Evden çıkarken ışıkları kapatmamı istedi kimse görmesin diye.
Sonra kollarını kabartarak, bacaklar yana doğru açık, dizler hiç kırılmayarak ve kalça oynamayacak şekilde tesbihini sallayarak yola koyuldu gecenin karanlığında...
Şimdi kişiler kendileriyle barışmadığı sürece, yani bazıları erkekliğe, bazıları trans kadın ve erkekliğe kendilerini koşullandığı sürece biz hangi eşcinsel haklarından bahsedebiliriz?
Adamlar kendilerini eşcinsel olarak görmüyorlar ki eşcinsel olarak ötekileştirilmelerine rağmen bile.
Tek dertleri heteroseksist topluma erkek ve kadın olarak, yani heteroseksüel olarak dahil olabilmek.
Yanlış anlaşılmasın kimseyi yerdiğim falan yok...
Kişilerin nasıl bir ilişki yaşayıp, dışarıya kendilerini içinde yaşadığımız koşullara göre nasıl aksettridiklerine de dediğim bir şey yok... Bu yapı meselesi, özgüvens meselesi, vesaire...
Yani olaya geniş bir sosyolojik pencereden bakmayı gözardı ettiğim falan da zannedilmesin...
Birazcık eşcinsel dünyadan biri olarak kendi kesimime iğne batırıyorum bile, isteye.
Yoksa gerçekten gelecek kuşak eşcinsellere homofobiden başka bir miras bırakmayacağız;
Sonra da kendimizi değil de hep başkalarını, heteroseksizmi suçlayacağız; heteroseksizmi kendimizin beslediğini falan bilmeyerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder