Bu yıl beni, bizi çok üzdünüz S. Meleklerim ve dolayısıyla sizi takip etmeyi bıraktım bir süreliğine daha fazla üzülmemek için ama bunun sorumlusu siz değil, yönetimdi... Şu kadro kendi haline bırakılsaydı ve sakatlıklar olmasaydı hem Türkiye Şampiyonluğu, hem de Avrupa Final Four'u garantiydi diyebilirim. Yönetim bozukluğuna sakatlık şanssızlıkları da eklenince, orta oyuncu Bahar'dan sonra libero Merve'nin bile smaçör olduğuna şahit olmuşuz ya, ne diyebilirim ki, ne yapabilirim ki hala sizi çok sevmekten başka..? Düşünün ne ortaların yedekleri var, ne de 4 numaraların. Olanlar da sakatlanınca, 2 numaraya orta oyuncu baktı, 4 numaraya 2 numara veya diğerleri... Bu kadar dar kadroyla ne beklenebilirdi ki? Sanki FB'de kadın voleybolu gözden çıkarılmış gibi hissettim. Hiç kimse, hiçbir Sarı Melek'e laf söylemesin. Sarı-lacivert formayı giyen her sporcu bizim gözümüz-bebeğimizdir. Çünkü sadece spor değil, hayat bile inişli-çıkışlı. Kazanmak güzel ama önemli olan FB. ailesi olabilmektir... Şampiyon olsaydık, eleştirdiğimiz oyuncuları yerlere göklere sığdıramayacaktık değil mi? Başarıyı alkışlamak işin en kolay tarafı. O yüzden ben her şeye rağmen Polina'yı da, Bahar'ı da, Damla'yı da, Tomkom'u da, Mia'yı da alkışlıyor, Nalalie gibi bir oyuncunun da FB. forması giymesinden gurur duyuyorum. Eda gibi bir kaptan bir daha Türkiye'ye gelmeyecek. Liberolarımız dahil tüm oyuncularımıza sevgiler... Şu asla unutulmamalıdır... Fenerbahçe bir defa Avrupa Şampiyonluğu kazanmış olabilir ama Türk Voleybolu'na yaptığı transferlerle rekabet ortamı ve dolayısıyla ivme kazandırmış, diğer kulüplerimizin de şampiyonluklar kazanmasını sağlamıştır bu sayede Avrupa ve dünyada. Bundan daha büyük başarı olabilir mi? Dönecektir elbet bir gün Fenerbahçe de..! Sevinsin bakalım dost bildiklerimiz, FB olmayınca ligimizin klasman dışı kalacağını bilmeyenler..!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder