11 Kasım 2016 Cuma

Nükhet Duru tek bir şarkıyla bile 2016'ya damgasını vuruyor


Zülfü Livaneli'nin 50. sanat yılı şerefine çıkarılan proje albüm gerçekten bu anlamda, proje albüm anlamında bugüne kadar yapılan en güzel çalışma. Şarkıcı seçimleri başta çok iyi. Çünkü gerçek anlamda şarkı söyleyen isimlerden, yorumculardan, şarkılara anlam katanlardan, şarkıları özgünleştirenlerden seçilmiş. Sezen Aksu'nun yorumundan çok keyif aldım, Ceylan Ertem gene şarkıyı kendileştirmiş... Albümde dikkat çeken şeylerden biri de "Zülfü Livaneli'nin ne kadar güzel şarkıları varmış" dedirtmesi. Demek ki müzikte en önemli şey solist, şarkıcı, yorumcu... "İyi bir şarkıcı sıradan bir şarkıyı bile devleştirebilir" diye bir gerçek var. Yani yorumlamak, yorumcu olmak çok önemli, hatta en önemlisi... Gerçekten bütün şarkıcılar hakkkını vermiş şarkıların. Hatta iyi ki de bu şarkılar değişik şarkıcılar tarafından seslendirilerek böyle bir albüm yapılmış. Çünkü bu güzelim şarkılar bu sayede daha çok gündeme gelecek, daha çok kişiye ulaşacak, daha çok gönülün kapısını çalacak...

Albümü dinliyorsun, dinliyorsun, beğeniyorsun, seviyorsun, hayran oluyorsun... Dikkat çeken diğer bir şey de düzenlemelerin gerçekten evrensel ouşu... Yani albüm, ismi gibi gelecek kuşaklara da miras olarak bırakılabilecek nitelikte bir çalışma. Ama bir şarkıya gelince şok yiyiyorsun. Olamaz böyle bir şey diyorsun. Bugüne kadar neredeymiş bu şarkı diyorsun. Tılsım şarkıda mı, şarkıcıda mı acaba? Nükhet Duru'nun söylediği "Bir Yelkenlim Olsaydı" şarkısından bahsediyorum. Öyle güzel bir şarkı ki... Nükhet Duru'nun klasiklerinden biri niteliğinde adeta. Nükhet Duru bu şarkıyı söylemeseydi yazık olurdu. O kadar sade, tertemiz bir şarkı ki... Dinlerken arınıyorsun, başka alemlere intikal ediyorsun. Düzenleme çok nefis... Nükhet Duru şarkılarında olduğu gibi bu şarkı da klasik unsurlar taşıyor, operamsı şeyler taşıyor. Layığıyla Batı... Albümün incisi, albümün farklısı, en farklısı... Nükhet Duru gene fark yaratmış farkıyla. Veee... Nükhet Duru'nun sesi billur mu billur... Kaymak gibi, yağ gibi, su gibi, öyle akıcı ki... Şarkının sözlerindeki gibi sanki bir yelkenliyle denizlere açılıyorsun hissi yaratıyor insanda dinlerken... Melodiyle sözlerin örtüşmesi çok önemlidir ama şarkıya hayat vermek en önemlisidir... Yaşanmışlığı hissettirimesi gerekir iyi bir şarkı olabilmesi, sayılabilmesi için. E Nükhet Duru'ya, ülkenin, belki de dünyanın en iyi yorumcusuna bu konuda ne denilebilir ki... Yapmış yapacağını gene ve bin albüme bedel tek bir şarkıyla bana göre 2016'ya damgasını vuruyor. Bir çoğuna abartı gelecek söylediklerim ve albümdeki bir çok şarkının yanında gene anlaşılmayacak ama Nükhet Duru'nun kendi ifadesiyle, onu anlayanlar yeterli. Bir insanın sesi gitgide daha mı güzel olur... İnsanın güzelliğinin her dönem bir anlamı vardır ama Nükhet Duru'nun sesinin de her döneme göre bir güzelliği var, her şarkıya farklı bir yorum katan farklı bir tınısı var, farklı bir yorumu var... Çok genç, umut dolu bir ses var bu şarkıda. Sanki 70'li yıllardaki sesinin rengine sahip ve, ama daha tecrübeli ve şarkıya daha bir anlam katan bir ses...

Nükhet Duru bu yıl albüm yapmadı ama proje albümlerdeki şarkılarıyla gene bir albüme tekabül edebilecek kadar şarkı kaydı yaptı (6 şarkı) ve en güzeli bu şarkı bence. 2016'ya kalıcı bir yorum kattığı, kalıcı bir eser kattığı için çok teşekkür ediyorum kendisine. Şarkıyı yüzlerce kere, binlerce kere dinliyorum ve bıkmayı bırakın doyamıyorum... Albüm yetişmese de kendine ait en azından bir single çıkarsaydı kişisel diskografisi adına ve bu yılı boş geçirmeseydi. Nükhet Duru bu yıl çok iş yaptı aslında ama. Dizi, müzikal, proje albünler, caz konser dizisi, folk konser dizisi, özel konserler... Nazar değmesin... Türkiye Cumhuriyetinin 70'lerden günümüze dur durak demeden çalışan gelmiş geçmiş en faal sanatçısı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder