aynı evdeki 18 erkek bir erkekle ilişkiye giriyor, hem de kendi rızalarıyla ve eşcinsellik oranı % 100'e çıkıyor,
bilim eşcinselliğin doğuştan olduğunu ispat ediyor
ama sırf dine dayanarak eşcinselik lanetleniyor, ayıplanıyor.
İnsanca ve herkesin eşit olduğu demokratik bir dünyada yaşanacaksa eğer, dogmalara ve ahlakçılığa dayanarak demokrasi kurulabilir mi,
gerçeklerin öğretilmediği ve yasaklandığı ve bazı insnaların ötekileştirildiği, onların üzerine basılarak varolunduğu bir dünyada hangi insanlıktan, hangi vicdandan bahsedebiliriz.
Şu anda böyle bir dünyada yaşıyor olmamız; kimsenin vicdansızlığını, cahilliğini örtemez, haklı çıkartamaz.
Cahil cahil, hatta kör cahil, zır cahil, gerçeklerden bihaber insanlar, eşcinsel karşıtlığı yapıyor, nefret kusuyor, eşcinselleri hedef gösteriyor kitlelere hitap ederek. Türbanlı bir köşe yazarı diyor ki, "diziler eşcinselliği normalleştiriyor".
Be bilgisiz kadın, sen benden nasıl daha normal olabilirsin? Herkesin sevgisi kendine. Sevmekten bahsediyorum; o zaman senin sevgin de kötü bir şey.
Hatta eşcisnellere sevgiyi yakıştırmayacak, eşcinseliği sindirim sisteminin çıkış noktasına indirgeyecek kadar cahil ve de sevgiden yoksun eşcinsel karşıtlarının çoğu.
Biliyor musunuz, homofobiklere artık cahil ve geri zekalı demekten kendimi imtina etmiyorum. Yoksa bunun başka bir açıklaması olamaz. Bir insanın sevgisini kötülemeye sessiz kalmak da salaklığa girer benim için.
Sessiz kaldığım zamanlar kendime çok kızıyorum ve geceleri uyuyamıyorum. Dün müzik-kitap mağazasında bir baba çocuğunu ödeme yaptığımz tezgahın üzerine oturttu ayakkabılarıyla. Kasiyer de bir şey diyemedi, hatta samimiyetsizce şirinlik yapmaya çalıştı. Anne güzel bir kadın, dolayısıyla kız çocukları da çok güzel ve şirindi ama çocuklarının güzel olması her yeri vitrin gibi görme-kullanma, çocuklarını gözümüzün içine sokma ve de tepemize sıçırma hakkını vermez onlara. Herkes biraz insan olsun ve sınırlarını bilsin yaa!
Bazen çok isyan edesim geliyor ölümüm pahasına, kırıp dökmek, parçalamak ve ne olacaksa olsun diyorum. Böyle bir dünyada yaşamak aslında ruhuma ağır geliyor ama yaşamın kutsallığı aklıma gelince mücadele etmekten başka bir çıkar yol olmadığı...
Konumuz eşcinsellik ama aslında insan duyarsızlığının farklı bir versiyonu homofobi. İnsanlar her alanda bencil, her alanda duyarsız, her alanda cahil, her alanda sorumsuz ve sorunlu...
Eğitim şart ama sadece matematikle de olmuyor bu işler. Ruhları, vicdanları terbiye etmek gerekyior, insanlığı öğrenmek gerekiyor; vicdanlı olmayı, duyarlı olmayı, empatik olmayı öğrenmek gerekiyor, iyi bir insan olmak gerekiyor kısaca.
Sanatı gerektiği kullanabilseydik, belki terbiyeli birer insan olabilirdik.
Eşcinsellik ülkemizde yasak değil ama eşcinsellerin insanca yaşamak için mücadele hakları ellerinden alınmış durumda şu anda. Sanatı mücadele unsuru kullanmak da en akıllıca çıkar yol olsa gerek. Ona da yasaklar var diyebilirsiniz ama en azından kafamıza direkt tokmak yemeyiz bu sayede.
Her şeye rağmen bir gün eninde sonunda bilim, dogmaları yenecek ve herkes eşit ve özgür yaşayacak(bakınız, İmam Hatioli'ler bile deizme kayıp eşcinsellik normal demeye başlamış); çünkü hayat kapitalist çıkarlar üzerinden varolmayacak gelecekte. Belki o zaman cinsellik bile söz konusu olmayacak ki insanlar üzerinde kullanabilsin bu.
Bazen de diyorum ki şu an için, insnlar kendileri istiyor kendileri yaşıyor her şeyi; farklı bir şey isteselerdi, farklı bir yaşam olurdu. Çünkü eşcinseller bile kendilerinin çürük olmadıklarını göremiyorsa ve varolmak için armut olmaya çalışıyorlarsa, tabiki de ne halleri varsa görsünler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder