Keşkeğimizi ne zaman yiyeceklermiş!
Toplantılarımız biz bize de olsa her hafta devam ediyor. Sohbet havasında geçen toplantımızın bu hafta belli bir konusu yoktu ama LGBTİ'lerin aileleriyle ilişkileri, üzerinde daha çok durduğumuz konuydu. Bütün eşcineller genellikle aynı süreci ve sorunları yaşıyorlardı. Her eşcinselin belli bir yaşa gelince evlenmesi zorunlu bir durumdu. Bunun sebebi tabiki de cahillik. İnanın homofobiden çok cahillik. Eğer insanlar eşcinsellik konusunda bilinçli olsa ve eşcinselliğin özenilerek falan değil de doğuştan gelen bir şey olduğunu bilseler, eşcinsel çocuklarını evlendirmenin kimseye bir faydasının olmayacağı gibi, eşcinsellerle birlikte daha bir sürü sorunlu birey, hatta sorunlu bir çevre yarattıklarını göreceklerdir. Çünkü heteroseksist ve homofobik bir dünyada heteroseksüel yola itilmiş bir eşcinselin yakını, daha açıkçası karısı ve çocukları olmak da sorunlu bir durumdur. Çünkü bir eşcinselin heteroseksüel bir evlilik yaptırılması, onu heteroseksüelleştirmez ki. Bir eşcinselin eşcinselliğini yaşaması, ne yaparsanız yapın, ister din gibi gerekçelerle, ister erkek egemen bir toplumda yaşamak gibi gerekçelerle ne bastırılabilir, ne de ertelenebilir. Bir insan eşcinselse eşcinseldir ve o eşcinsellik yaşanacaktır. Heteroseksüeller cinsel yönelimlerini erteleyebiliyorlar mı? Yok öyle tek doğru cinsel yönelim heteroseksüellik diye bir şey. Kimse kandırmasın kendini. N'oluyor aileler eşcinsel çocuklarını tedavi ettirmeye çalışarak, evlendirmeye çalışarak..? Mutlu bir evlilik mi oluyor? Bir eşcinselle evlenen kadının aradığı mutluluğu yakalayabileceğini mi düşünüyorsunuz? Yoksa erkek egemen bir toplumda kadının hiçbir önemi mi yok; aynen öyle. Annelerin bile umrunda değil eşcinsel çocuklarıyla evledirdikleri kadının. Onların tek derdi, eşcinsel çocuklarını erkekleştirebilmek. Kadının bir erkekten beklentisinin ne önemi olabilir ki? Aşkmış, sevgiymiş, arzulu bedensel bir birliktelikMiş... Kadın talep etmeden, hiçbir eşcinsel erkek bir kadınla beraber olmaz. Sırf görev icabı beraber olabilir eşcinsel bir erkek bir kadınla. Erkeklik görevini yapmadı denmesin, bir de çocuk olsun... Sonrası hüsran. Bir süre sonra mecburi görevler bile yerine getirilmeyip, sonrasını ben söylemeyeyim bile... Hadi söyleyeyim... Bir tarafta ömrünün sonuna kadar ihmal edilen bir kadın-lık, bir tarafta kaçınılmaz eşcinsel birliktelikler. Belki de gerçeklerin-eşcinselliğin öğrenilip, gene en başa dönülmesi... Yani boşanılması. Niye yapıldı öyleyse bu evlilik? İnsanların hayatları heteroseksizm için bir deneme tahtası mı? Gerçekler en baştan kabul edilse ve sonraki yaşanılan kaldırılamaz süreç yaşanmasa daha iyi olmaz mı? Ertelenmiş kadınlıklar, aldatılmış kadınlıklar ve iki yüzlü eşcinsellikler... Ve boşa geçen yıllardan sonra geç kalınmışlıklar... Heteroseksizm teşekkür etti mi size-ailelere-eşcinsellere heteroseksüel evlilikler yüzünden? Aieleler için eşcinsel çocukların mutluluğu önemli olsa, zaten onları heteroseksüelliğe, heteroseksüel evliliğe zorlamazlar. Benzer evliliklerin İran gibi eşcinsellerin idam edildiği ülkelerde yapıldığını düşünün... Eşcinsellikleri ortaya çıkınca idam söz konusu çünkü. Gerçekten insanların hayatları heba edilmeden gerçeklerle yüzleşilmeli. İnsanları heteroseksüelliğe zorlamanın hiç kimseye faydası yok. Heteroseksist ailelere bile. Mutsuz çocuklar çok mu mutlu ediyor sizi? Tamam toplum baskısı diye bir şey var ve aileler de başlarını dik tutabilmek için böyle bir yola başvuruyorlar ama elalem ne der diye insan çocuğunu feda eder mi? Mesela çevrenin şöyle bir yaklaşımı vardır evlenmeyen erkeklere karşı; keşkeğini ne zaman yiyeceğiz; bu, ne zaman eveleneceksin, neden evlenmiyorsun demektir. Aslında bu tür beklentiler, yani eşcinsellerden veya herkesten heteroseksist bir yaşam beklentisi, biraz da bizlerin heteroseksizme boyun eğmesiyle alakalı bir şey. Tamam, ekonomik özgürlüğümüzü kazanıncaya kadar baskıya maruz kalabiliriz ama belli bir yaştan ve ekonomik bağımsızlıklarımızı kazandıktan sonra ailelerimizin heterosesist baskılarına boyun eğip eğmemek biraz da bizim kendi elimizde. 30 yaşına gelmişsin, 40 yaşına gelmişsin, hatta 50 yaşına gelmişsin ama bırak ben eşcinselim demeyi, hayır ben evlenmeyeceğim demeyi baskılara maruz kalmamak için biraz sertleştirmek gerekmez mi? Evlenmedik diye de illa ki ailelerimizle birlikte yaşamak zorunda mıyız? Çevremizin bize nasıl davranacağı kendimizin elinde. Bizi ailelerimiz doğurdu diye hayatımıızı feda etmek zorunda değiliz ki? Feda edince bari bir neticeye varılabilse. Eşcinsel olmamaları için eşcinsellerin transseksüelliğe falan zorlanmaları veya eşcinsellerin tek doğru cinsel yönelimin heteroseksüellik olduğunu içselleştirmelerinden dolayı transseksüel olmaları falan ne kadar saçma bir durum. Bazı eşcinsellerimizin de heteroseksist bir toplumda yaşamalarından dolayı, eşcinsellikleriyle barışamayıp biseksüelim ayaklarına falan yatması... Kadınları asla arzulamayıp erkek cinsiyet kimlikleri yüzünden kendilerini biseksüel zannetmeleri... Evet eşcinselrimiz de bilinçsiz ve özgüvensiz kimlikleri konusunda... Ben böyle çatır çatır eşcinsellerin evlilik yapmamaları gerektiğini haykırıyorum ama heteroseksüel yola girmeyince kendisini daha kötü hisseden ve de düşüncelerini asla değiştiremeyeceğimiz eşcinseller de var ne yazık ki. Çünkü bazı eşcinsellerimiz eşcinselliklerine o kadar küsler ki, heteroseksist kamburu sırtlarında taşımak daha kolay geliyor. Ben sadece şunu diyorum. Bir eşcinselin heteroseksüel evlilik yapması eşcinsel ve evlendiği kişi dahil hiç kimseyi mutlu etmez; ancak mutluluk oyunu oynanır. Her şeye rağmen ben heteroseksüel yolu seçmek istiyorum diyorsanız... O zaman mutsuz olmayı, mutsuz karşı taraf yaratmayı, iki yüzlü olmayı, bir gün gerçeklerin ortaya çıkıp sizi daha zor duruma sokabileceğini göz önünde bulundurmak zorundasınız. Sonra bana gelip zırlamayın akıl verenim olsaydı, böyle bir şey yapmazdım diye. Çok uyardım bazı arkadaşlarımı zamanında ama dinlemediler ve şimdilerde dediğim sorunları yaşıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder