22 Mayıs 2017 Pazartesi

Spor yaparak eşcinselliğin kabul edilmesini kolaylaştırabiliriz


Haftalık buluşmamızı gerçekleştirdik. Yedik-içtik, sohbet ettik, Fenerbahçe - Olimopiakos basket maçını izledik yüreklerimiz ağzımızda ve şampiyonluğu müzik ve dansla kutladık.

Hayatın içinde eşcinsel olabilmenin önemine her zaman dikkat çekiyorum. Eşcinsellik demek sadece cinsellik demek değildir ve toplumun önyargılarını pekiştirmemek adına hayatın içinde eşcinsel olmayı göstermeliyiz bunu yaşayarak.

Sporun, sanatın tabiki de sadece seyircisi olmamak gerekiyor. Bugün teniste başka LGBTİ'ler de vardı yeni başlayan ve öğrenmek isteyen. Fırsatım oldukça ve elimden geldiğince spor anlamında yapabildiklerimi payşacağım elbette talep eden herkesle.

En büyük hayallerimden biri oldu her zaman eşcinsellerin sportif faaliyette bulunmaları. Unutmayalım ki eşcinsellik kabul edilerek hayatın içinde olmak diye bir şey olmaz, hayatın içinde olursak eşcinsellik öyle kabul edilir.

Bakınız ben kendi çapımda 4 yıldır falan tenis ve badminton oynuyorum açık bir eşcinsel olarak heteroseksüellerin arasında ve bulunduğum ortamda bu branşları en iyiler kadar olmasa da iyi seviyede yapıyorum; üstelik 50 yaşıma 2 kala ve benden 20-30 yaş küçüklerle bile başabaş oynayabildiğim bir kondiyonum var sayılır.

Spor, vesaire faaliyetler sadece bizi toplumla buluşturan faaliyetler değil, bir sağlıklı yaşam gerekliliği de. Spor yapan hayat şampiyonudur; çünkü ruhu ve bedeni besleyen en önemli şeylerden biridir spor.

Bazıları niye her gün spor faaliyetleirni paylaşıyorsun diyor; eğer bir kişiyi, bir eşcinseli de diyebiliriz, spor aracılığıyla toplumun içine karışmaya cesaretlendirebiliyorsam ne ala. Hep dışarıdaki homofobiden bahsediyoruz ya; spor hem içimizdeki, hem de dışımızdaki homofobiyi yenmenin çok önemli bir yolu.

Spor eşcinsellerin heteroseksüllerden eksik bir taraflarının olmadığını gösteren en önemli etkinliktir bence. Ben eğer teniste smaç servisler atıp bununla dikkat çekebiliyorsam, eşcinsellerin 3. sınıf kırılgan güçsüz mahluklar olmadığını da gösteriyorum demektir.

Ama toplumun önyargısına hak vermiyorum dersem de yalan olur; çünkü toplumun düşündüğü gibi seks odaklı yaşıyor LGBTİ+ tabirliler ve bunu kırmak için pek bir şey yapmıyorlar. İğneyi önce kendimize batırmakta fayda var homofobiyi yenmek istiyorsak eğer.

Şimdi bazı aktivistler diyecek ki, eşcinsellerin kabul edilmesi için artı bir şey yapma mecburiyetleri yok. Yapsan ne kaybedersin, kim kazanır? Sen yap da, toplum buna rağmen eşcinselliğini kabul etmese bile yaptığın yanına kar kalır.

Pardon ya...! Eşcinsellerin bazıları spor yapıyorlar ama kendileirni beğendirebilmek için vücut geliştirme sporu. Gerçi o da bir şeydir, o da spordur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder