29 Aralık 2018 Cumartesi

Gerçek eşcinsel aktivizm, kendini en yakınındakilere ifade edebilmektir

Siz hiç Zeki Müren'in eşcinselliğini dert edinen adam gördünüz mü? Çocuklarının eşcinsel olduğunu bilse anneler, Zeki Müren'i o kadar çok severler mi?


Ben eşcinsel aktivizmimi içinde bulunduğum ve en yakın çevreme yapıyorum. Çünkü uzaktaki eşcinseller hiç kimsenin umrunda olmaz. Siz hiç Zeki Müren veya Bülent Ersoy'un, veya Sarı Çizmeli Hüsamettin'in çocuğunun eşcinsel olmasının umrunda olan birisini gördünüz mü? Çünkü onların tek dertleri yakınlardaki kişilerin eşcinsel olup olmadığıdır. Uzaktaki ötekilerin öteki dünyasıdır sadece ve kendilerine BULAŞMA ihtimali yoktur. Bu uzaktaki eşcinseller, eşcinsel dünyayı kurtarsa bile, gene içinde bulunduğumuz çevrenin umrunda olmaz ve de uzaklardaki gettolaşmış aktivizmin eşcinsel haklarına falan zerre katkısı olmaz. İnsanlar büyük şehirlerdeki eşcinsel yürüyüşlerine falan, en iyi ihtimalle karnaval gözüyle bakıyorlar sapıkların ahlaksızlığından başka. Çünkü onlar uzaklardaki eşcinsellerin, sadece yılın belli gününde soyunarak yürüyüş yaptığını ve seks odaklı yaşadıklarını düşünüyor. BELKİ DE ÖYLEDİR! Ama yakınlarındaki bir eşcinsel hayatın içine karışmışsa, eşcinsel olduğu bilinse de, bu da eşcinsel ama bizim gibi yaa dedirtilebilir. O yüzden ben hep yakın çevreme eşcinsel aktivizm yapmayı tercih etmişimdir. Çünkü kendini kabul ettirdiğin o içinde bulunduğun yakın çevren, diğer yakın çevreler birleşerek Türkiye'yi oluşturuyorlar. Tümden gelimle heteroseksist bir düzene eşcinselliği kabul ettirmek deveye hendek atlatmak veya atomu parçalamaktan zordur. Önce ailene, sonra çevrene, sonra tüm bulunduğun ortama anlatacaksın kendini. İnan en yakınındaki anlamaz ve kabul etmezse eşcinsel olarak seni, uzağındakilerin biraz önce dediğim gibi umurlarında olmazsın. Devlet de kabul etmez seni bu şekilde, yasalar da. Çünkü o devlet dediğimiz unsur, aileleri, küçük toplulukların temsilcisi. Eşcinsel olarak sana kulak vermeyebilir devlet ama, ailelerin sesine, aielelerin oluşturduğu toplulukların sesine kulak verebilir (Yanlış anlaşılmasın; LGBT Aileleri gruplarından falan bahsetmiyorum; geneldeki ailelerden bahsediyorum. Aile grupları, eşcinsellik üzerinden varoluş egolarını tatmin etmeye çalışan, eşcinselliğe duyarsız kişilerden başka bir şey değil. Onların çocukları eşcinsel olmasaydı, inanın en azılı homofobik olurlardı. LGBT ailelerindeki çocuklara bakın; hepsi transseksüel olmuş; bu ne demektir; homofobi! Siz kaç tane bu gruplardaki bireylerin-ailelerin çocuklarının eşcinsel olduğunu gördünüz; tüm çocuklarını homofobilerinden dolayı transseksüel yapmışlar. Transseksüelliği savunan aileler homofobiktir, bunu asla unutmayın!). Eğer bizler içinde yaşadığımız şehirlerde bir farkındalık yaratabilirsek, Meclisimizde ve Türkiye'de de bir farkındalık yaratabiliriz. Bu işler derneklerle falan olmaz. O derekler zaten Türkiye'deki eşcinselleri temsil ediyorlar mı?; oradan bakmak gerkiyor olaya önce. Seni önce kullanıyorlar, sonra buruşturup atıyorlar. Eğer bir dernek bulunduğu ortam dışındaki-başka şehirdeki bir ortamdaki eşcinsellikle ilgileniyorsa, oradaki çalışmasıyla kendisne gelecek hibeyi düşünüyordur. Eğer derneklerden fazla talepte bulunursanız kendinizle ilgilenmeleri için falan, suratınıza küfür edecesine yüksek sesle haykırırlar unutmayın. Çıkarlarına ters düşüyorsa yaptığınız çalışmalar falan, bunu yanlış kabul ederler ve kösteklerler! Çok gördük çok, her şeyi biliyoruz; tarih zaten turnusol kağıdı gibi çıkartacak gerçekleri ortaya.
Son olarak... Günümüzde sosyal medya çok etkili facebook, twitter ve instagram olarak. Ben bunları olabildiğince kullanıyorum. Hem çok rahat ifade edebiliyorsun buralarda kendini, hem de ulaşmak daha mümkün buradan çevrene. Çünkü sen çevrene birebir anlatmak istesen de derdini, onlar konuya uzak oldukları ve olmak istedikleri için anlatamayacaksın. Sen sosyal medaydan samimi bir şekilde anlat kendini; mutlaka bakan, göre, duyan ve görüklerini başkalarına anlatan olacaktır. Mesela ben hikayelerimde sosyal medyanın izin verdiği-müstehcen bulmadığı ölçüde falan anlatıyorum kendimi yazınsal veya görsel olarak ve ulaştığım çevremle de yüzyüze gelinc bana karşı hiçbir mesafe oluşmuyor; hatta daha samimiyet oluyor. Çünkü gerçekler ve dürüstlük güvenin temelidir. Sen insanlara dürüst olarak güven aşılıyorsan, zamanla seni her halinle kabul edeceklerdir, kabul etmiyorlarsa da bu onların sorunudur.

Hikayelerime bakarak daha şeffaf beni takip edebilirsiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder