9 Mayıs 2014 Cuma

Eşcinseller de yaşlanır!


Eşcinsellik yaşlılara, yaşlılığa pek yakıştırılamaz. Sanki gençlikte yaşanan bir heyecanmış gibi, "Yaşını başını almış bir insan nasıl olur da hala kendi cinsiyle yatar?" diye düşünülür. Tabi o pörsümüş vücutlardan heyecana dair bir sinyal alınamaz değil mi? Oysa eşcinselliğin sadece bedensel değil, beyinsel bir durum da olduğunu düşünebilseler...

Eşcinselliğin yaşına dair önyargı sadece heteroseküsellerde değil, eşcinsellerde de vardır. Tabi bu önyargılı bakış açısının tek sebebi geçkinlik değildir, heteroseksist bir şartlanmadır da. Yani insan gençliğinde ne yaşarsa yaşasın ama sonrasında mutlaka evlenmeli, çoluk-çocuk sahibi olmalı, aile kurmalı, heteroseksist yaşama dönmelidir. Toplumsal varoluş için bir gerekliliktir bu durum. Çünkü gereklilikler yerine getirilmeyince çevreden tepkiler gelmeye başlayacaktır hem eşcinselin kendisine, hem de eşcinselin ailesine. Tepkiden de önce, eşcinseller kendileri de isteyecektir heteroseksist toplumsal yaşama karışmayı dışlanmamak için. Bunun yansıması da yaşlılıkta eşcinselliğin olmayacağı, yaşlı eşcinsellerin dizlerini kırıp oturması gerektiği şeklinde olacaktır.

Gençlikte duygularımız hapsediyoruz, yaşlanınca da dibinden aldırmamız gerekiyor duygularımızı. Sevmek neyinedir ki eşcinselin! Gençlikte cinselliğini gizli-saklı yaşasın yeterdir. Ne acı bize bahşedilen hayatlarımızı kendi ellerimizle bitirmemiz. Oysa hayatımızın her bir yaşını, her bir dakikasını dolu-dolu yaşamak hakkımız ve kendi elimizdedir.

Tabi bunda ilişkilerin sadece cinselliğe, hatta cinsel uzuvların birleşmesine indirgenmesinin de etkisi vardır. Oysa ilişkiler sadece cinsellikle alakalı olmadığı gibi, cinsellik de sadece ilişki değildir. Elele tutuşma, tensel temas, hatta bakışmak, hatta hatta birbirini sevdiğini bilmek bile bir ilişkidir. Tabi baskıcı heteroseksist bir sistemde aşkı, seksi doğru dürüst öğrenemediğimiz için, sağlıklı bir şekilde yaşayamıyoruz da. Yaşayamayınca da, yaşlılıkta eşcinselliği veya yaşlı eşcinselleri tahayyül edemiyoruz.

Eşcinselliği belli bir yaşla sınırlandırmada, heteroseksüel aileyi yaşlılıkta bir bakım güvencesi olarak görmekte etkili. Kim bakacaktır eşcinsellere yaşlanınca ailesi, çoluğu-çocuğu olmazsa? Eşcinsel aile sanırım yasalardan önce kendi beynimizde yasak. Heteroseksüelliğin geleceği daha sağlam diye, insan kendisinden, kendi yapısından-doğasından, eşcinselliğinden vazgeçer mi? Eşcinselliğimizi ne zaman kabul ettik ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder