24 Temmuz 2016 Pazar

Benimle bir şekilde temas kurmuş herkese müteşekkirim


Benimle bir şekilde temas kurmuş herkese müteşekkirim biliyor musunuz? Çünkü onlar sayesinde sevgisizlik, güvensizlik, samimiyetsizlik, nefret, hazımsızlık, çekememezlik, kıskançlık, art niyetlilik gibi negatif kavramların içini doldurdum. Bana yaşatılan olumsuzluklar sayesinde "her işte bir hayır vardır" felsefesine de birebir tanıklık etmiş olduğum için hayattan vazgeçmemeyi, hep pozitif kalmayı, hep önüme ve hayata kuş bakışı bakmayı da öğrendim. Kişilerin ve olayların değil düşüncelerin daha önemli olduğunu bu deneyimler sayesinde pekiştirdim. O yüzden eleştirilerim olmuştur yaşadıklarıma dair, olmalıdır da zaten ama takılıp kalmamışımdır olaylara ve kişilere, ve bana kazandırdığı tecrübeleri kar bellemişimdir. Bana yaşatılanlar sayesinde Polyanna kalmayı başarabildiğim gibi bağışıklık sistemimi de güçlendirdim. Yani insanların kişiliklerine göre mesafe ayarlarım ben. İyi insan, kötü bir dünyada benim duvarlarımı anlayışla karşılayacaktır zaten. Karışlamayan, zarar veremeyeceğini anlayacağı ve aleyhimde çalışacağı için önemsizdir alınması, kısırlması, darılması ve onun kaybedilmesi. Kötülükle beslenen insanlar bir şey kazanamadıkları gibi, kendilerini de kaybetmiş sayılırlar, zaten yoklardır da kendilerini bulma fırsatlarını da kaçırmışlardır diyelim. Birisine karşı kazanmak, kazanmak mıdır, yoksa hayatı bir bütün olarak düşündüğümüzde kendimizin bir tarafının kaybettiğinin farkında olmamak mıdır? Verdiğimiz savaş kime karşdır, hayat veya evren nedir, biz o oluşumun nesiyizdir..? Hayatın gerçek anlamda farkında olamayışımızı evrimsel bir süreç olarak mı düşünmeliyiz, yoksa gerçek anlamda bencil olanlara da bu sürecin bir parçası olarak boş mu vermeliyiz yapılacak bir şey olmayacağı için? Ne yazık ki insanoğlu-kızı yaşam muhasebelerini yapamayacak düzeyde egosal hala; o anki egosuna yenilip uzun vadede kaybedeceklerini düşünemeyecek boyutta. Çünkü materyalizm bizi soyut düşünmek yerine somuta mahkum ediyor, biz de hesabımızı kitabımızı ona göre yapıyoruz; elde var sıfır ama... Sadece insanlar taraf değiştiriyor, maddeler yer değiştiriyor; biz de kazandık veya kaybettik sanıyoruz. Amacımız; bugün düşünsel anlamda ne kazandım, düşünsel anlamda ne kazandırdım olmalı... Bir iki cümle daha söylemem gerekirse... Kısa cümlelerimde gerçi bir iki defa belirttim. Ben kaybetme durumunu asla kabul etmiyorum. Çünkü gerçek anlamda kazanmak, hayatı tecrübe etmektir. Hayatımdan çıkıp gidenler, zaten çıkıp gitmesi gerektiği için çıkıp gitmişlerdir. Hele egosal çıkar hesapları yapanlarla tamemen ayrı dünyaların insanlarıyızdır. Dediğim gibi, hayatta her tecrübe benim için bir kazançtır ve değerlidir. Çünkü insanlar olumsuzluklarla da karşılaşmalı ki, hayatı gerçek anlamda öğrenebilmeli, önelmelerini de almalı ki hayatta kalarak dönüşüm sürecine katkı sağlayabilmeli. Varoluşlarımız bileklerimize görünmez kelepçe vurdurtacak şekilde tek boyutlu olmamalı. Mahkumiyetlerimizi özgürlük zannetmemek için daha geniş çerçeveden bakabilmeyi öğrenmeliyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder