Arama motoruna eşcinsellik yazınca da görsel anlamda eşcinselliğin sadece ilişkisel boyutu çıktı ne yazık ki! |
Bunlar da seks manyağıdır veya seks işçisidir...
Eşcinsel denilince başka bir şey görebiliyor muyuz peki?
Eşcinseller şarkıcılık, terzilik (bunlar kötü demek istemiyorum ayrıca) ve de seks işçiliği dışında bir şey yapıyor mudur?!
Elbette yapıyordur ama yapanlar da kendilerini eşcinsel olarak tanımlamaktan özellikle imtina ederler. Çünkü genel algıdaki eşcinsellikle aynı karede yer almak istemezler.
Haklılar mıdır? Haklılardır; Algı dışındaki eşcinsellik dışında yalnız kaldıkları için, sosyo ekonomik anlamda yok olmak istemeyebilirler.
Ayrıca "doğru ve dürüst" bir eşcinsel olmak için de hem "cesur" olmak gerekir, hem de "fedakarlık etmeye değer bir eşcinsel kitle" olması gerekir. Eşcinselliğe önyargıyı yıkmak için kendini paralarsın ama bu heteroseksist bir LGBTİ'nin ötekisi olmaktan başka hiçbir işe yaramaz çünkü.
Eşcinseller hep bahane yaratırlar "ayrımcılığa maruz kaldığımız için önümüz kesiliyor, engelleniyoruz, varolamıyoruz..." falan diye...
Ayol hayatta sadece cinsel yönelim ayrımcılığı mı var; aynı cinsten olanlar bile birbirini çekemeyip birbirinin kuyusunu kazmıyor mu, çelme takmaya çalışmıyor mu?
Eşcinselleri tanımladığın zaman protipleştirilmesinden rahatsız olur bazı eşcinsel aktivistler...
Gelişmemiş ve de geleneksel, muhafazakar toplumlarda eşcinsellik ve de eşcinseller zaten tek tip değiller mi, eşcinselliği tanımlayıcı görsel veya davranışsal özellikleri yok mu eşcinsellerin..?
Saçı at kuyruğu, kulağı küpeli, donu düşük, feminen davranışlı ve konuşmalı, vesaire...
Bunlar belki de baskıcı bir toplumda eşcinsellerin kendilerini ifade şekilleri olduğu için normal karşılanabilir ama eşcinsellerin yaşam biçimleri de protip, tek tip, tek düze ve de önyargılı algıyı pekiştirecek şekilde ve de, ve de kendi kendilerinin özgürlüklerini ellerinden alacak şekilde heteroseksistçe...
Bakınız, gerçekten seks birincil merkezleri eşcinsellerin.
İkinci olarak gerçekten çoğunda iş dötü yok..! Sonra da seks işçisi gözüyle bakıldığı zaman ya bahane yaratırlar "bize iş vermiyorlar" diye, ya da bu şekilde ifade edilmelerinden rahatsızlık duyarlar.
Ve eşcinsellerin başka hiçbir şeyleri-özellikleri yok desek yeridir... Ne sporla alakaları vardır, ne sanatla, ne de okumak yazmakla... Olanlar yok mu; var, başta da dediğim gibi onlar da kurunun arasında yanmak istemiyorlar.
Ve bu tek düze ve tek tip eşcinselliği değiştirecek hiçbir şey yapılmamaktadır eşcinsellik adına ülkemizde.
Tamam... Politik mücadele önemlidir ama içinde yaşadığımız koşulları gözönünde bulundurduğumuzda eşcinselleri sosyalist yaşama cımbızlayabilmek kolay mıdır? Politik dönüştürmeye yatkın bir eşcinsel kitle var mıdır ülkemizde? Sonra da kalkıp Kerimcan Durmaz'ları falan eleştiriyoruz.
Sağlıklı bir eşcinsel kültür oluşturabilmek için, genel anlamda bir yaşam formülü uygulamak gerekir eşcinsellere...
Ben ülkemizde eşcinselleri kültür ve sanat anlamında dönüştürecek hiçbir çabayla karşılaşmadım örgütler içinde falan. Her örgütün ve de her aktivist eşcinselin mutlaka bir politik mücadelesi var; o da çok yaşamın içinden değil ne yazık ki.
Eşcinsellere hakları verilsin diyelim; hayatı güzel bir şekide yaşamasını bilmedikten sonra neye yarar bu haklar?
Haa, diyebilirsiniz ki, "haklar eşitlensin de, her eşcinsel nasıl yaşayacağına kendisi karar versin..."
Ben ne için isteyeyim o zaman o hakları; sadece eşcinsel evlilik ve de işten atılınca tazminatımı alabilemek için mi?
Ben bunun için mi mücadele etmeliyim; eşcinsel hakları bu mudur?
Siz de diyeceksinz ki; evet bu değil ve biz de çok geniş kapsamlı bir mücadele taraftarıyız...
Peki nerede?
Ben 20 küsur yıllık mücadelede sanatsal veya sportif hiçbir başarı görmedim eşcinsel hakları mücadelesinde.
Biraz önce dediğim gibi, "bunlar kişisel arzuya dayalı etkinliklerdir..." diyebilirsiniz.
Ama şu gerçeği gözardı etmeyin... Kendini sanatsal, sportif ve eğitimsel anlamda donatmış bir eşcinselin mücadelesi daha güçlü olur, daha geniş kapsamlı ve kitlesel olur, en önemlisi daha bilinçli olur.
Türkiye'de eşcinsel hakları mücadelesinin çok yavaş olmasının sebebi işte bu bilinçsiz eşcinselliktir.
Eşcinseller daha kimlikleri hakkında bile bilgisiz oldukları için kendilerini tanımadıklarından, heteroseksist LGBTİ anlayışına hapsetmişlerdir kendilerini.
LGBTİ+ diye kategorileşmek mi kazandıracak eşcinsel haklarını? "Eşcinselliğe inanan LGBTİ+ var mıdır?" diye bile sorabiliriz. Her LGBTİ+ tabirinin kişisel hedefi, en fazla amacına ulaşınca LGBTİ hakları denilen mücadeleyi yarı yolda bırakacak düzeyde ne yazık ki.
O yüzden hayatın içindeki eşcinselliği bertaraf ederek "sadece" sol, sosyalist, siyasi gibi sıfatlarla yapılan eşcinsel hakları mücadelesi kısır kalacağı gibi, daha eşcinsellik hakkındaki ötekileştirmeyi pekiştirtirecektir.
Biz eşcinseller heteroseksist yaşamı yumuşatacak sanat, spor, her türlü eğitimsel ve bilimsel faaliyetlerle kendimizi daha donanımlı ve kabul edilebilir hale getirebiliriz.
Gerçekten tecrübelerimle sabit bu ifadeleirm.
Bu toplum kıyıda kenarda tutarak da olsa bir Zeki Müren veya Bülent Ersoy'u alkışlayabiliyorsa, Huysuz Virjin'in diline toleranslı davranabiliyorsa bu sanatın gücüdür.
Batı'da eşcinselliğin daha hızlı ve çok kabul edilmesinin sebebi, eşcinsellerin kendilerinin diğer insanlardan farklarının olmadığını göstermesindendir. Hayatın içinde yaşamsal bir kabul ediliş, kişinin cinsel yöneliminin farklılığını, eşcinselliğini de normalleştiriyor.
Biliyorum herkes sanatçı olmak ve de üstün yeteneklerle eşcinselliğini kabul ettirmek zorunda değil ama bu dediklerim sadece kendimizi kabul ettirmek için değil ki; hayatı daha güzel yaşamak için de.
Anlıyorum; herkes de hayatını çok yönlü yaşamak zorun da değil ama...
Ama, "o öyle olmak zorunda değil, bu böyle olmak zorunda değil" diyip hayatın bir ucundan tutmazsak o zaman yaşamanın ne anlamı var ki?
O zaman önyargılara itiraz etme hakkımız da olmaz eşcinseller hakkındaki...
Gerçekten biz ne isek o şekilde algılanıyoruz ve algıları değiştirebilecek bir eşcinsellik sunmuyoruz. Sunuyor muyuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder