayı yerle bir ediyorsun trans geçiş ameliyatıyla. Uzamanlar da böyle açıklıyor bunu. Oraya açılan bir delik bana zevk veremez ki. Ben biyolojik bir erkekle sevişirken, bana zevk veren organımın içeriye veya dışarıya şeklinde olmasının ne önemi olabilir ki? Eğer doğduğum şekil beni rahatsız ediyorsa; bu bir homofobidir, çocukluktan itibaren toplumsal cinsiyeti içselleştirmem demektir. Kaldı ki, bana zevk veren organımın çıkıntılılığını deforme edip girintiye dönüştürmem, hiçbir işe yaramayacak; hatta ben bu yüzden ürüner sistem olarak hayat boyu rahatsızlıklar yaşayacağım. Hal böyleyken onlar-transseksüel tabirliler duygusallık veya cinsellik olarak benden nasıl farklı olabilir; yani nasıl onlar transseksüel olabilir, ben niye eşcinsel olarak tanımlıyorum kendimi? Sonuçta duygularımız aynı, arzularımız aynı, kendimizi gerçekleştirme şeklimiz aynı... Ben mi eşcinsel değilim bu aynılığa rağmen, onlar mı transseksüel değil?"

Aslında ben bunu sayfalarımda defalarca anlattım. Arkadaşıma tekrar anlattım sorusu üzerine. Bakınız, eşcinsellik dediğimiz şey,
biyolojik bir erkeğin, biyolojik bir erkek olarak hemcinsinden hoşlanmasıdır(kadın eşcinseller için de geçerldir biyolojik olarak hemcinsinden hoşlanmak).
Bu hoşlanma esnasında, kişi ben kendimi şu cinisyette hissediyorum, karşımdaki de karşı cinisyetten olmalıdır düşüncesi, heteroseksist bir içselleşmedir.
Çünkü heteroseksist toplumlarda, ister kendilerini eşcinsel olarak ifade edenler olsun, ister transseksüel olarak ifade edenler olsun; toplumsal cinisyeti içselleştirip, ona göre rol benimsiyorlar; ben aktifim-ben pasfim, ben erkeğim-ben kadınım diye. Bu duruma göre herkes heteroseksüel rolünü oynuyor!!!
Oysa hepimiz aynıyız. Kendini pasif olarak ifade edenler de, aktif olarak gerçekleştirip ben heteroseksüel erkeğim diyenler de, ben heteroseksüel trans bir kadınım diyenler de...
Yok birbirmizden farkımız; çünkü özde hemcinsler arası bir gerçekleştirmedir bütün bu ilişkiler ve tek kelimeyle eşcinselliktir.
Dediğim gibi kendini eşcinsel olarak ifade eden kişiler; cinsel yönelimiyle-eşcinselliğiyle, doğasıyla-bedeniyle barışık bir eşcinseldir.
Trans geçiş ameliyatı olan ise veya kendini öyle tanımlayan; cinsel yönelimi-eşcinselliğiyle, bedeniyle barışık olmayan homofobik bir eşcinseldir.
Kendini aktif olarak gerçekleştirip ben erkeğim diyen de; bir eşcinseldir. Bakınız, heteroseksüel bir erkek, beraber olduğu kişi trans da olsa bir erkek bedeniyle beraber olmak istemez; istiyorsa da eşcinseldir zaten. Çünkü ister pasif eşcinsellerle olsun, ister transseksüel tanımlılarla olsun ben erkeğim diye geçinen ve kendilerini eşcinsel olarak tanımlamaktan kaçınan bu kişiler, bir süre sonra bu beraber oldukları kişilere arkalarını dönüyorlar! Anladınız sanırım! Veya tutuyorlardır kendilerini. Çünkü erkeke erkeğe tensel temas da bir eşcinselliktir.
Bakınız ben bir eşcinsel olarak kadın tenine cinsel ve duygusal manada dokunamam. Heteroseksüel bir erkek de, eğer içinde eşcinsellik yok ise, bir erkeğe cinsel veya duygusal manada yaklaşamaz. En azından uzun vadeli bir beraberlik düşünemez eşcinsel veya trans tabirlilerle.

Zaten toplumsal cinsiyet rollerini benimsemiş eşcinsellerin de beraberlikleri uzun vadeli olmaz. Yani, mesela kendilerini o kategoriye sokup sürekli pasif olanla, sürekli aktif olanın; kendini transseksüel olarak tanımlayanla erkek olarak tanımlayan aktifin; çünkü eşcinselliğin doğasına aykırıdır toplumsal cinisyet rolleri.

Cinsiyet kimliğine gelirsek... Cinsiyet kimliği toplumsal cinsiyettir. Yani görselliği ve davranışları kategorileştirmek ve onları dürtülerimizle bağdaştırmanın mantıklı bir açıklaması yoktur. Çünkü heteroseksist bir toplumda yetişmemiş bir bireyin böyle bir cinsiyet kimlik anlayışı olmayacaktır. İçinde-beyninde nasıl bir kimlik varsa var ama buna toplumsal cinsiyeti giydirmeye çalışmak, cinsiyet kimliğinin doğuştan olduğuna inanmamız için yeterli bir dayanak olamaz.
Hadi diyelim benim içimde kadın cinsiyeti var ki zaten eşcinsellik dediğimiz şey de bu çeşitlilik zaten ki eğer transseksüeller biz yanlış bedende doğduk diyorlarsa, bu homofobidir resmen; çünkü biyolojik olarak hemcinsel yönelim bir eşcinselliktir ve kafanın içinde nasıl bir kimlik kimyası varsa, bu hemcinsler arası cereyan ediyor; bütün bunlara istinaden cümlenin başında dediğim gibi hadi erkek bedeninde kadın doğduk diyelim, bunu toplumsal cinsiyete uygun şekilde ifade etmek ne eşcinsellerin, ne de onların(eşcinsel olmadıklarını söyleyen ama sonuçta eşcinsel ilişki yaşayanlar, kendilerini nasıl tanımlıyorlarsa işte)  işine yarar, ne de bir başka kişilerin/şeylerin.

Kişilerin kendilerini ifade şekilleri heteronormatif yapıya paralel hale gelmiştir. Çünkü bir homofobi mevcuttur çocukluktan itibaren içselleştirdiğimiz heteroseksizm ve toplumsal cinisyet kimliği yüüznden. Bakınız modern toplumlara, cinsiyet kimliği denilen şey rafa kaldırılmış durumdadır eşcinsel kimilikler tarafından. Yok mudur transseksüellik hala? Vardır ama azınlıktadır bu kişilerin cinsel kimlikleriyle barışamamış olanlar olarak ve Batı'da homofobi azaldıkça, kişiler transeksüel başlığı altında kendilrini toplumsal cinsiyete uydurMamaya çalışmaktadır. Eğer transseksüellik heteroseksizmden soyut doğal bir kimlik olsaydı, İran gibi ülkeler kendi elleriyle masrafsız transseksüel yapmaya çalışır mıydı eşcinsel bieryleri. Transseksüellik bir gelişememişliktir.

Ben bunu transseksüellere anlatamam; çünkü anlayacak olsalardı, transseksüel olmazlardı; çünkü onların eşcinsellikleriyle barışabilme potansiyelleri yok denebilecek kadar az.
Ben bunu trans ailelerine anlatamam; çünkü onlar da homofobik ve çocuklarımız obne olacağına transseksüel olsun diyen aileler bunlar.
Ben bunu devlete anlatamam; çünkü devlet zaten heteroseksist ve transseksüellik eşcinsellik kadar tehdit etmiyor heteroseksist yapıyı.
Derneklere hiç anlatamam; çünkü LGBTİ+ üzerinden fon alıyorlar!

...Diyor ki haberde, Transseksüel Selin CXiğerci'nin aşk pozu... Evleneceklermiş... Bu nedir biliyor musunuz; homofobik iki eşcinselin, kendilerini-cinsel kimliklerini toplumsal cinsiyet rollerine indirgeyerek, sözde heteroseksüel birliktelikleri üzerinden homofobilerini meşrulaştırmalarıdır.

Mutlu transseksüellik yoktur; homofobik-mutsuz eşcinselliğin cinsiyet kimliğiyle onarılma teorisidir transseksüellik!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder