17 Nisan 2018 Salı

Bir üniversitelinin geleceği, bir eşcinselin hayatından daha kolay değil!


Haftalık buluşmalarımızı sektirmeden gerçekleştirmeye devam ediyoruz öyle veya böyle gay enerjiyi diri tutmak adına. Politkamız, kimliğimizi sosyal yaşama mümkün mertebede geçirebilmek. Buluşmalarımız da özgüven kazandırıyor, cesaret veriyordur, yaşama modu sağlıyordur umarım. Sembolik manada da olsa buluşmalarımız, uzaklarda bir yerlerde de olsa varlığımıza işaret ediyordur diye düşünüyorum ki geriye dönüşler olmasaydı umudumuz da olmazdı...

Haftalık tolnatımızın ertesi günü de bir hafta önceki randevumuza istinaden Pamukkale Üniversite Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü öğrencileriyle bir araya geldik onların ödevleri doğrultusunda. 2.5 saat süren, vaktin nasıl geçtiğini anlayamadığımız doyumsuz bir sohbet gerçekleştirdik. Eşcinselliği eğrisiyle-doğrusuyla aklımızın erdiğince ve aklımıza geldiği kadarıyla tüm boyutları ve örnekleriyle ele almaya çalıştık alışıla gelmiş LGBTİ anlayışının dışında, cinsiyetçi bakış açısını yıkmak amacıyla.

Gelecekte sosyal yaşamın mimarları olacak üniversitelilerden PDR'lilerin ve üniversitedeki bu bölümün konuya duyarlı yaklaşımı homofobiye panzehir olacaktır şüphesiz. O kadar doğurgan bir sohbet oldu ki... Sohbetimiz onların ödevi olduğu için, sohbetimizi çok paylaşmak istemiyorum. Benim onlara anlattıklarımdan çok onların duyarlılıklarını paylaşabilirim ancak. İletişim çağında eşcinsellik açık bir şekilde masaya yatırılamasa da, aslında herkes neyin ne olduğunun farkında ve eşcinsellik de bir şekilde biliniyor ve önyargılara rağmen doğru algılar oluşup, doğru tespitler yapılabiliyor ve homofobinin en büyük sebebinin eşcinseller de dahil olmak üzere bilinçsizlik, bilinçsizliğin getirdiği doğayla barışamak, konuyu örtbas etmeye çalışmak, gerçeklerle yüzleşememek, gerçeklerden kaçmak olduğu gözlemlenebiliyor.

Dolaylı-dolambaçlı yolların, özgürlüğün çıkış yolu olmadığı bir gerçek ve özgürlük fırsatını eşcinsellerin kendilerinin yaratacağı da altı kalın kalın çizilmesi gereken bir şey. Toplumsal homofobinin önümüzde çok büyük engel olduğunu biliyoruz ama bu gerekçe sayılamaz haklarımız için. Bugüne kadar yapılanlar hiç yoktan iyi olabilir ama yapılabilecek olanlar o kadar çok ve mümkündü ki...  Fırsatlar eşcinselleri bekliyor değişim için...

Sohbetimizden sonuç olarak çıkarabileceğimiz; homofobi gerçeği; eşcinsellerin eşit, özgür ve demokratik yaşamasının önünde sadece aşılması gereken bir engel, aşılamayacak olan değil. Sohbetimizde paylaştığım bir sözü burada da paylaşmak isitorum... İnanın hayvanların, kadınların hayatı eşcinsellerden daha zor bu dünyada. Bir üniversitelinin okulunu biritirp gelecek planı bile çok daha ağır eşcinsellikten. Yani kısaca, eşcinsellik eşcinsellerin hayata küsmelerini gerektirecek bir durum değil; hatta geleneksel toplumda öteki omak özgür yaşamanın bir fırsatı eğer akıl ve mantık kullanılabilirse.

Mesela ben heteroseksist bir dünyada heteroseksizmin yükünü çekecek bir heteroseksüel olmak yerine, öteki olarak eşcinsel olmayı homofobiye rağmen bir şans olarak düşünüyorum ve daha keyifli buluyorum. Çünkü homofobi benim sorunum değil, homofobiklerin kendi nefretleri ve benim istediğim şekilde yaşamama engel teşkil edebilecek bir şey değil bu; eğer kafamın içinde engeller yoksa, eşcinselliğime olan nefretimi aştıysam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder