Kendimi bildim bileli erkek biyolojisine sahip biri olarak erkeklerden hoşlanıyorum. Erkek derken de erkek biyolojisinden hoşlandığımın altını çizeyim. Bir erkekten hoşlanmam için onun illa ki toplumsal cinsiyet rollerini benimseyen bir karaktere sahip olması gerekmiyor. Hatta sahip olmayanları tercih ediyorum. Çünkü ben erkek egemen toplumun erkek anlayışını içselleştirmiş kaba erkekleri insanlık anlayışıma ters buluyorum. Evet, erkeklerden hoşlanırken kendimi kız gibi düşünüyordum çocukken ama o yaşta neden böyle düşündüğümü bilmiyordum. Çünkü örneklerde erkeklerden hoşlananların kızlar oldıuğunu görünce, belki de kendimi öyle hissediyordum. Yani cinsiyetin burada bir özdeşleşme, bir içselleştirme olduğunu düşünebiliriz. Yoksa böyle bir şey olmasa, yani önünde örnek olmasa, insan hoşlandığı biyolojik cinisyeti severken kendini belli bir kategoriye sokma ihtiyacı hisseder mi? Doğduğun bedende duygusal veya cinsel anlamda birine yönelirken insanın aklına kendini belli bir kalıba sokma ihtiyacı duymadığı gibi aklına bile gelmiyor. Hatta insan kendini duygusal ve fiziksel anlamda gerçekleştirirken, doğduğu beden üzerinden gerçekleştiriyor, gerçekleştirmekte hiçbir sakınca görmüyor.
Bazı trans tabirli arkadaşlarımızın, ilişki yaşarlarken kendi cinsel organlarından utanıp saklamaya çalışmalarının, heteroseksizmi içselleştirip, kendileriyle barışamamalarından başka bir açıklaması olabilir mi? Bedeninden utanan bir insanın, seviştiği bedenden de utanması gerekmez mi; çünkü o da aynı beden. Sorun senin o bedeni kabul edememen mi acaba? E kabul et o zaman..! Bu dünyada, doğduğu bedeni kabul edip onunla gurur duyan eşcinseller var, aynı bedenle tasvip etmesem de erkeklik taslayan ve gurur duyan gizli eşcinseller var... "Neden ben bedenimi sevmiyorum?" diye insanın bir sorması gerekmez mi? Belki de gerçekten bazı transların dediği gibi "bu beden bana ait değil!"durumu söz konusu değil de, özgüvensizlikten dolayı egemen yapı dışında varolma cesaretinin olmamasındandır. Hani diyorlar ya trans tabirliler, "Bu beden doğru olsa veya yanlış olmasa, bunca meşakati göze alır mıyım?". Hayatta varolurken psikolojik yapı gerçekten çok önemlidir. Bazı kişiler yırtıktır, bazı kişiler toplum dışı varolamazlar, vesaire... Altını siz doldurun diyeceğim ama, gene de söylemeden geçemeyeceğim.
Evet transseksüel olarak varolmak, doğasıyla barışamayan ve doğal olarak varolamayan kişilerin, heteroseksist sisteme ait olma, dahil olma çabasıdır. Şöyle bir şey olsaydı... Mesela eşcinseller çok normal karşılansaydı ve beden geçişi yapmak istemeyenler doğalarına ihanet ettikleri için dışlansalardı, hatta heteroseksizm diye bir şey olmasaydı, kadınlık veya erkeklik icat edilmeseydi, o zaman kendilerini trans olarak tanımlayan arkadaşların düşünceleri nasıl olurdu? Diyebilirsiniz ki durum şu anda böyle. Ben de zaten onu diyorum; transseksüellik şu anki düzene uyma çabasıdır.
Bakınız şu aşamada, heteroseksist içselleşmeden de olsa kişinin kendini cinsiyet olarak tanımlamasına da esnek olabiliyorum kişinin varolabilmesi için, hatta şu aşamada mutlu olabilmesi için geçiş ameliyatlarına da karşı değilim, ama kişinin kısaca doğduğu bedeni, kafasının içindekileri gerçekleştirme konusunda yanlış veya yetersiz olamaz. Kadın veya erkek mekanizmasını ve işlevlerini hayal edin duygusal veya fiziksel anlamda; bunlar heteroseksizmin öğretilerinden başka bir şey olabilir mi? Erkek biyolojisi etken, kadın biyolojisi edilgen düşüncesi fiziksel açıdan bir toplumsal cinsiyet içselleşmesidir. Bu düşünceyi, yani toplumsal cinsiyetin oluşturduğu cinisyet kimliğini, cinsel yönelimi sollayarak, insan biyolojisi üzerinden tek doğru gerçekmiş gibi dikte etmeye çalışmayalım lütfen. Gerçekten bir canlı fizkiskel ve duygusal devinimlerini, heteroseksizmin öğretilerinden bağımsız ve hiçbir biyolojik değişmeye gitmeden gerçekleştirebilir. Gerçekleştiremiyorsa, burada heteroseksizmden etkilenmeye müsait bir psikoloji söz konusudur. Ve bu psikoloji uzun vadeli de düşünememektedir özgüvensizliği yüzünden.
Bakınız, doğada yeri olmadığı gibi heteroseksist bir toplumda da transseksüelliğin yeri asla yoktur, olmayacaktır, olamaz da. Çünkü heteroseksizm denilen yapı, zaten cinisyetçidir, ayrımcıdır ve trasn kadınlığı ve erkekliği kabul etmesi söz konusu bile olamaz. İran'da transseksüelliğe esnek davranılması, bunun en güzel örneğidir. Yasalar transseksüelliğe izin veriyosa, heteroseksizmin devamlılığı içindir. Trans ameliyatlarının resmi olması, transseksüellerin hem toplum, hem de yasalar tarafından kabul edildiği anlamına gelmiyor çünkü. Zaten toplumsal yaşamı yasalardan ne kadar bağımsız düşünebiliriz; özellikle geleneksel toplumlarda.
Bana dönersek... Evet kız gibi duygularım vardı... Hala da bir erkekle beraber olurken kendimi kadın gibi hissettiğim olmuyor mu? Oluyor ama...
1. Başta da dediğim gibi heteroseksimden soyut yetişmek ne derece mümkün?
2. Ben kendimi duygusal ve fiziksel anlamda sadece kadın gibi hissetmiyorum ki.. Erkek gibi de hissediyorum veya en mantıklı şekilde sadeec eşcinsel olarak da... Çünkü,
a) Kendimi belli bir kalıba sokmam gerekmiyor da,
b) Karşımda nötr bireylerden oluşan bir toplum mu var da, ben de bunlardan bağımsız bir eylem içersinde bulunayım?
3. Erkeklik kadınlık denilen şey sadece yatak odasında mı mevcut? Geri kalan zamanımızdaki kimliğimiz ne olacak? Her an, her dakika "ben kadınım, ben erkeğim ve ona göre davranmalıyım" denmek ne kadar heteroseksizmden bağımsız bir kimlik ifadesidir? Mesela "Yemek yerken kadın gibi olmalıyım, yürürken erkek gibi olmalıyım, spor yaparken nasıl olmalıyım acaba?" diye bir şey mi var doğada? Burada ne olduğumuza, neye göre karar verdiğimiz, yani "doğaya göre mi olmalı, heteroseksizme göre mi olmalı?" durumuyla alakalı. İçinde yaşadığımız heteroseksit yapıya göre aldığımız kararları bilimsel veri olarak değerlendiremeyiz; sadece sosyolojik açıdan değerlendirebiliriz.
Bir de bazı transseksüeller şunu diyor... "Bazı insanlar bedensel olarak sakat doğuyorlar, bunu normal mi kabul ediyoruz da transseksüelliği normal kabul etmeyelim?." Ne alakası var allahaşkına! Siz dalga mı geçiyorsunuz zeka kuaramlarıyla? Sakatlık başka şey, bedenle barışık olamamaktan dolayı memnuniyetsizlik başka şey. Senin doğduğun bedenin hangi cinsle olursa olsun sevişmene engel değil ki. Derdin sadece sevişip sevişmemek değilse, senin bedenin hayatını idame ettirmende de önünde engel değil. Transseksüellik bedeniyle barışamamak diyoruz; kabul edilmiyor. Ne öyleyse transseksüellik? Gerçekten kendilerini transseksüel olarak tanımlayanlar, kendilerini ve ne istedikleirni biliyorlar mı? Yoksa sırf kendilerine küslüklerinden dolayı saçmalıyorlar mı? Transseksüellik beyinsel diyorsunuz; o zaman o bedeni de o beyne uygun şekilde kullanmasını bileceksiniz, bilmiyorsanız da öğreneceksiniz. Bu kadar basit. Dünya sağlık Örgütü WHO hala transseksüelliği bir ruhsal olarak tanımlamaktadır, bu da biline.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder