Bugünlerde yurtdışı ve yurtiçinde basında Denizli'deki İranlı mülteci LGBTİ'lerin akıbetleri ile ilgili haberler çıkıyor. İranlı mülteci LGBTİ'lerle sürekli iletişim halinde olduğum için, İranlı mülteci LGBTİ'lerle görüşmek için aracılık yapmamı isteyen gazetecilere veya konuya dair bilgi edinmek isteyenlere birinci ağızdan yaptığım görüşmeler kapsamında genel bilgi vermek istiyorum. Evet, İranlı LGBTİ mülteciler, gidecekleri ülkelerin kendilerine kapılarını ne zaman açacaklarına dair belirsizlikten dolayı bir tedirginlik yaşıyorlar. İranlı LGBTİ mülteciler, yaşam koşulları daha iyi olduğu için Kanada'yı tercih ediyorlardı ama Kanada'nın Suriyeli mültecilere öncelik tanımasından dolayı (Bunun Amerika'nın Müslümanlara karşı uyguladığı poltikayla alakakası var) kapılarını İranlı mülteci LGBTİ'lere kapatmış durumda ve ne zaman açılacağı da belirsiz. En azından İranlı LGBTİ'leri 2 yıl kabul etmeyeceği söylentiler arasında. Dolayısıyla Kanada'ya gidecek olan LGBTİ'ler istemeseler de mecburiyetten Amerika'ya kabul etmiş durumdalar. Amerika'nın kapılarını ne zaman açacağına ise, 3-4 ay sonrasına tarih veriliyor. Amerika'nın Başkan Trump ile yeni bir sürece girmesi, İran gibi bazı Müslüman ülke vatandaşlarının ülkeye girmelerine dair kısıtlama haberleri, Amerika'nın İran'a müdahale edeceğine dair korkular, Denizli'deki İranlı mültecileri LGBTİ olsun olmasın geleceklerine dair akibetlerinin ne olacağına dair rahatsız etmektedir.
Şu notları da düşmekta fayda var... İranlı LGBTİ mülteciler, yıllardır Denizli'ye yerleştirildikleri için, daha önceki LGBTİ'lerin de tecrübelerinden faydalanarak kendilerine bir düzen oluşturmuş durumdalar. Ve şehir de İranlı mülteci LGBTİ'lerin görünürlüğünden dolayı, farklı kimliklere alışma sürecinde başarılıdır. Bu ayrıca sadece İranlı mülteci LGBTİ'lere değil, yerli LGBTİ'lerin kabul edilirliğine de katkı sağlamaktadır. İranlı LGBTİ'ler iş bulup çalışabilmektedir şehirde. Olumsuzluklar yok mudur; bırakın LGBTİ'leri, heteroseksüellerin bile yaşam koşulları ortadadır ülkemizde. Mesela konut sıkıntısı sadece İranlı LGBTİ'ler arasında mı yaşanmaktadır; hayır, bırakın eşcinselliği, heteroseksüeller bile ahlakçılıktan payını alıp, "bekara ev verilmez" diye bir algı yok mudur? Belki de İranlı mülteci LGBTİ'lerin, suistimmallerin oluşturduğu avantajlı sayılabilecek durumları bile vardır. Mesela özellikle İranlılar geldikten sonra oluşan "apart kültürü"nde, normal fiyatların üzerinde de olsa kiralık daireler bulunmaktadır. Çünkü bu apartlar zaten İranlılardan maddi anlada faydalanmak için inşa edilmişlerdir. Ve buralarda kiralık daire bulma sıkıntıları yoktur. Çünkü sahipleri arasında İranlı olanlar bile vardır. Düşük ücretli ve sigortasız çalıştırmak işvrenlerin çıkarına olduğu için, İranlı LGBTİ mülteciler iş bulabilmektedirler. Yani İranlı LGBTİ mültecilerin, Denizlili LGBTİ'lerden daha kötü konumda yaşadıklarını söylemek doğru olmayabilir. Dediğim gibi yaşam koşulları ortada ve heteroseksüel mülteci veya LGBTİ mültecilere, bariz ayrımcı ve kötü koşullarda yaşıyorlar demek tartışmalı bir durumdur. Çünkü tanıdığım neredeyse bütün İranlı LGBTİ'ler öyle veya böyle iş bulup çalışabilmekte ve barınma sorunları yoktur. Yok mudur homofobi; homofobinin millliyeti yok ki. Yerli LGBTİ'ler de aynı şekilde nasibini almaktadır homofobiden. Dediğim gibi mülteci olmanın avantajlı konumları da vardır; kendilerini aile-akraba gibi çevrelerinin tanımadığı bir ortamda yaşamış olmanın sağladığı özgürlükler gibi. Bir de 3-4 kişi değil ki Denizli'deki İranlı nüfus... Heteroseksüllerle birlikte 10-12 bin arasında olduğu söyleniyor. Resmen bir İran kültürü yerleşik hale gelmiş durumda. Geceleri sokağa çıktığın zaman yerli halktan çok İranlılarla karşılaşılmaktadır. İranlıların kafeleri, alış-veriş merkezleri oluşmuş, yerli halkla evlilik yaparak yerleşik hale gelmeye başlamışlardır. Fars kültürüyle Türk kültürünün benzerliği, adaptasyonu kolaylaştırmaktadır. İran'ın kabul etmediği dinsel ve cinsel kimliklerinin gerekliliklerini daha özgür bir şekilde gerçekleştirebilmektedirler. Belli günlerin yıldönümlerini daha özgür kutlayabilmektedirler. Arzuladıkları eğlence kültürlerini topluluklar halinde hayata geçirebilmektedirler....
İranlı bir arkadaşla mültecilere Amerikave Kanada kapılarının kapatılmasıyla, bulundukları ülkeden çıkamamalarıyla ilgili olarak bilgi vermek üzere yerel bir gazetenin daveti üzerine gazete merkezine gittik. Yukarıda anlattıklarıma ilave olarak İranlı arkadaş, mültecilerin, mülteci olarak bulundukları ülkenin kendi belirledikleri bir şehirde kalabilme haklarının olması ve imza vermek için yaşadıkları şehirde imza vermelerinin yeterli olması gerektiğini, çünkü BM'nin yerleştirdiği bazı şehirlerde LGBTİ'lerin yaşam özgürlüklerinin geldikleri ülke olan İran'dan bir farkının olmayabildiğini, bu yüzden ikamet adreslerinden farklı şehirlerde yaşamak zorunda kalıp, kayıtlı ikamet adreslerine imza vermek için kilometrelerce yol kat etmelerinin çok zahmetli olduğunu söyledi. Mültecilerin, mülteci olarak kaldıkları ülkede ve bu süre boyunca yaşam haklarında pek belirleyici olamamalarının sebebinin kendilerinin bilinçsizliği olduğunu da ilave etti. Çünkü ideallerinin gerçek özgürlükle alakasının olmamasından dolayı, mülteci olarak bulundukları ülkenin LGBTİ'liğe önyargılı bakış açısını pekiştirebiliyorlarmış. Çünkü LGBTİ'lere haklarının bilinçsiz olunduğu sürece kolay kolay verilemeyeceğine inanıyor o da. LGBTİ'lerin hak mücadelesi ve sosyo ekonomik olarak çabalamak yerine işin kolayına kaçabildiklerini, LGBTİ'liğin makyaj yaparak sokağa çıkmak olmadığını, geçici olarak da olsa mülteci olarak bulundukları ülkenin dilini öğrenmek için çaba sarf etmeleri gerektiğini, çünkü işverenlerin dil bilmeyenlerin çalışma kaybına sebep olabileceği gerekçesiyle ücret kısıtlamasına gidebildiğini, dilsizlik yüzünden sorunlarını ilgili mercilere tam olarak anlatamadıklarını, bu sorunların da psikolojik olarak yıpranmalarına sebep olduğunu söyledi. Bir de doğru anlaşılmalarının, ancak LGBTİ yetkililerce daha mümkün olabileceğini söyledi. Mesela heteroseksüel bir psikoloğun kendilerini çok iyi anlayamayacağına inanıyor. Çünkü ona göre LGBTİ'liği heteroseksüel bir psikolog öğrendiği şekilde anlayabilir, hissedemezmiş. Bir de yerli halkın mültecilere biraz daha iyi davranmasını istiyor. Çünkü, "Biz burada geçiciyiz ve kaldığımız süre boyunca hem iş gücümüzden faydalanabilirsiniz, hem de karşılıklı olarak birbirimizin kültürünü zenginleştirebiliriz. Biz buraya yerleşmeye gelmedik, mümkün olduğu kadar kısa sürede gitmek istiyoruz." diyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder