Şebnem S. ve onu eleştiren diğerleri; H. Avşar, D. Akkaya, S. Serengil
Kız da Onu eleştirenlerin ipliğini pazara çıkardı.
Bu sefer Deniz Akka'ya, Şebnem Schaefer'ı "3 günlük benzin paramla defileye çıkarsın" diye aşağıladı.
Ben de Deniz Akkaya'ya twit attım insanları parasızlıklarıyla aşağılamanın yanlış olduğuna dair.
O da beni Twitter'dan engellemiş. Benim zaten Deniz Akkaya'yı takip etmek gibi bir lüksüm yok ki! Ne işim olabilir ki beni falan satın alabilecek insanlarla..!
Gerçekten belli noktaya gelmiş diyeceğim ama ne yazık ki gelememiş, hatta geldiğini zannederek yanıldığımız insanlara TV programı yaptırmaları falan abesle iştigal.
Hele Nihat Doğan'ın falan geçenlerde Cüneyt Arkın'ı düzeysiz bir şekide eleştirmesi... Sen nereden bileceksin ki kimin ne kadar Atatürkçü olduğunu Nihat Doğan..?
Hele Aleyna Tilki'ye yapılanlar, Beyaz TV'deki magazincilerin "biz çocuğu koruyoruz" diye kızcağızı hedef haline getirmeler...
Bu magazincilere birilerinin dur demesi gerekmiyor mu?
Her neyse para konusuna geri dönelim...
Benim hiçbir zaman param olmadı. Asgari ücretle çalışan bir işçi oldum hep ve onları da müzik CD'lerine, kasetlerine, dergilerine, kitaplara yatırdım hep ve kendimi hiç aşağılık hissetmedim param yok diye. Çünkü param olsa bile, paranın harcamak, ihtiyaç gidermek için bir araç olduğunu bilenlerdenim.
Kendi ihtiyaçlarımdan sonra da herkesin ihtiyaçlarını karşılar, gene 5 parasız kalmayı tercih ederdim param olsaydı eğer.
Bugün hatta şaka yollu olsa bile para kelimesini ağzımıza almamaya karar vermiştik sporcu arkadaşlarımla...
Şunu da söylemeden geçemeyeceğim...
Ben hiçbir zaman elde ettiğim bir şeyi, ister düşünsel anlamda, isterse nesnel anlamda hiç paraya dönüştürmedim biliyor musunuz? Fazlalıkları-mı hep birilerine faydalı hale getirme taraftarı oldum. Asgari ücretli işçiliğim dışında ben bir şeyler(imi) satarak hiç ticaret yapmadım gerçekten. Paraya işte o kadar uzak birisiyim, diyebilirim.
İşte bu yüzden Şebnem manken kızımızı Deniz Akkaya'nın böyle para mevzusuyla, işsizlik mevzusuyla küçük düşürmeye çalışmasını yanlış buldum.
İşsizliği nasıl çözebiliriz diye düşünürken, işsiz olmanın aşağılık bir şey olduğunun ifade edilmesi, dolayısıyla parasızlığı insanları küçültmek için kullanmak falan gerçekten çok yanlış, çok ayıp bir şey...
Çünkü herkes bu şekilci dünyaya şanslı gelmeyebiliyor güzellik olarak falan.
Yani herkesin kolay yoldan falan veya zor yoldan para kazanmaya kapasitesi yetmeyebiliyor.
Peki bu durum, yani insanların kolay para kazanma imkanlarının olmaması eşitliksiz bir dünya için gerekçe olabilir mi?
Konu aslında mankenler arası savaş da değil benim için. Yoksa ben hangi mankenin düellosuna maydonoz olmuşum ki..?
İşsizliğin, parasızlığın ne demek olduğunu biliyorum özellikle mülteci LGBTİ'lerden falan.
Bir insanın konumu da önemli değil parasızlığından dolayı aşağılamak için.
Yani para kazanabilme potansiyeli olan insanlar da parasız kalabilir ama niye yüze vurulsun ki bu?
Bu lüzumsuz yerme sadece Deniz Akkaya'ya dair bir şey de değil...
Bugün de gazeteler Sezen Aksu'nun kirasını ödeyemediğine dair haber yaptılar...
Yaa, bu ülkede herkesin en büyük sıkıntısı barınma sorunu ve kiralar asgari ücrete göre çok yüksek.
Magazinciler, gazeteciler, olaya biraz da sosyolojik açıdan yaklaşsalar ve magazinin boyutunu bir tık yukarıya çekseler daha iyi olmaz mı?
Unutmadan, Şebnem Schaefer aslında yaralarına tuz bastı kendisi hakkında dedikodu yapanların. Şebnemin dediği gibi, gerçekten Şebnem'i eleştiren üç kadın TV figürünün geriye baktığımızda bıraktığı bir şey var mı..?
Seren Serengil, Helin Avşar ve Deniz Akkaya...
Bunlar magazin yaparsa olacağı bu..!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder